AK Parti dün 7. Olağan Büyük Kongresi'ni coşkuyla gerçekleştirdi.
Başkan Erdoğan'ın konuşması "Büyük ve güçlü Türkiye" idealinin 2023 hedeflerine, 2053 ve 2071 ufkuna odaklanmıştı.
Erdoğan, demokrasiye, medeniyet nöbetini devralmaya, 2023'ü yeni bir başlangıç yapmaya ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasına öncülük etmeye vurgular yaptı.
Misyon dolu bu vurguları AK Parti'nin 19 yıllık iktidarındaki hizmetlerle sentezledi.
Vesayetle ve terörle mücadeledeki başarılar ile reform kararlılığı konuşmasının ana çerçevesini belirledi.
Beş husus dikkatimi çekti: Cumhur İttifakı'na verdiği önem, yeni anayasa vurgusu, dış politikadaki özgüven, kurucu bir unsur olarak aileye odaklanması ve parti yönetimindeki çeşitliliğe dayalı seferberlik.
***
Erdoğan'ın "15 Temmuz gecesinde milletimizin kurduğu Cumhur İttifakı'na" verdiği önem dikkatlerden kaçmadı.
Konuşmasında MHP lideri Bahçeli'ye teşekkür etmekle yetinmedi.
Cumhur İttifakı'nın Türkiye'yi önce 2023 hedeflerine, ardından da 2053 vizyonuna taşıyacağını söyledi.
Bu uzun erimli ifade Erdoğan'ın yeni anayasa ve diğer siyasi hamlelerini MHP ile uyum halinde yapmak istediğinin çarpıcı örneğiydi.
Ayrıca, bütün siyasi kesimleri "bagajlarını" bırakarak yeni anayasa yapımına çağırması, önümüzdeki iki yılın siyasi gündemini belirleyecek önemdeydi.
2023 seçimlerine giderken Cumhur İttifakı'nın yeni anayasa önerisi ile muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistem teklifinin yarışmasına şahit olacağız.
***
Dış politika açısından bakıldığında Erdoğan'ın manifestosundaki ana motif, Türkiye'yi çıkardığı uluslararası üst ligde tahkim etme arzusuydu.
Dostları artırma ve yeni sayfa açma çabaları, Türkiye'nin son yıllardaki hamlelerinin kazanımlarını koruma amaçlı.
Hem Doğu'ya hem Batı'ya ait olma özgüveni, geleceğin dünya düzenini belirlemeye katkı iddiası ile harmanlamıştı.
Bence Erdoğan'ın bu kongre konuşmasındaki en farklı vurgusu, aileye verdiği değerdi.
Türk toplumunun en güçlü unsuruna dayanarak yeni bir seferberlik başlatmak istiyor.
Kültür ve eğitim alanlarına dair önceki eleştirileri de Türkiye'nin yeni hamleleriyle, eşgüdümlü kapasiteyi inşa etme isteğiyle irtibatlı.
Erdoğan, parti yönetiminde değişim ve süreklilik geleneğini korudu.
Ancak genişlettiği MKYK, farklı kimlik gruplarına, kadınlara, gençlere, sivil toplum kurumlarına ve Kürt seçmene verdiği önemi bir kez daha gösterdi.
AK Parti kendisini seçimlere taşıyacak kadrosuyla hummalı bir seferberliğe hazır görünüyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz