Gazi köşkü "onaltıncı yüzyılda" yapılmış. O zaman adı "Semanoğlu" köşküymüş.
Diyarbakır'ın "Mardinkapı" semtinde.
Abdülkadir Aksu'nun okuduğu ilkokulun "az ötesinde."
Geniş bir arazi içinde.
***
Mustafa Kemal "Kolordu Komutanı" olarak Diyarbakır'da görev yaparken "bu köşkte" kalmış.
16 Kasım 1937'de, Cumhurbaşkanı olarak "ikinci kez" Diyarbakır'a gelince "yine aynı köşkte."
Diyarbakır halkı arasında para toplayıp köşkü satın almış.
Ve Ata'ya hediye etmişler.
Atatürk de "Belediye'ye."
***
Gazi köşkü şimdi "müze."
Ama bahçesi "Diyarbakır'ın nefes aldığı, halkın gündüz ve gece gelip, gezdiği bir alan."
Çay bahçeleri de var, lokantalar da.
Gece geç saatlere kadar "müzik sesi" duyabilirsiniz.
Kuşlar, ördekler, kuğular, tavşanlar insanlarla içiçe.
***
Gazi köşkünün bahçesindeki "Şark evine" gittik.
Yörenin popüler sanatçısı Ali Aktaş türkü söylüyor, kadınlı erkekli herkes halay çekiyordu.
Bağdaş kurup oturduk.
Hemen çiğköftemiz geldi.
***
Ali Aktaş'ın sesi kadar sohbeti de güzel.
Hemen "abim gelmiş" diye elimize sarıldı:
- Abime hangi şarkıyı okuyam?
Ali istediğin şarkıyı söyle de... Şarkı aralarında biraz da "yaşadıklarını" anlat.
- Emrin başım gözüm üstüne... Anlatam abi.