Altılı Masa uzun çalışmalardan sonra nihayet, "Ortak Politikalar Mutabakat Metni"ni açıkladı... Aradan 48 saat geçti. "Metin" toplumda nasıl karşılandı?
"Sokak/kamuoyu" ne diyor?
Ankara... Polatlı... Konya...
Karaman...
Çumra...
Cihanbeyli...
Esnaf... Emekli...
İşçi... Sanayici ne diyor?
İlk gözlem:
9 ana başlık, 73 alt başlık ve 240 sayfadan oluşan "ortak metin" toplumda heyecan yaratmış değil.
***
Ayakları yere basmıyor
Vaatler zinciri... 2 bin 300 vaat... Daha da fazla olabilir.
Ancak... Vaatlerin, ayakları yere basan projeler olması gerekir.
Örneğin... Atatürk Havalimanı'nın yeniden uçak trafiğine açılması.
Gerçekçi/inandırıcı bir vaat, ayağı yere basan bir proje değil.
İstanbul Havalimanı... Dünya ölçeğinde bir yatırım... Metro ulaşım hatları yapılıyor... Ortada böyle bir gerçek varken...
Atatürk Havalimanı, bunalan İstanbul'un ortasında nefes alınacak yeşil alan haline getirilirken...
Yeniden havalimanına çevirmek, uçuşlara açmak... İhtiyaç mı?
Bunun yerine, Sabiha Gökçen Havalimanı'nı büyütmek vaat edilseydi... Daha gerçekçi ve toplumda karşılık bulan bir proje olurdu.
***
Öfke rüzgârı
Cumhuriyet 100 yaşında... İkinci yüzyıla giriş için gün saymaya başlandı.
Büyük Türkiye... Ülkeyi yönetmeye talip kadrolardan vizyon bekliyor.
AK Parti öfkesi ve Tayyip Erdoğan nefreti üzerine inşa edilen bir belgeye vizyon denilebilir mi?
Öfke... Nefret... Olabilir... Siyasetin doğasında var.
Fakat... Öfke ve nefret, rehber alınarak büyük hedeflere yelken açılabilir mi?
***
HDP'ye selam, yola devam
Altılı Masa'nın mutabakat belgesinde, HDP'nin parmak izlerinin olduğu söylenemez.
Ama... Fakat... Lakin...
HDP'ye selam gönderilmediği de söylenemez.
"Kayyum uygulamasına son vermekten" söz ederseniz...
"Parti kapatmaya Anayasa Mahkemesi'nin değil, Meclis'in karar vermesini" önerirseniz...
Bu... HDP'ye selam çakmak değil de, nedir?
***
Anayasa değişikliği
Mutabakat metninin hayata geçirilmesi için... Seçim kazanmak yetmez.
Anayasa'yı değiştirecek bir Meclis aritmetiği gerekir.
Bugün... Böyle bir ihtimal söz konusu mu?
Olmadığına göre... Yeni, Güçlü Parlamenter Sistem nasıl olacak?
Herhalde... Güçlü Cumhurbaşkanı Yardımcılığı düşünülüyor.
Başbakan yetkileri ile donatılmış bir yardımcı.
Fakat... Hukuki altyapısı yok.
Cumhurbaşkanı'nın yetki devri... Yok oğlu yok.
***
Göz kırpma
Savunma sanayiine destek... Şart... Mutabakat metninde bunun vurgulanması sevindirici.
İyi de... Geçen ay... Ali Babacan'ın, İHA/SİHA ile ilgili sözleri neyin nesiydi?
1. "Medya sözlerimi çarpıttı... Öyle demedim, böyle dedim" sözleri toplumu tatmin etmiyor.
2. Eğri oturalım... Altılı Masa uzaktan uzaktan HDP'ye göz kırpıyor... "Seni unutmadım... Sen de beni unutma."
***
Eğitim sistemi
Köklü değişim... Büyük iddia... Ama hani, proje nerede?
Değişim, mesleki ve teknik eğitim temeline oturtulsaydı... Bunun altyapısı açıklansaydı... Alkış alırdı... Şapka çıkarılırdı.
Ama... 2 binin üzerindeki vaat arasında... Bu konuda... Tek kelime yok.
***
Çıkmaz sokak
Türkiye... Bugün, 20 büyük ekonomi arasında.
Vizyon... Hedef... İddia... "İlk 10 arasına" girmek.
Bunun için borç mu alınacak? Kaynak yaratılıp yeni yatırımlar mı yapılacak? Ve... Bu işler nasıl olacak?
Altılı Masa'nın, HDP desteği sağlanmadan ve de HDP kadrolarından yararlanmadan bu yolda mesafe alabileceğini düşünen varsa... Parmak kaldırsın.
***
Günün soruları
Aylarca... Toplantı, toplantı, toplantı... 11 toplantı.
Sonunda ortaya çıkan sığ bir metin... Doyurucu olmaktan uzak.
Ey bu metnin yazarları... Söyler misiniz...
Altılı Masa... FETÖ ile PKK ile mücadelenin neresinde?
240 sayfalık dokümanda, bu konuda, iki satır olmaz mı?
Çekince neden?
Toplum, bunu sorgulamaz mı?
***
Manifesto... Masal
Şurası gerçek ki... Erdoğan'ın gitmesini isteyen... Altılı Masa'nın başarılı olmasını bekleyen kemikleşmiş bir kesim var.
Bu kesim... Erdoğan/ AK Parti doğru iş yapsa da "Yanlış" demeye şartlanmış.
Önceki gün açıklanan metin, bu kesimden alkış alıyor... Doğaldır.
Ama... Adına "kamuoyu" denilen... İktidarları getiren ve götüren, büyük güç ne diyor?
240 sayfaya, "manifesto" gözüyle mi bakıyor?
Yoksa... "Büyüklere masallar" gözüyle mi?
***
Muhtarlar unutulmuş
Mektup uzadıkça okunma şansı azalır... Noel Baba gibi, "ona onu, buna bunu vaat etmek"...
Duygusal(!) anketlerle iktidar olunacağını zannetmek...
"Aslı yok yaylasında bin 500 koyunum var benim" demek gibi.
Şey... Hani muhtarlara birer yardımcı/özel kalem müdürü verilecekti... 240 sayfalık metinde, muhtarlar neden unutuldu?
***
Koalisyon havası
Nereden bakarsanız bakın... Havada, koalisyon kokusu var.
Altı ortaklı koalisyon.
Eeee... Bu kadar çok "kalemden", böyle bir metnin çıkmasına şaşmamak lazım.
Şayet... Kalem sayısı azaltılsaydı...
Kalın kitap, iki kişiye bırakılsaydı...
Örneğin... CHP'nin dününü... DNA'sını... Kodlarını iyi bilen Faik Öztrak ile...
İyi Parti'nin ayağı yere basan... Fikir üreten beyni Uğur Poyraz'a...
Masanın "iki büyüğü" bu partiler değil mi? Gerisi... "Dördünü topla yüzde beş etmiyor."
Bizce... Bu iki kalemden çıksaydı... Çok daha doyurucu bir metin olabilirdi.