Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BURHANETTİN DURAN

Üçlü zirve ve Suriye’de masa arayışı

İç siyasetin konularına yoğunlaşırken dış politikadaki önemli gelişmeleri gözden kaçırmayalım. Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası oluşan uluslararası ortamda en etkin rol üstlenen ülkenin Türkiye olduğu açık.
Bu rolün iki yönü var. İlki, tahıl koridoru ve esir takası ile Türkiye'nin Ukrayna krizinde az sayıdaki olumlu hamleleri yapmasıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu diplomasi başarıları, 2022 yılında dünya siyasetinde öne çıkan hususlar oldu.
İkincisi, çatışma çözümü çabalarının yanı sıra Türkiye'nin, Ukrayna krizinin getirdiği jeopolitik fırsatları en iyi değerlendiren ülke olmasıdır.
Rusya ve Ukrayna'ya yönelik aktif ve dengeli bir tarafsızlık politikası yürüten Türkiye, yaptırımlara katılmadığı gibi çok sayıda düzlemde avantajlar sağlayacak atılımlarda bulunuyor.
Barış diplomasisinin yanında enerji, gıda ve lojistik alanları öne çıkıyor. Bu da Türkiye'yi Doğu Akdeniz, Kafkaslar, Orta Asya ve Avrupa bağlamında güçlendiriyor.
Yunanistan ve İsrail, Avrupa'ya enerji ulaştırmada hırslı girişimlerde bulunsalar da Rus lider Putin'in Türkiye'nin doğalgaz dağıtım merkezi olması fikrini gündeme getirmesi, Türkiye'nin rakiplerinden önde olduğunu göstermektedir.

***

Bu üstünlük sadece Rus gazının Avrupa'ya Türkiye üzerinden ulaştırılmasıyla ilgili değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde Türkiye-Azerbaycan- Türkmenistan üçlü zirvesine katıldı. Beş anlaşmanın imzalandığı üçlü zirvenin konusu, Türkmen gazının Hazar Denizi üzerinden Türkiye'ye, oradan da Avrupa'ya ulaştırılmasıydı.
TANAP ve TAP hacmini doldurduğu için yeni bir hat kurulması gündemde. Hazar geçişli Orta Koridor'daki bu işbirliği, Türk Devletleri Teşkilatı'nı da güçlendirecek bir girişim. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Silivri'de Avrupa'nın en büyük doğalgaz depolama alanını açtı. Hedefin Türkiye'yi en kısa sürede doğalgaz referans fiyatının oluştuğu küresel merkez haline dönüştürmek olduğunu açıkladı.

***

Ankara'nın son dönemdeki hamlelerinde hem normalleşme politikasının hem de Rusya ile yürütülen iyi ilişkilerin önemli katkısı var. Bazı Batı başkentlerinden itirazlar gelse de Türkiye, Rusya ile yürüttüğü çok istisnai bir ilişkiyi yeni bir evreye taşıdı.
2015'te en sorunlu noktada başlayan Erdoğan-Putin lider diplomasisi bir dönem S-400 krizi, nükleer enerji yatırımları, Libya çekişmesi ve Suriye'deki operasyonlar bağlamında konuşuldu.
Türkiye'nin Libya ve Karabağ hamlelerinden sonra rekabetin yerine işbirliğinin ağır bastığı yeni bir safhaya geçildi. Ukrayna krizi sonrası ise Türkiye-Rusya ilişkisi Erdoğan'ın diplomasi, enerji, gıda ve bölgesel girişimler anlamında daha aktif olduğu bir yere geldi. Moskova artık Ankara ile Orta Asya düzleminde dahi yeni bir rekabet-işbirliği dengesine yöneliyor. Bu Türkiye'nin otonom politikasının ve Erdoğan'ın jeopolitik boşlukları doldurma başarısının sonucu.

***

Erdoğan'ın Avaza ziyareti dönüşü Suriye-Türkiye-Rusya olarak üçlü adım atılmasından bahsetmesi önemliydi. İstihbarat, savunma ve dışişleri bakanlarının ardından liderlerin bir araya gelmesi teklifini Putin'e ilettiğini söyleyen Erdoğan, Suriye'de yeni bir masanın kurulmasına işaret ediyor.
Daha önce Esed ile görüşebileceğini açıklayan Erdoğan, şimdi Putin'in de ihtiyacına dokunan bir girişimi seslendiriyor. Bu teklif, siyasi bir süreci temin ederek sığınmacıların dönüşüne katkı verecek ve PKK-YPG'yi 30 kilometrelik güvenlik koridorunun ötesine taşıyacak bir görüşmeler zincirine dönüşürse Suriye denklemi köklü bir değişime uğrayabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA