Otuz iki yılını eğitime vermiş bir emekliyim. Her yıl yapışması gereken "Öğretmenevi Kimlik Kartı Pulu"mu almak için uğradığım öğretmenevi müdürlüğünde çalışan kızlar "Hocam, maalesef bu kartlar değişti, bunun için yeniden şunu şunu getireceksiniz" deyip de bir sürü bürokratik muamele isteyince çok üzüldüm.
M.E.B. Öğretmenevleri ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı'nca bastırılan ve tanesine 20 milyon istenen eskisi kırmızı, şimdiki kahverengi tip öğretmenevi kimlik kartı adı altında tüm Türkiye'deki "500 bin" çalışan ve "100 bin" emekli öğretmene pazarlanan bu kart sayesinde 1.5 trilyon T.L. öğretmenin cebinden çalınacaktır.
Oysa tüm çalışan öğretmene ilgili il milli eğitim müdürlüğünce öğretmen olduğuna dair resmi kimlik kartı zaten verilmektedir. İkincisiyine emekli öğretmenlere T.C Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nce arkasında görevini ve okulunu belirtir resmi kimlik verilmektedir. Şimdi bunlar varken (20 milyon TL, resim, nüfus cüzdanı fotokopisi, form dilekçe, savcılık yazısı) neden istenir bilinmez. MEB Bakanı Sayın Hüseyin Çelik'ten dileğimiz zaten zar zor geçinen öğretmenin bu basit sorununa bir çare bulması...
Orhan SUAT (Emekli öğretmen) - LÜLEBURGAZ