Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Yolu Cumhuriyet'ten geçenler

Evet, Cumhuriyet gazetesi bir anlamda eski Bab-ı Ali'nin 'yolgeçen hanı' idi. Dünün ve de bugünün birçok ünlü gazetecisi burada az veya çok çalışmışlar, gazeteciliği öğrenmişler, mesleğin ana eğitimini almışlardır. Birçoğu sonradan çok başka maceralara atılmış ve farklı işler yapmış olsa da, o 'Cumhuriyet günleri' kolay unutulmaz.
Bunu iyi bilirim, çünkü o gazeteye 27 yıllık emeğim geçmiştir. 1966'dan ayrıldığım 1993'e dek... Gerçi onca yıl kadrolu olmadım, telif yazı statüsünde çalıştım. Ve gazeteye de sürekli gitmedim. Yine de o yıllara tanık oldum, birçok olaya katıldım. Ve Cumhuriyet, herkese olduğu gibi, bana da çok şey öğretti. Artık zamanı da geldi: Yakında başlamayı umduğum anılarımda söz ederim.
Yakın zamanda, gazetenin eski yazarlarından ve de en vefalılarının başında gelen sevgili Nurgün Erdinç arayıp da tüm eski Cumhuriyetçileri buluşturma tasarısından söz edince, ben hemen gelirim dedim. Ve geçen Perşembe, Cağaloğlu'ndaki Gazeteciler Cemiyeti'nin lokalinde buluştuk. Cağaloğlu'nda artık ne gazete, ne de yayınevi kalmıştı. Ama Cemiyet eski binasını koruyor ve çok da iyi yapıyordu. Bu 'yıkım günleri'nde neyi korusak kârdır!..
Nostaljik bir geceydi. Hepimizden alınan küçük miktar bir parayla karşılanmış bir açık büfe, her tür içki. Yıllardır görüşmemiş insanların buluşmasındaki sevinçle karışık hüzün. Ağarmış saçlar, çoğalmış çizgiler, zamane üzerine karamsar bakışlar.
Yine de çok eğlendik, çok mutlu olduk. Anılar ortaya saçıldı, özlemler giderildi, hatırlanamayan isimler belleğimize neşeli oyunlar oynadı. Yalçın Pekşen'in yeni kitap çalışmalarını, Füsun Özbilgen'in öğretim üyeliği izlenimlerini, Mehmet Akif Göğüsgeren'in doktorluk deneyimlerini dinledim. İki Yalçın (Pekşen ve Bayer), iki çizgi ustası (Tan Oral ve Kamil Masaracı) arasında resim çektirdim. Oktay Ekinci'yle İstanbul'u konuşamadıysak da, Orhan Bursalı'dan Celal Başlangıç'a, Ruşen Çakır'dan Ragıp Duran'a, Tayfun Gönüllü'den Egemen Berköz'e, Güman Birincioğlu'ndan Mustafa Sağlamer'e, Fatih Güllapoğlu'ndan İdris Akyüz'e, Serpil Gündüz'den Miyase İlknur'a eski dostlarla söyleştim. Fotoğraf ustası dostum Ender Erkek'in nazik sözlerinden yüzüm kızardı.
Gerçi 'en büyükler' yoktu. Hasan Cemal'dan Okay Gönensin'e, Cengiz Çandar'dan İsmet Berkan'a, Doğan Hızlan'dan Hıncal Uluç'a, Meral Tamer'den Osman Ulagay'a... Herhalde zaman bulamamışlardı. Yine de güzel bir geceydi. Başta Nurgün Erdinç, tüm emeği geçenlere teşekkürler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA