ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden resmi temaslar için bugün Ankara'da. Masada Irak ve Rusya ile ilişkilerin yanı sıra DAİŞ'le mücadelede son durum, sınır güvenliği, PYD ve yeni eğit-donat programı var. ABD Genelkurmay Başkanı Dunford'un ziyaretinde tartışılan askeri gündemin Biden'ın temaslarıyla netleşmesi bekleniyor. Bu görüşmelerin odak noktası Cerablus- Azez hattının kaderi. Zira bu hat, DAİŞ sonrası Suriye'nin geleceğinin kavgasının verildiği bir bölgeye döndü.
Cenevre'de kurulan siyasi çözüm masası henüz başlangıç aşamasında. Ancak masadaki konumlar ve DAİŞ sonrası nasıl bir Suriye tasarlanacağı zamanla değişebilir. Ve bunun asıl kararı Cerablus- Azez hattındaki cephe gelişmelerine göre belirlenecek. Bu yüzden Suriye krizinde doğrudan ya da dolaylı rol alan bütün aktörler enerjilerini bu bölgeye yönelttiler.
Türkiye, DAİŞ'ten arındırılarak muhaliflerin hâkimiyetine verilmesini istediği bölge için ABD ile yoğun temaslar yürütüyor. ABD nezdinde 98 km'lik sınırda DAİŞ'in erişimini engellemek birinci öncelik. Bunun için Türkiye'ye "sınır kontrol teknolojileri" menüsü sunuyor. Bu menüde aerostat izleme balonları, tünel tespit eden teknolojiler ve ev yapımı bombada kullanılan materyali tespit metotları da bulunuyor. Sınırda askeri gücünü artıran ve beton bloklar kuran Ankara ise muhaliflerin eğit -donatını ve PYD'nin Fırat'ın batısına geçmemesi konularını daha kritik görüyor.
Washington ise PKK'nın aksine PYD'yi terör örgütü olarak görmemekte ısrarcı. Obama'nın son yılında DAİŞ ile mücadelede en azından iç kamuoyunu tatmin edecek bir performans arzulanıyor. Bunun için de ABD sahada DAİŞ'e karşı savaşacak güç olarak PYD'den istifade etmeye devam edecek. PYD'nin Rusya kartını kendisine karşı "kurnazca" kullandığını bilmesine rağmen. Kuşkusuz kısa vadeli taktik "kazanımlara" odaklanan PYD, fırsatları iyi değerlendiriyor. Afrin'den Rus hava desteğiyle Azez'e, ABD yardımıyla da Cerablus'a doğru genişlemeye çalışıyor. PYD, orta vadede Rusya, İran ve Esed'in desteğini kaybedebileceğini tahmin ediyor. Ancak kısa vadede muhtemel iki seçenekte de kazanacaklarını ümit ediyor. İlki, birleşik bir Suriye kalırsa siyasi çözüm sürecinde özerklik elde etmeyi umuyor. İkincisi, Suriye parçalanırsa kaotik ortamda bağımsızlığın çok uzakta olmayacağını sanıyor. Her iki seçeneğin olmazsa olmazı Afrin- Haseke koridorunu tamamlamak. Ankara, Rusya'nın ve PYD'nin Cerablus- Azez hattındaki yeni genişlemelerinden rahatsız. Bu hatta savaşacak daha çok muhalif asker yetiştirilmesinin öneminin farkında. Zaten Beyaz Saray yetkilileri uzun süredir bu öneriyi tekrarlıyor. Bu sebeple, Biden'ın ziyaretiyle birlikte ABD- Türkiye ortak girişimiyle eskisinden daha iddialı yeni bir eğit- donat programının başlatılması kuvvetle muhtemel.
Ancak Türkiye, ABD önderliğindeki uluslararası gücün muhalif gruplara etkin hava desteği vermesini istiyor. Rusya ise yeni girişimler gerçekleştiriyor. Bir yandan PYD'nin Cenevre görüşmelerinde muhalifler tarafında masada yer alması için çabalıyor. Diğer yandan Kamışlı'da yeni bir hava üssü kurarak Esed'e ve PYD'ye olan askeri desteğini pekiştiriyor. Esed ve Rusya için ana hedef muhaliflerin zayıflatılması ve Türkiye'nin PYD koridoruyla çevrelenmesi. Aktörlerin bahsettiğim pozisyonlarını tahkim etmek için son bir düzlüğe girildiğini söylemeliyim. Rusya- Esed- PYD ittifakı Cerablus- Azez hattını ele geçirmek için bütün güçlerini kullanacak. ABD sahadaki aktörleri dengede tutan yaklaşımıyla "güçlü olan kazansın" edasına devam edecek. Türkiye ise PKK'nın güneydoğunun ilçelerindeki "özyönetim" denemesini bertaraf ederek içeride elini güçlendirdi. Böylelikle Cerablus- Azez hattındaki mücadeleye odaklanabilecek.
PKK'nın büyükşehirlerdeki terör saldırıları bir tehlike olarak hâlâ mevcut elbette. Ancak Cerablus- Azez hattındaki büyük kavganın son aşamasından önce içeride etkin bir terörle mücadele önemli rahatlama sağladı. Türkiye'nin hem ABD ile ortak hem de kendi başına yaptığı eğit- donatın etkisinin daha fazla test edileceği bir dönemdeyiz.