Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö ve İsveç Başbakanı Andersson soluğu Washington'da aldılar. Bu iki liderin ABD Başkanı Biden ile üçlü görüşmesinden sonra Biden, NATO'nun açık kapı politikasına vurgu yaparak bu iki ülkenin üyeliğine güçlü destek verdiğini söyledi. Finlandiya ve İsveç liderlerinin, NATO'nun en önemli ülkesine üyeliklerine destek için koşmaları anlaşılabilir.
Ancak aslında Türkiye'nin bu iki ülkenin üyeliğine itirazının aşılması için önce gelmeleri gereken başkent Ankara. Bu süreçte Finlandiya daha makul açıklamalar yaparken İsveç'teki sosyal demokratların PKK'ya destek konusunda "dezenformasyon" savunmasında bulunmaları meseleyi gerçekten anlamadıkları anlamına geliyor.
Bırakın Türk güvenlik birimlerinin muhataplarına verdiği detaylı bilgileri, sadece SETA'nın yayımladığı Avrupa'da PKK Yapılanması kitabındaki İsveç bölümüne bakmak https://www.setav.org/kitap-avrupada-pkk-yapilanmasi/ bile İsveç'in PKK-YPG konusundaki saldırgan ve hasmane politikasını kavramaya yeterli.
***
Bütün Batı medyasında NATO'nun önde gelen ülkelerinin, Türkiye'yi vetosunu kaldırması yönünde "ikna edeceği" fikri işleniyor. Niinistö ve Andersson'un da Biden'dan Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmesini istemiş olması düşünülebilir. Bu yaklaşımlar NATO'nun krizinin çözülmesine katkı sunmaz. Ankara ikna edilmesi gereken başkentler olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyor.***
Türkiye'nin itirazları üzerine ABD, Almanya ve diğer AB üyelerinin PKK ve FETÖ konusunda benzer ihmalkâr, saldırgan konumda olduğu hatırlatılıyor sıklıkla. Ankara bahsedilen ülkelerle bu iki terör örgütüne yönelik politikaları yüzünden çok sık gerildi. Şimdi Türkiye'nin elinde bir veto hakkı varken bunu Finlandiya ve İsveç'in hatalı politikalarını değiştirmesi ve böylece NATO dayanışması/müttefiklik ruhuna uygun hale gelmeleri için kullanması mı eleştirilmeli?***
Eğer Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile oluşan yeni jeopolitik, Finlandiya ve İsveç'in hızlı üye olmalarını gerektiriyorsa NATO'nun önde gelen üyeleri bu iki başkenti Türkiye'nin haklı taleplerini karşılama konusunda ikna etmeli. Stockholm ve Helsinki'nin gereksiz inatlarının onlara ve NATO'ya zarar vereceğini söylemeliler. Aksi değil. Ayrıca bazı Batılı yorumcular, Erdoğan'ın bu çıkışı iç siyaset (2023 seçimleri) için yaptığını söylüyorlar.Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz