CHP ve İyi Parti arasındaki aday çekişmesi devam ediyor. Bu çekişmenin Akşener için "kaybet-kaybet" denklemine oturduğunu düşünüyorum.
Malum, son iki yıldır İyi Parti Genel Başkanı Akşener ısrarla, İstanbul veya Ankara büyükşehir belediye başkanlarını "kazanacak aday" olarak pazarlama gayretinde.
CHP Genel Başkanı da sabırla bu iki ismi CHP'nin adayı olarak 6'lı masaya getirmeyeceğini defalarca gösterdi.
Akşener'in CHP'nin içinde iktidar mücadelesi oluşturan bu yaklaşımında ısrarcı olmasının söylemi dünkü açıklamalarında vardı.
***
Akşener,
Saraçhane'de Kılıçdaroğlu'ndan rol çaldığı söylenen katılımı için liderlik vurgusu yapmakla yetinmedi, ittifak adayı argümanını pekiştirdi:
"Kimseden izin alma mecburiyetim yok, söyleyeni de fena çarparım, kendi seçtirdiğimiz belediye başkanı için kimden izin alacağız!"
İfade çok açık...
İmamoğlu ve Yavaş, CHP adayı olabilir ancak ikisi de aynı zamanda İyi Parti'nin desteğiyle seçildi. Baba-oğul ve abla-kardeş polemiğinden daha ileri bir sahiplik çekişmesi bu. Ve Akşener bu çekişmeden vazgeçerse, ittifakın neden hep CHP'nin hanesine yazdığını partisine anlatamaz.
***
Sorun şu ki, 2019 yerel seçimlerinden sonra İmamoğlu'nu
"kurtarıcı" koltuğuna oturtan CHP'liler,
"bizim de belediye başkanımız" havasındaki İyi Partililer, İmamoğlu'nun birçok kesime
"mavi boncuk" dağıtan tarzı ve kendisini muhalefetin
"doğal cumhurbaşkanı adayı" olarak kodlayan hali Kılıçdaroğlu'nu partisi içinde iktidar mücadelesi ile uğraşmaya mecbur etti.
Mahkemenin İmamoğlu kararından sonraki havayı da geçiştiren Kılıçdaroğlu, Akşener'i zor kararlara itiyor.
Akla gelen sorular şöyle:
Yavaş'ı sahaya sokamayan, İmamoğlu'nu da elenmekten alıkoyamayan Akşener, Kılıçdaroğlu'nun adaylık dayatmasına razı olur mu?
CHP Genel Başkanı'nı
"ittifak adayı" diye kabullenmesi mümkün mü?
Kılıçdaroğlu, ya
"madem beni kabul etmiyorsunuz o halde CHP dışından şu kişi (bence masa dışından) olsun" derse nasıl tavır alabilir?
Masada sürekli sorun çıkaran yerde kalmaz mı?
***
Akşener ve Yavaş isimlerini desteklemeyeceğini açıklayan
HDP'nin Kılıçdaroğlu'na sıcak baktığı malum.
Bu arada HDP, seçime etki edecek kritik rolde olduğunu düşünerek 6'lı masaya pazarlık şartı öneriyor.
"İlkeli ve adı konulmuş bir birliktelik" istiyor. HDP'nin
"Aday önemli değil ancak ikinci anadil dahil şu taleplerini kabul edin" teklifiyle gelmesi
6'lı masada en çok Akşener'i rahatsız eder.
HDP destekli Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığını kazanması ihtimali de Akşener açısından ciddi sakıncalar içeriyor.
Masadaki en büyük sağ parti olarak Türkiye'nin yönetimini CHP ve HDP ikilisine teslim etmenin sağ seçmen nezdinde Akşener'in tüm siyasi hayallerini bitireceğini söylemek abartı olmaz.
***
Akşener, 6'lı masadaki önemli yerini sonuca etki edecek şekilde kullanamama riski ile karşı karşıya.
2019 yerel seçimleri gibi CHP'nin çok şey aldığı, İyi Parti'nin sembolik kazanımlarla avunmak durumunda kalacağı bir siyasi atmosfer oluşabilir. Bu noktadan sonra Akşener kendi ismini de ortak aday olarak masaya getiremez. Masanın çoklu aday çıkarması Akşener'in sorununu çözmüyor.
Masayı terk etmek ise bu saatten sonra hiç açıklanamaz. Seçimin kaybedilmesinin bütün faturası Akşener'e yazılır.
2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi 2023 seçimlerinde de Akşener'in tercihi muhalefetin adayının kim/ler olacağını belirleyebilir. HDP etkisi ve ortak aday gibi iki zor konu Akşener'i bunaltmaya devam edecek.
Bakalım
"kaybet-kaybet" tuzağından çıkabilecek bir yol bulabilecek mi?