Mahkemenin İmamoğlu kararının siyasete etkisini yorumlarken her siyasi aktörün farklı şartlarda kendi hikâyesini yazdığını belirtmiştim. İmamoğlu'nun bu hikâyeyi yazmakta çok zorlanacağını anlamak için "siyasi mühendislik" ve "komplo teorileri" tartışmasına bakmak yeterli. İlginç olan bu tartışmaların daha çok muhalefet tarafında gerçekleşmesi. Saraçhane mitingleri ile "mağduriyet" söylemini yükseltenler, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olması için bir rüzgâr oluşturmayı arzu ettiler. Bu çevreler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1998'deki siyasi yasaklanmasını ve sonrasındaki mücadelesini "İmamoğlu hikâyesi" yazmak için seferber ettiler.
***
İroni şurada; bu hikâyenin yazılmasını engelleyen aktör olarak CHP öne çıkıyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu önce "Karar, aday belirleme sürecini etkilemez" dedi. Sonra İmamoğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı'na (16 milyon vurgusu) devam edeceğini söyledi. Dün medya temsilcilerine yaptığı açıklamada "İmamoğlu'nun çağrısını sosyal medyadan duydum" ve "Bir parti başka bir partinin içişlerine karışmamalı" cümleleri ile İmamoğlu ve İP Genel Başkanı Akşener'e açık uyarıda bulundu.***
Kuşkusuz CHP'nin tepkisinin tek sebebi Akşener'in Kılıçdaroğlu'ndan rol çalması değil. CHP ile İP arasında seküler oylar konusunda bir rekabet varken bu öne çıkma çabası hoş karşılanmayabilir. Elbette asıl mesele CHP'nin kararı pişmiş aşa su katan bir yerde görmesidir. Diğer bir konu da Akşener'in "Bitti bu iş" havasıyla CHP'ye ve 6'lı masaya İmamoğlu ismini dayatmasıdır. Yani, CHP'den gelen tüm değerlendirmeler mahkemenin kararından önce de İmamoğlu'nun aday olarak düşünülmediğini ve karar sonrasında da bunun değişmeyeceğini gösteriyor. İlginç, İmamoğlu "havasının" muhalefet tarafından bu kadar hızlı dağıtılması, kararın kendisinin önüne geçti.***
Şimdilik zihinlerde beliren sorular şunlar:
İmamoğlu'nun iddiasını söndürenler kimler?
"İttifakın adayı" olarak gördüğü İmamoğlu'nu fazlaca sahiplenen ve böylece CHP'ye dayatma yapan Akşener mi?
Akşener'e bu kadar yakın durarak ve partiler üstü konuma fazlaca angaje olarak Kılıçdaroğlu'nu gölgede bırakan İmamoğlu mu?
İmamoğlu'nu aday yapmama ısrarındaki CHP ve Kılıçdaroğlu mu?
Kötü süreç yönetimi sebebiyle hepsi mi?
Bugün itibarıyla Akşener'in son aday dayatma hamlesi de geri tepmiş görünüyor. Bu arada 6'lı masa adayını belirleme sürecini erkene çekmek zorunda kalıyor. Ve her şeye rağmen CHP, Kılıçdaroğlu ismini masaya getirmekte ısrarcı.
***
Muhalefet, elbette İmamoğlu kararını bir "sermaye" olarak kullanacak. Ancak Saraçhane havasının hızla dağıldığı ortamda kritik bir soru ortada duruyor. "Mağduriyet" söylemi kimin hikâyesinin parçası olacak? İmamoğlu'nun mu, Kılıçdaroğlu'nun mu, başka bir yeni adayın mı? Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu iki zıt aday profiline karşılık geliyor. 6'lı masayı bir araya getiren Kılıçdaroğlu "aday değil sistem" vurgusuyla muhalefetin "koordinatör cumhurbaşkanı" adayı olma tavırları sergiliyor. Akşener haricindeki genel başkanlar buna yakın duruyor. İmamoğlu ise hem CHP'yi hem de 6'lı masayı rahatsız edecek ölçüde çok hırslı bir cumhurbaşkanı adayı olarak değerlendiriliyor. Çok sayıda iddialı siyasi aktörün olduğu muhalefet cenahında İmamoğlu'nun kendi hikâyesini yazması hayli zor görünüyor.