Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Bu İş “Düelloya” Gidecek Gibi

Çelebi böyle olur bizde "Siyasi tartışma" dediğin.
"Hakaretler" havada uçuşuyor.
İstanbul seçiminin iptali için oy kullanan YSK üyelerine "Satılmış" deniliyor.
Ardından "Hain" sözü geliyor.
Yetmiyor... "Çete üyesi" diye ses yükseltiliyor.
Oldu olacak bari "Düello" yapılsın.
Adayla aday, siyasetçi ile YSK üyesi "Düelloda hesaplaşsın."

***


Düello-1

Düello dedik de aklımıza geldi.
Tarih... 30 Aralık 1920.
Bursa Milletvekili Operatör Emin Bey, Meclis'e "Düello yapılmasının hukuk sistemimize girmesi için" kanun teklifi verdi.
Meclis... 21 Şubat 1921'de "Bu kanun teklifini" reddetti.
Reddetmeseydi... Kabul etseydi... Şimdi düelloyu izleyecektik...
"Canlı yayında."

***


Düello-2

Kozan Milletvekili Ali Saip Bey (Ursavaş) Meclis kürsüsüne çıktı...
"28 Ocak 1924." Dedi ki:
-Şeref ve haysiyeti zedelenen kişinin, karşısındakini düelloya davet edebilmesi için kanun çıkarılsın.
Ali Saip Bey, Meclis Başkanlığı'na bir de "Kanun teklifi" verdi.
Meclis... "Olmaz" dedi... Reddetti.
Ne dersiniz?... Meclis "Kabul etse miydi?"

***


Düello-3

Çankaya Köşkü...
Atatürk'ün sofrası...
Masadakilerden Rüstem Bey, yemek sırasında sigarasını yakınca, Atatürk der ki:
-Yemekten sonra yaksaydınız.
Rüstem Bey bozulur... Ve...
"Sizden izin almadan sigara yakmama ihtarda bulunuyorsunuz...
Yemek arasında her zaman içiliyordu" der... Masayı terk eder.
Masada Mazhar Müfit Bey de vardır.
Yemek bitince, Mazhar Müfit Bey "Rüstem Bey'in kendisini beklemekte olduğunu" görür.
Rüstem Bey... Mazhar Müfit Bey'den bir ricada bulunur:
-Paşa'ya söyleyiniz...
Kendisini düelloya davet ediyorum... Silahı da kendisi seçsin.
-Ne o?... Yoksa Paşa'yı öldürecek misin?
-Hayır... O beni öldürecek ya da yaralayacak... Böylece şerefim kurtulmuş olacak.
Mazhar Müfit Bey "Durumu" Atatürk'e anlatır.
"Silahı siz seçecekmişsiniz Paşam" der.
Atatürk kahkahayı basar:
-Silahı seçtim... Şuradaki süpürgenin sopası.
Sonra... "Olay tatlıya bağlanır."

***


Düello-4

Kemal Kılıçdaroğlu hatırlayacaktır...
2010'da Kılıçdaroğlu ile Bülent Arınç "Kapışmışlardı... Atışmışlardı...
Karşılıklı çok sert sözler söylemişlerdi." Hatta... "Düello" konusu bile yazılıp, çizilmişti.
Gazeteciler... Kılıçdaroğlu'na sordu:
-Bülent Arınç'la düelloya var mısınız?
Kılıçdaroğlu hiç tereddüt etmeden yanıt vermişti:
-Evet!... Varım!...
Sonra Bülent Arınç "Kılıçdaroğlu benim muhatabım değil" demiş ve... "Düello işi yatmıştı."

***


Darbe(!)

Yüksek Seçim Kurulu kararı için kim ne diyecekse desin... "Atış serbest." Ama... Ne olur...
"Darbe" lafı edilmesin.
Bu "Sözcük" kabak tadı verdi artık...
"Siyaset sözlüğünden" silinsin.

***


Siyah- Beyaz

Delikanlı kızar ve sevgilisine silahı çeker:
-Ya benim olacaksın ya da kara toprağın.
"Siyasette" de böyle değil mi?
YSK... Bir gün...
"Güvenilecek tek kurum... Saygın kurum." Ertesi gün... "Üslup" tam tersi:
-Satılmış... Çete üyesi... Hain... Yuuuh!...
İlle de... Ya siyah... Ya da beyaz... "Gri alanımız" yok.

***


"Yüce- Cüce" Mahkeme

Aynı şey yıllarca Anayasa Mahkemesi'ne de yapılmadı mı?
Mahkemenin kararını beğenen "Yüce mahkeme" dedi... Anayasa Mahkemesi'ni göklere çıkardı.
Beğenmeyen... "Cüce mahkeme" dedi, yerin dibine batırdı.
Dedik ya... "Gri alan" yok.

***


Hangisi Doğru?

Sözün sahibi "Aynı kişi." Yüksek Seçim Kurulu kararından önce:
-YSK, Türkiye'nin önünü açacak kurum.
Karardan sonra:
-YSK, Türkiye'nin önünü tıkayan kurum.
Sahi... "Hangi beyan" doğru?

***


Günün Sözü

Margaret Thatcher'ın sözü:
-Hakaret, siyaset yapmanın yerini tutamaz... Panik belirtisidir.

***


Birkaç Söz De Bizden

Telaşa gerek yok... Su akar yolunu bulur...
23 Haziran'da seçim yapılır.
"Seçilen" koltuğa oturur.
"Böyle dönemlerde" siyasetçi öfkesini kontrol edebilmeli.
Yarın "Yüz yüze bakmayı güçleştirecek" sözler etmemeli.
"Atalar" Ne güzel söylemişler:
Öfke bedene güç verir ama ruhu gevşetir.
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Öfkenin başlangıcı çılgınlık, sonu ise pişmanlıktır.
Öfkenin ateşi önce sahibini yakar, sonra kıvılcımı rakibine ya ulaşır, ya ulaşmaz.
Öfke geçici çılgınlıktır, hükmetmeye bak... Yoksa o sana hükmeder.
Kızan kimse, aklı başına gelince kendisine kızar.
Kızgınlık, insanın lambasını söndüren bir rüzgârdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA