Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin yurtdışındaydı... Ankara'ya döndü... Ve dün pazar olmasına rağmen, Başbakanlıkta "dosyalara" gömüldü.
Önündeki dosyalar "Türkiye-İsviçre milli maçı" ile ilgiliydi.
Dün öğleden sonra Şahin'le uzun bir görüşme yaptık.
İşte anlattıkları...
***
İsviçre'deki maçı da, İstanbul'dakini de bizzat izledim.
İstanbul'daki maçın öncesinde İsviçre milli marşını kimse duymadı.
Protesto o kadar fazlaydı.
İsviçre'de de milli marşımız okunurken protesto vardı ama, çok fazla değildi.
Bizim milli marşımızı herkes dinledi.
Misafiri hoş tutmaya çalışan biz Türkler, böyle mi yapmalıydık?
***
Futbol Federasyonu mali ve idari bakımdan özerk.
Bakan olarak federasyonun işlerine karışamam.
Ama eğer Başbakanlık Teftiş Kurulu bir rapor verir ve bu raporda bazı olumsuzluklara dikkat çekilirse, benim gözetim ve denetim yetkim oluyor.
Eski federasyonla ilgili böyle bir şey söz konusuydu.
Zimmet çıkmıştı.
Konuyu savcılığa intikal ettirdim.
***
Maç öncesi ve sonrası ile ilgili olayları inceliyorum.
İsviçre kafilesinin havaalanına gelişi ve otele intikali sırasında, maksadını aşan olaylar oldu.
Otobüslerine yumurta atıldı.
Üzüntü duydum.
Spor ahlakı ve centilmenlikle bağdaşmadı.
Emniyet işlem yapmış olmalı.
Yapması gerekir.
***
İki kişiden bahsediliyor.
Daha önce kaleci Rüştü'yü dövmüşler.
İsviçre maçında da bunlara görev verilmiş, yakalarına akreditasyon kartı takılmış.
Bunlar doğru mu?
İnceleme yaptıracağım.
Eğer böyle bir şey gerçekten olmuşsa, cezasız kalamaz.
***
Çalışmalarım sürüyor.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun devreye girmesinin gerektiği kanaatine varacak olursam, sayın Başbakanımıza başvuracağım.
Teftiş isteyeceğim.
Zira Teftiş Kurulu ancak Başbakan'ın talimatı ile görev yapar.
***
Milli takım sinirlerine hakim olmalıydı.
Olamadılar.
Olabilselerdi, Almanya vizesini alan taraf bizdik.
İstanbul'daki maçın son dakikalarında hoş şeyler yaşanmadı.
Bazı futbolcularımız, futbolu düşünmediler.
Düşünselerdi barajı aşarlardı.
***
Sporda başarı elbette önemli.
Ama başarıdan da önemli bir şey var:
Centilmenlik.
Uluslararası camiada, Türk sporu centilmenlikten uzak görüntüsü doğdu.
Bunu telafi etmek zorundayız.
***
Eğer Türk devleti "spordan sorumlu en üst siyasi otoritenin ağzından" bu söylemi seslendiriyorsa...
"Üzüntüsünü" böylesine açık dile getiriyorsa...
Uluslararası camia bu "diplomatik özür dilemeyi" değerlendirmeli ve Türkiye'nin üzerine daha fazla gelmemeli.
***
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in incelemesi "bugün, yarın" bitecek ve büyük ihtimalle de Başbakanlık Teftiş Kurulu devreye girecek.
Girmesinde yarar var.