Asri mezarlık... Park gibi... Gül bahçesi gibi... Orman gibi... Bakımlı... Ve tertemiz.
Şehir çıkışında, Toprakkale yolu üzerindeki mezarlık, dört ana bölümden oluşuyor.
Birincisi... Şehir mezarlığı... Osmaniyelinin son adresi.
İkincisi... Asker Şehitliği.
Osmaniye, nüfusa göre şehidi en çok olan il... Onun için asker şehitliği tamamen dolu.
Yeni bir parsel... Asri mezarlığın yeni bölümü... "İkinci" asker şehitliği.
Dördüncüsü... Polis Şehitliği.
Ve... 6 Şubat 2023... Deprem... Mezarlığa bir büyük parsel daha eklendi... Depremzedeler için.
Mezarların başında insanlar... Gözyaşları... Fatiha'lar.
***
"Böylesini" görmemiştik
İsrafil Avcı... Osmaniye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı... Eliyle "bir yeri" işaret etti.
İsrafil'in nutku tutulmuştu... Konuşamıyordu... Sadece, işaret ettiği yere bakmamızı istiyordu.
Baktık... Taptaze iki mezarlık... İki depremzede.
Birinde... Nuray Coşkun yatıyor.
Diğerinde Ceren Coşkun.
Anne ile kızı... Koyun koyuna.
İki mezarın arasında ise... Bir genç... Siyah elbiseli... Beyaz ayakkabı... Ellerini kavuşturmuş... "Doyamadığı" annesi ile kız kardeşinin arasında... Uzanmış... Derin düşüncelere dalmış.
Çok mezarlık gördük... Ama "ölmeden mezarlıkta yatanı" görmemiştik.
Ey genç arkadaş... Başın sağ olsun... Allah sabır versin.
***
Osmaniye Valisi
Erdinç Yılmaz... Depremzedelerin çocukları arasında... Moral veriyor... Oyuncak dağıtıyor... Başlarını okşuyor.
Sorduk... Deprem... Can kaybı.
Dr. Erdinç Yılmaz, "Binin üzerinde" dedi:
- Tam olarak bin sekiz.
Vali Bey, bir ayrıntı verdi... Paylaşalım:
Osmaniye'de, "Cenazemi bulamadım" diyen kimse yok.
Sadece bir "kimliksiz" cenazemiz var... Toprağa verdik... Yabancı uyruklu olabilir.
Onun da "DNA'sını" aldık...
Yarın soran olursa, bir yakını gelip ararsa ve DNA'sı da tutarsa "Hoş geldin" deriz... Ağırlarız... Mezarını gösteririz.
***
Bayrak
Asker Şehitliği'nde... Her şehidin başucunda bir bayrak.
Polis Şehitliği'nde de öyle.
Ve... Depremzede şehitliği...
Burada da mezarlar "bayraklı." Burhan Aksu... Az önce mezarını gördüğümüz Hacı Mehmet Aksu'nun yakını olsa gerek... Belki oğlu, belki kardeşi... Mezar, elbette bayraklı.
Sonra... Yan yana iki mezar... İkisinin üzerine de sanki birer yorgan örtülmüş.
Yorgan... Kırmızı beyaz... Ay yıldız... Arif Nihat Asya'nın söylemiyle, "Mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü... Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü."
***
Mezarlıktaki gelinlik
Orta yaşlı bir kadın... Ağlamaktan gözleri kan çanağı.
Bir mezara yaklaşıyor.
Mezar taşına bir örtü örtüyor... Gördüklerimize inanamıyoruz... Allahım!.. Bu bir gelinlik... Bembeyaz.
Sonra... Gelinliğin üzerine... Gümüş renginde, "incecik teller" yerleştiriyor... "Gelin teli."
Ve hıçkırıklar... Hıçkırıklar.
"İsrafil" diyoruz:
- Gidelim... Bu kadar ziyaret yeter... Hemen gidelim.
***
Feryat
Andaç Bakırtaş... Depremzede... Henüzmezartaşı yok... Adı, kalın bir kartona yazılı.
Başucunda... Ay yıldızlı bayrak... Şairin dediği gibi "O mübarek bayrak, işte bu bayrak."
Az ileride... Hacı Mehmet Aksu yatıyor... Başucunda... Yine... "O mübarek bayrak."
Derken... Mezarlıkta bir ses yükseliyor... Genç bir kızın feryadı:
- Anneciğim... Babacığım... Beni bırakıp da nerelere gittiniz?.. Ben şimdi yapayalnız ne yapacağım?
Manzara... Dayanılır gibi değil.
***
Fatiha'lar
Yasemin Karabacak... Yanında Hacı Abdurrahman Karabacak yatıyor... İki depremzede... Mermer mezar taşları.
Derya Poyraz... Mezar taşı yok... Adı bir tahta parçasına yazılmış.
Ama... Başucunda... Sağında solunda... İki bayrak.
Berkan Çeviren... Elbette "bayraklı."
Mezar mezar dolaşıyoruz.
"Ziyaretçi" çok.
Anneler... Babalar... Kardeşler...
"Kayıplarına" Fatiha'lar yolluyorlar.
***
Belediye başkanı
Kadir Kara... Başkanlıkta üçüncü dönemi... Halkın arasında... Enkaz başında... Görevlilerin yanında.
Bir konu var... Dilden dile dolaşıyor... Hani "kefensiz gömüldüler" diye... "Toplu mezardalar" diye... "Cenazeleri yıkanmadı" diye.
Belediye Başkanı Kadir Kaya'ya, işte bunları soruyoruz.
"Olur mu öyle şey?.. Mümkün mü" diyerek söze başlıyor:
Ölenler analarımız... Babalarımız... Kardeşlerimiz... Evlatlarımız.
Rize'den, Kayseri'den, Karaman'dan din adamlarımız geldiler.
Kefensiz defin... Asla... Toplu mezar... İmkânsız.
Bu konu da çok duyarlıyız... Yarın yüce Allah'ın huzurunda hesap vereceğiz.
***
Yarın
Depremin ilk günü... 6 Şubat... Osmaniye'deydik... Şimdi, yine geldik.
Mezarlık ziyareti bittiğine göre... Osmaniye notlarına başlayabiliriz.
Notlarımız öyle bir iki günde bitecek gibi değil.
Dolaşacağımız o kadar çok yer, anlatacağımız o kadar çok şey var ki.