Onlar "20 yıl öncesinden" tanışırlar. Biri "Kayseri'deydi."
Siyasetle "uzaktan yakından" ilgisi yoktu.
Diğeri Ankara'daydı.
Siyasetin "göbeğindeydi."
Tanışmaları Kayseri'de oldu.
***
Sonra
"kader ağlarını ördü."
Onları
"Refah Partisi'nde, Fazilet Partisi'nde" buluşturdu.
Derken 2001'de
"yolları ayrıldı."
O tarihten bu yana da hiç karşılaşmadılar.
***
Şimdi biri
"Cumhurbaşkanı... Çankaya'da."
Diğeri
"eski milletvekili... Çayyolu'ndaki evinde."
Abdullah Gül onu
"öğle yemeğine" davet etti.
Aydın Menderes de
"şeref duydum" diyerek gitti.
***
Dün 14 Mayıs'tı.
Demokrat Parti'nin iktidara gelişinin yıldönümü.
Menderes'e
"benzerlik var" diye takıldık:
* 1950'de DP tek başına sandıktan çıkınca... İsmet Paşa'nın kapısını çalanlar oldu:
Paşam, bunlara iktidarı vermesek olmaz mı?
* 2002'de de AK Parti tek başına sandıktan çıkınca... Ergenekon tutanaklarını okuyoruz... Yine aynı hikâye:
Bunları alaşağı etsek olmaz mı?
***
Aydın Menderes
"doğru" diye güldü:
- Böyle bir benzerlik çok açık olarak var.
Ve devam etti:
- Bunca zaman geçti, milletin tek hakem olduğu konusunda tam bir ittifak sağlayamadık.