Atölye çalışması... Örnek olay-1 "Cinsel istismarı öven kadın."
İstanbul-Küçükçekmece'de "5 yaşındaki bir kız çocuğu cinsel istismara" uğradı. 22 Nisan 2019... "Gazeteler, televizyonlar yayınladı."
Bu olay üzerine İzmir- Karşıyaka'da bir kadın, sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşımda bulundu:
"-.............................. yılanın başı küçükken ezilmelidir... O çocuğun ailesi AK Parti'nin yemlediklerinden ise ve bir gün bilinçsizce AK Parti'yi destekleyenlerden biri olacaksa, bugün bunu yaşamış olması daha iyidir."
Sonra... Savcılık soruşturma açtı... Kadını çağırdı.
Kadın dedi ki:
-Sosyal medya hesabımdan yorum olarak paylaşmıştım... Çok pişmanım... Silmeye çalıştım ama hemen dağıldı.
***
Örnek Olay-2
Abdülkadir Nişancı... "O bir haberci." Trabzon ile Bayburt arasında, yoğun kar yağışı nedeniyle yol tıkanmıştı.
Abdülkadir hemen "Yolun tıkandığı yere" gitti... "Derebaşı" virajlarına.
Dağa tırmandı... "Daha iyi görüntü alabilmek" için.
Ve... Ayağının altındaki kar kütlesi kopuverdi... Beş gün önce... Genç gazeteci uçurumdan yuvarlandı.
Acı olay televizyonlarda, gazetelerde yayınlandı.
Ve sosyal medyada bazı "Paylaşımlar" başladı.
Biri... "Eee, Allah'ın sopası yok" diye yazdı.
Diğeri... "Uçurum zarar görmediyse sorun yok."
Öteki... "Gülmek istemiyorum."
Beriki... "Uçurum nasılmış sordunuz mu?"
Bir başkası... "Ölmüştür... Gömün gitsin."
Yine bir başkası... "Düştüğü yerdeki toprağın canı acımamıştır umarım."
Bitmedi... "Paylaşım" çok... Ama bu kadarı yeter.
***
Profesör
Mehmet Bekaroğlu... CHP İstanbul Milletvekili... Meclis albümü sayfa 134... Bekaroğlu'nun özgeçmişi:
Rize-Fındıklı... 1954 doğumlu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi... Atatürk Üniversitesi'nde psikiyatri uzmanı, Karadeniz Üniversitesi'nde profesör oldu.
İngiltere'de Aston Üniversitesi'nde misafir araştırmacı olarak çalıştı.
İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde politik psikoloji ile etik ve insan hakları dersleri okuttu.
Psikoloji ve siyaset alanında yayınlanmış çok sayıda makalesi ve dört kitabı vardır.
Dün... Prof. Mehmet Bekaroğlu ile konuştuk.
"Bilim adamlığına" saygı duyduğumuz ve zaman zaman "Görüşüne başvurduğumuz" bir doktor.
***
Soru... Madde Madde
Konuşmanın başı... Karşılıklı hal hatır sorma... Klasik "Ne var ne yok" sohbeti... Mehmet Bekaroğlu Hoca dedi ki:
-Kutuplaşma... Daha da ötesi karşılıklı düşmanlık... Bölünme... Ayrılık... Tepedeki kutuplaşma dalga dalga aşağıya yansıdı.
"Hocam" dedik... Ve başladık "Madde madde" saymaya:
Kutuplaşmayı anlıyoruz ama... Bazı sosyal medya paylaşımlarına ne diyorsunuz?
5 yaşındaki kız evladımız cinsel istismara uğruyor... Ama annesi yaşındaki kadın, sosyal medyada "Aman ne kadar iyi olmuş" dercesine paylaşımda bulunuyor.
Bayburt'ta... Gencecik bir gazeteci kardeşimiz, görev başında uçurumdan yuvarlanıyor... Ve çok kişi... Sosyal medyada... "Neredeyse bayram yapıyor."
Hocam... Hani Köroğlu "Delik demir (tüfek) icat oldu mertlik bozuldu" diyor ya... Sosyal medya icat olduktan sonra da... Söyler misiniz?... "Bize ne oldu?"
***
Söz "İşin Uzmanında"
Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu bizi dinledi... Sonra da sorularımıza yanıt verdi... Madde madde:
"Psikolojik bir olay." Yüz yüze söyleyemeyeceği şeyi sosyal medyada söylüyor.
"Sosyal medyada güç elimde" diyor... Normalde yapmayacağı şeyleri yapıyor.
Ve bu arada onun "Gerçek kişiliği" ortaya çıkıyor.
Genelde... Savunma mekanizmamız bir duvar oluşturur ve "Olumsuz taraflarımızı örteriz."
Fakat... Öfke anında duvarlar yıkılır... "Potlar kırmaya başlarız."
Ve bilinç altımızdaki "Gerçek duygularımız" ortaya çıkar.
***
"Tedavisi Yok"
Sosyal medyada "Çirkinlik" sergileyeni polis gözaltına alıyor... Yargı da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıyor.
-Hocam... Ne yapmalı?.. Mahkeme "Böylelerini" tedaviye mi yollamalı?
Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu:
Sosyopatlığın kesinlikle tedavisi yok.
Hesap sorulmalı... Bedel ödetilmeli... Böylelerinin cezai ehliyetleri tam.
Mahkemeye verilecekler... Bedel ödeyecekler... Eğer bedel ödemezlerse yarın daha kötüsünü yaparlar.
***
"Sahip Çıkacağız"
Abdülkadir Nişancı... Bayburtlu... Eşi Çiğdem Nişancı.
İki kızı var... 12 ve 14 yaşlarında... Biri engelli.
Nişancı... Anadolu Ajansı'nın "Kadrolu... Sözleşmeli... Serbest" 3 bin muhabirinden biri.
Statüsü "Hizmet alımı" üzerineydi... Sözleşmeliydi... Ama başarısı sebebiyle "Bu ay kadroya alınacaktı."
Abdullah "Kardeşimiz." Eşi "Yengemiz." Çocukları da "Evlatlarımız."
Anadolu Ajansı... Basın kuruluşları... Hepimiz... "Elbette onlara sahip çıkacağız."