Çarşı... Meydan... Samsun... Apartman... Köprü... Sinop... Balıkçı teknesi... Kastamonu... Saat kulesi... Çankırı... Ilgaz... Lokanta... Nereye baksanız, Arif Nihat Asya'nın şiiri gibi:
"Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım."
Dün açılan yeni havalimanıyla...
Dağların delindiği tünelleriyle... 95 yaşındaki Cumhuriyet "Destan yazmaya devam ediyor."
***
Samsun... Kuş cenneti
Samsun... Kızılırmak deltasında, büyük bir arazinin üzerinde "Kuş cenneti." 356 kuş türü.
553 farklı bitki.
İrili ufaklı göller... Yılkı atları...
Sazlık alanlar... Ormanlar.
Ziyaretçi dolu... Konya'dan, Bursa'dan, Şanlıurfa'dan.
Herkesin elinde "Bayrak."
***
Sinop... "Müze cezaevi"
Eski kale... Pek çok ünlü ismin yattığı, Sabahattin Ali'nin "Başın öne eğilmesin/Aldırma gönül aldırma"yı yazdığı tarihi cezaevi.
Pala... Son gardiyanı... "26 yıl görev yaptı emekliye ayrıldı." Pala'yı aradık... Akif Şahin...
Koştu geldi... Tarihi cezaevini "Bizim gruba" gezdirdi.
Avlular... Zindanlar... "Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz...
Tatar Ramazan... Bizim Hikâye...
Parmaklıklar Ardında" gibi TV dizilerinin, sinema filmlerinin çekildiği mekânlar...
Kalenin duvarlarında bayrak... Ziyaretçilerin elinde bayrak... Nereye baksanız bayrak.
***
Kastamonu... "Temiz şehrin bayrakları"
Şehrin girişinde bir yazı:
"Türkiye'nin en temiz şehrine hoş geldiniz." Yemeğe "İzbeli Çiftliği'ne" gittik...
Sahibi Sabiha İzbeli... 87 yaşında.
Bizleri Sabiha Hanım ile oğlu Serdar karşıladılar.
Otlu ekmek... Yoğurtlu ekmek...
Mantarlı ekmek... Patatesli ekmek...
"Yemek, ekmek" bahane, "Eski ebe, hemşire" Sabiha İzbeli ile sohbet şahane.
Sabiha Hanım "Her yere" bayrak asmış... Çiftliğin girişine, yemek yediğimiz yere, elektrik direklerine...
Ağaçlara bile.
Cemil Çiçek'in eşi Gülten Hanım, "Sabiha İzbeli'ni çok sevdi...
Birlikte fotoğraf çektirdiler."
***
Çankırı... "Tuz lambası"
Yarenler diyarı Çankırı'da "Tuz mağarası" çok.
Çankırı'nın "Kaya tuzu" yurtdışına bile gidiyor.
Çankırı'da bizi Hüsnü Ünal karşıladı... Elinde "Tuz lambası." Kaya tuzundan elle yapılmış gece lambası... Odadaki "Bakteriyi, virüsü, poleni, tozu" çekiyor.
Çankırılı'nın biri "Vücuttaki radyasyonu emiyor" diyor.
Diğeri: "Sinir sistemine, gerilime çok iyi geliyor." Çankırı... "Diğer yerler" gibi.
Esnaf bayraklı... Evler bayraklı...
Çocuklar bayraklı... "Tuz lambasının üzerine bayrak yapanlar" bile var.
***
"Sevindirici"
Cemil Çiçek'e "Bayrakları" gösterdik...
Ağaçlardaki, yollardaki, dükkânlardaki, kamyonlardaki bayrakları.
Cemil Bey dedi ki:
Farkındayım... Bayrak asanlar çoğaldı.
Son zamanlarda dünyada, Türkiye'de ve özellikle de bölgemizde olup bitenler karşısında insanlarımız çok hassaslaştı.
Türkiye'ye karşı olumsuz tavırlar ve müttefiklerimizin, ittifak ilişkileri ile bağdaşmayan davranışları, milli şuurun artmasına vesile oldu.
Bağımsızlığın sembolü olan bayrağımızın, eskiye nazaran daha çok yerde asılı olması son derece sevindirici.
***
Üç önemli kazanım
Cemil Çiçek "81 milyon insanımızın bir şeyi çok iyi bilmesi gerektiğini" söyledi:
1. Milli mücadele... Sömürülen tüm ülkelerin örnek aldıkları bir mücadele.
2. Cumhuriyet... Hem doğru tercih ve hem de bugün hepimiz bu ülkenin vatandaşı olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
3. Demokrasi.
Cemil Çiçek "O nedenle" diye devam etti:
Biz bunların farkında olmalıyız.
Ve bu kazanımlarımızı bize armağan edenleri... Aziz Atatürk'ü...
Kahraman şehit ve gazilerimizi...
Ülkemize hizmet edenleri... Minnet ve şükranla anmalıyız.
Allah'ın nimetlerine şükretmeyenlerden ve ülke için çalışan insanların hizmetlerini takdir etmeyenlerden, Allah nimetlerini esirger.
