Almanya vizeyi kaldırdı.
"Mı" acaba?
"İşin aslını" anlatalım.
Alman Federal İçişleri Bakanlığı "iki yazı" yazdı.
Biri "bütün eyalet içişleri bakanlıklarına."
İkincisi "uygulama konumundaki" personele.
Yani "polise, sınır kapılarındaki bürokrasiye."
NUMARA
Birinci yazının numarası:
M 13-125 156/148.
İkinci yazı:
B 3-645 347/1.
VE TARİH
Bu iki yazının tarihi de "10 gün öncesi."
6 Mayıs 2009.
Yazıların özeti:
1. Türk işvereni için vize kalktı.
2. TIR şoförleri için kalktı.
3. Üniversite hocaları için kalktı.
4. Sanatçılar için kalktı.
BİR PARMAK BAL "
Bu olay" bir gelişmedir.
Ancak "eksiktir."
İşin içinde "aldatmaca" var.
Ağzımıza "bir parmak bal sürme" var.
Onun için "vize kalktı, aman ne iyi" diye zil takıp oynamak yanlış.
İŞİN DOĞRUSU
Avrupa Birliği Adalet Divanı "üst üste 4 karar" verdi.
Bu kararlara göre:
* Vize bütün Türkler için kalktı... Sadece işveren için, TIR şoförü, sanatçı, profesör için değil.
* Mahkeme, Türklerin vize dışındaki haklarının verilmesine de hükmetti.
ADRES
Ayrıntı isteyenler varsa...
Mahkeme kararlarının Türkçesini veya Almancasını okumak isteyen çıkarsa...
Antalya-Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Harun Gümrükçü'yü rahatça arayabilirler.
ALDATMACA "
Bir parmak bal... Aldatmaca" dedik de aklımıza geldi.
Bir zamanlar Kazım Kuş adlı Türk, "hakkını AB Adalet Divanı'nda aradı."
Yüksek mahkeme onun lehinde karar verdi.
Almanya "kararı kabul etti."
Ancak "bu karar, Alman'la evli olan Türkler için geçerlidir" dedi. (1992)
ÇİFTE STANDART
Bir hak ki;
* Türk'le eyliyseniz verilmeyecek.
* Fransız'la, Amerikalı ile evliyseniz verilmeyecek.
* İlle de Alman'la evli olmanız gerekecek.
UYKU HAPI
Sonunda ne mi oldu?
Almanlar "hatadan vazgeçtiler."
"İlle de Alman'la evli olmak şartını" kaldırdılar.
Ama "hangi" tarihte?
1997'de.
Yani "tam 5 yıl" bizi uyuttular, yüksek mahkeme kararını uygulamayı geciktirdiler.
SONUÇ
Özetleyecek olursak:
1. Almanlar mahkeme kararını okumaya başladılar... Ama "işlerine geldiği gibi" okuyorlar.
2. Almanlara teşekkür edelim... Yalnız "sevinç çığlığı" da atmayalım... Zira yine bizi "avutmanın" peşindeler.