- Hacı, anlat bakalım... Neler oldu?
- Yiğenim, benim adım Muslu Genç... Yaş 73... Hanım yatalak... Neyi soruyon, neyi anlatak.
- Depremi anlat.
- Bi sallandık, bi sallandık... Gel, evin içine bak, duvarlar hep çatlak... Allah'ın keremine bin kere şükür can gaybı yok... Hayvanlara bişi olmadı ya, ona da şükür.
***
Bu sırada yanımıza Muslu Genç'in "emmioğlu" yaklaştı:
- Yiğenim, gelivir şu çadıra, bi bakıvir.
"Dayı adın ne" dedik.
Kulağı ağır işitiyor. Onun için soruyu, bir kez de yüksek sesle tekrarladık.
Adı Ahmet Genç'miş.
Bizi doktor sandı.
"Gelivir, gelivir" dedi:
- Gelinim çadırda baygın yatiyir... Bi bakıvir.
***
- Ahmet dayı, haliniz nicedir?
- Süne, buğdaya bi türlü rahat virmedi... İki yıldır arpa ekerik.
- Arpa para ediyor mu?
- Başa baş çıkarık... Ne getirir, ne götürür... İdare eder, giderik.
***
Ankara'ya 80 kilometre uzaklıktaki Sırapınar köyü "Doğu'nun, Güneydoğu'nun pek çok köyünün gerisinde."
İmkan olarak da, hizmet olarak da.