Darbe... 12 Eylül 1980... Asker, ülke yönetimine el koyuyor.
Sonra... Yeni bir Anayasa çalışması başlıyor.
İki sivil... İki ünlü isim... Coşkun Kırca ile Adnan Başer Kafaoğlu, bir Anayasa taslağı hazırlıyorlar.
Darbenin lideri Orgeneral Kenan Evren'e getiriyorlar.
Evren okuyor... Fakat... Beğenmiyor... Uygun bulmuyor.
Nedeni? Kenan Evren'in Anıları... Cilt 1. Sayfa 490:
"Zira... Katı tarafları çoktu... Türkiye'yi diktatörlüğe götürebilirdi."
İşte... Türkiye'nin aydın sorunu... Darbeciden daha koyu darbeci... Darbe/diktatör sevici.
***
SİVİL ANAYASA
Anayasa... Yamalı bohçaya döndü.
Atatürk'ün modern Türkiye'sine yakışır sivil bir Anayasa şart... Büyük ve acil ihtiyaç.
Yıllardır bu konu konuşuluyor.
Partilerin görüşü alınıyor... Komisyonlar kuruluyor.
Sonuç... Fiyasko.
Türk siyaseti, bir türlü sivil Anayasa yapamıyor... Acı gerçek.
Dileriz... Meclis, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında sivil Anayasa yapmayı başarır.
***
'İBRETLİK BİR ÖRNEK' DAHA
Askeri darbelerin ilki... 27 Mayıs 1960.
Ertesi gün... Sıcağı sıcağına... İstanbul Üniversitesi'nden yedi profesör ile bir doçent Ankara'ya geliyorlar.
Dönemin ünlü akademisyenleri... Her biri bir marka...
Ordinaryüs Profesör Sıddık Sami Onar başkanlığındaki ekipte profesörler Naci Şensoy, Hüseyin Nail Kubalı, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Ragıp Sarıca, Tarık Zafer Tunaya ve Doç. İsmet Giritli bulunuyor.
Doğruca... Darbenin lideri Orgeneral Cemal Gürsel'in huzurundalar.
Tebrik... Darbenin meşruiyetini seslendiriyorlar.
Ve... Yeni bir Anayasa gerektiğini söylüyorlar... Bu konudaki taslağı da Gürsel'e veriyorlar.
Demek oluyor ki... Ünlü hocalarımız darbenin olacağını önceden biliyorlardı... Ve Anayasa hazırlığına çoktan başlamışlardı.
***
DARBECİ ANILARI
Orhan Erkanlı... 27 Mayıs 1960 darbesini yapan 38 subaydan biri... Milli Birlik Komitesi üyesi.
Yıllar sonra anılarını yazdı:
Anılar... Sorunlar... Sorumlular... 1972.
Kitap... Sayfa 298... Orhan Erkanlı diyor ki:
"Bir halt ettik... Bu profesörlere uyduk... Başımıza dert aldık."
***
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Darbe... 12 Eylül 1980... Üniversitelerin üzerinden tank geçti... YÖK yasası çıktı... Tasfiyeler oldu.
Ve... İstanbul Üniversitesi... Darbenin lideri Kenan Evren'e fahri doktora unvanı verdi.
Bitmedi... Yetmedi... Bütün üniversitelerin ortak kararı:
Kenan Evren, fahri hukuk profesörü ilan edildi.
***
BÜYÜK YARIŞ
Silahlı kuvvetlerin yönetime el koyması... 12 Eylül 1980... Meclis tatilde... Siyasi partiler kapandı.
Asker, kafasına göre bir Meclis kurdu... Danışma Meclisi.
Danışma Meclisi'ne üye olabilmek için kaç kişi başvurdu dersiniz? Tam tamına 11 bin 640 kişi.
İçlerinde kimler yok ki? Akademisyenler, sendikacılar, sivil toplum liderleri...
1981-1983 arasında çalışan ve 838 kanun çıkaran darbe meclisi üyesi olmak için yarışanların isimleri bir açıklansa da... Millet öğrense.
***
GÜNÜN FIKRASI
Güniz Sokak 31 Numara'lı konut... Süleyman Demirel'in evi... 11 Kasım 2005... Eski Cumhurbaşkanı ile kahvaltıdayız.
Demirel, bir fıkra anlatıyor:
Bir köyde... Müslüman ve Hıristiyanlar kardeş kardeş, huzur içinde yaşıyorlarmış.
Günün birinde... Genç bir Hıristiyan din değiştirmiş... Müslüman olmuş.
Sünnet edilmiş... Oruç tutmaya, günde beş vakit namaz kılmaya başlamış.
Yıllar geçmiş... Yaşlanmış... Hastalanmış... Can vermek üzere.
Bu sırada... Uzaktaki kiliseden gelen çan seslerini duyunca... Heyecanlanmış... Son nefesini verirken "Şanlı kilise" demiş.
Süleyman Demirel fıkrayı anlattı... Ve sonra da dedi ki:
Adam, Müslüman olmuş ama tam olamamış... Hâlâ kalbinin derinliklerinde izler var... Çan sesini duyunca heyecanlanması bundan... Aklı hâlâ Hıristiyanlıkta, kilisede.
Bizde de bazı aydınlar var... Sabah/ akşam demokrasinin erdemini anlatırlar.
Ama... Darbe, muhtıra, siyasete müdahale sözlerini duyunca hemen heyecanlanırlar.
Zira... Kalplerinin derinliklerinde hâlâ darbe, siyasete müdahale, muhtıra özlemi var.
***
'ALLAH'IN TAKDİRİ'
Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve eşleri, 12 Eylül 1980 sabahı, gürültülü bir nakliye uçağıyla önce İstanbul'a götürüldüler.
Sonra... Helikopter ile Hamzakoy'a.
O sırada yağmur başlar... Nazmiye Hanım, Demirel'in kulağına eğilir:
- Bak Demirel, yağmur yağıyor... Sana yapılan muamele, Allah'ın gücüne gitti.
Ve... Yaşlı gözlerle devam eder:
- Bu kadar yol, fabrika, köprü, baraj yaptın... Neticesi bu mu olacaktı?
- Nazmiye... Allah'ın takdiridir... Başa gelen çekilir... Ama aşağıda gördüğün yatırımları da, benim yaptıklarımı da inkâr etmek mümkün değildir.
***
ALTIN BİLEZİK
Siyasi parti liderlerine, siyaset yapmanın yasak olduğu dönem. İstanbul'da bir yemek... Masada Celal Bayar da var.
Bayar... Demirel'i biraz suskun, moralsiz görünce... Diyor ki:
Süleyman Bey... Bu gibi durumlarda önemli olan kelleyi kurtarmaktır.
Sen kelleyi kurtardın ya, ona bak... Sakin ol... Bekle.
Hamzakoy... Zincirbozan... Siyaset yasağı... Bunlar senin gelecekteki siyasi hayatın için altın bilezik.
***
EVREN'İN KAPISINI AŞINDIRANLAR
Aşırı sıcak geçen 1980 yaz mevsimi... Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in ziyaretçisi çok... Senatörler... Milletvekilleri... Gazeteciler... İş dünyasının temsilcileri... Hatta TBMM üyeleri...
Hepsinin söylediği sözler aynıdır:
- Daha ne bekliyorsunuz? Darbe yapın.
Evren... Anılarında, uzun uzun anlatır.
Kenan Evren'in Anıları... Birinci cilt... Sayfa 281:
"İsmini vermekte sakınca gördüğüm bir senatör bana gelmiş ve şöyle demiştir... Duruma müdahale etmeniz lazım."
***
AKIL TUTULMASI
Demokrasiyi askıya alan 12 Eylül 1980 sonrası... TBMM kapalı... Siyasi partilerin kapısına kilit vurulu.
Alparslan Türkeş, idamla yargılanıyor.
Aydınlar Mamak'ta... İşkenceli yıllar.
Süleyman Demirel ile birlikteyiz... Bir fıkra anlatıyor.
Zenci, hurma yemek istemiş. Ve hurma ağacını kökünden kesmiş.
Demirel... "Kenan Evren'in... Darbecilerin... Yaptıkları da bu" diyor.
- TBMM kapatılır mı? Siyasi partiler kapatılır mı? Tam bir akıl tutulması.
***
DEVAM EDECEĞİZ
Bugün, 12 Eylül'ün... Hafta sonu da siyasi cinayetlerin... Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idamlarının yıldönümü.
O günleri... Darbeleri... Yaşananları anlatmaya devam edeceğiz... Hafta boyunca.