SÖZLERİM , kimseye yanıt değildir.
Söyleşimiz, daha önceki söyleşilerin devamıdır.
Ve bu bana göre çok önemli bir konudur.
Söyleşilerimizin hiçbiri, geçmişi yargılamak için yapılmadı.
Geçmiş, geçmiştir.
Geçmişe takılıp kalmanın anlamı yok.
Önemli olan, geçmişten ders çıkarmaktır.
YENİ DÜNYA DÜZENİ
1945'te dünyada 55 devlet vardı.
Bugün 192 devlet var.
86'sı hür demokrat, 58'i kısmi hür, 48'i hür olmakla ilgisi bulunmayan devletler.
Demokrasiyi oturtmuş ülkelerin bile bugün sorunları mevcut.
Ve hepsinde istenen, devletin halkın devleti olması.
Hangi devlet, vatandaşım benim için vasıtadır diyorsa, bu devlet, işlemeyen devlettir.
Artık devletin hizmetinde vatandaş değil, vatandaşın hizmetinde devlet olacak.
Dünya ona dönmüştür.
ÖNCE İSTİKRAR
Bu söylediklerim tam demokrasi ile oluyor.
Yarım demokrasiyle olmuyor.
Demokrasinin yarımı yok.
Biz daha iyi yönetilen bir ülke arıyoruz.
Halkın daha mutlu olmasını, devletin daha yükselmesini istiyoruz.
Ve mutlak anlamda istikrar istiyoruz.
Eğer bir ülkede istikrar yoksa güvenlik, huzur ve refah olmuyor.
Bugün bütün dünya refahı arıyor.
Ama refahın ön şartları vardır.
İstikrar... Güven ve huzur.
FRANSA'DAKİ OLAYLAR
Devletin istikrarı ile toplumun istikrarı da farklı şeylerdir.
İyi yönetim dediğimiz olay, devletin istikrarına bağlı.
Ülkelerin hemen hepsi zaman zaman bunalımla karşılaşıyor.
Demokrasi bir kavramlar, kurumlar ve kurallar rejimidir.
Bunun en canlı örneği günlerdir Fransa'da olan olaylar.
DEVLETTE ŞÜPHEYE YER YOK
Olaylar sırasında Fransa neredeyse yönetilemez duruma geldi.
Ama kimsede "acaba devlete el konur mu" diye bir endişe olmadı.
Buna gerek yok.
Devlette şüpheye düşmek olmaz.
Yani her türlü önlemi alsanız bile bunalım olabiliyor.
Burada konu ikiye ayrılıyor.
Birincisi, devletin bunalıma düşmemesi için alınacak önlemler.
İkincisi, devlet bunalıma düşerse ne olacak?
YARIN BUNALIM OLURSA...
Devlet bunalıma düşerse, yıkılmadan ve büyük yara almadan bunalımdan çıkabilmeli. SABAH'taki söyleşilerimizin hedefi bu.
Türk devleti, bundan sonra karşılaşacağı bunalımlardan büyük yara almadan çıkabilmeli.
Ben işte bunun peşindeyim.
(Arkası yarın)