SAYIN Demirel.
Anneniz Ümmühan hanım ile babanız Yahya efendinin evliliğinden söz edelim.
Kaç yıllık evlilikti?
***
Demirel, zaman tüneline girdi:
- Babam 1972'de öldü... Annem 1999'da... Evlilik tarihleri 1920 olsa gerek... 52 yıllık bir evlilik.
***
"Nasıl bir evlilikti anneniz ile babanızınki" diye sorduk.
Demirel önce annesinin resmine baktı.
Sonra babasının.
"Çok güzel bir evlilikti" diye söze başladı.
***
Anam, babam orta Anadolu köylüleriydi.
Yoksul değil.
Zengin de değil.
Anadolu'nun iyi bir yeri.
Toprak var, bir miktar su da var.
Çeşitli mahsuller... Buğday... Meyve... Sebze yetişiyor.
Hayvan da var.
Parçalanmış toprakta küçük bir işletme.
Kendin çalışıp, üreteceksin.
Çeşitli yerlerde 150 dönüm arazi.
Her yıl yarısını ekip, yarısını nadasa bırakacaksın.
Uçsuz, bucaksız yer ile gök arasında, yılda 75 dönümü ekecek, biçecek, kimseye muhtaç olmadan geçinip, gideceksin.
İşte anam buydu, babam buydu.
***
Köylü "sabırlıdır."
Zira buğdayı eker, yağış olmaz.
O yıl mahsul alamaz.
Ertesi yıl yine eker.
Yine yağış olmayabilir, mahsul almayabilir.
Köylü bıkmaz, usanmaz, küsmez.
Üçüncü yıl tekrar eker.
Bu defa yağış boldur.
Mahsul, depoları doldurur.
Köylünün yüzü güler.
Köylü "sabırlıdır... Bekler... Bekler... Bekler."
Demirel de "köy kökenli."
Siyasette oy aldığı gün oldu, seçimde yenildiği gün oldu.
Ne seçmene küstü, ne siyasete.
Bir "köylü sabrıyla" bekledi, durdu.
***
- Evet efendim... Köyünüze geri dönelim.
- Olur... O günlere gidelim... Evde anne, babam, ninem... Ve biz dört çocuğuz... 1 kız, 3 oğlan... Çocuklara bakan ninemdi... Bizleri ninem büyüttü.
- Anneniz?
- Annem tarlada... Annem bağda, bahçede... Annem, babama destek... Annem, inek sağmada.
***
- Sonra?
- Anadolu'nun uçsuz, bucaksız ovasının ortasında bir köy... 5 sınıflı bir ilkokul... 3 öğretmen var... Çalışacaksın, ailene yardım edeceksin, okuyacaksın... Ben de bunu yaptım.
***
Demirel yeniden annesi ile babasının resimlerine baktı.
Duygulandı.
Ve "bu konuya" biraz ara vermek istedi:
- Çayını iç... Soğuttun... Bu çayı götürsünler... Yenisini getirsinler... Önce çayını iç, sonra devam ederiz.
