Salı sabah saat 07.00... İktidara mensup iki parti büyüğü, Atatürk Havalimanı'nda karşılaştılar... Biri, Genel Başkan Yardımcısı Necati Çetinkaya idi... Singapur'dan dönüyordu.
Diğeri Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'tı.
Moskova'ya gidiyordu.
İkisi sohbet ederken, salona "Doğu illerinin birinden" bir milletvekili girdi.
O da AKP'liydi.
Çetinkaya ona takıldı:
- Biraz kilo almışsın... Demek ki, seçim bölgende sana iyi bakmışlar... Çok mu kuzu kestiler?
"Doğulu milletvekili" göz ucuyla bizi süzdü.
Sonra da Çetinkaya'ya yanıt verdi:
- Yavuz bey duymasın... Millette kuzu değil, tavuk kesecek takat kalmadı.
***
Bu konuşmayı "duyduk."
Onun için yazıyoruz. Milletvekili "aman Yavuz bey duymasın" dediği için onun adını vermiyoruz.
Belli ki "kendi adıyla böyle bir saptamanın gazetede yer almasını istemiyor."
Ama isim yazmayışımız "gerçeği" değiştirmiyor.
Misafirperver Doğulu seçmende "ağır misafire kuzu kesecek ekonomik güç" kalmamış.
***
Ege ve Akdeniz sahillerindeki "laylaylom" Anadolu'da yok.
Ancak halkta "yüksek perdeden bir sızlanma" da yok.
***
Kayserili, Avrupa'da yaşayan Türkler'e "Almancı" der.
Yazın, Almancılar izne gelince Kayseri'de çarşı, pazar canlanır.
Ama bu yaz "eski canlılık hak getire."
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'nin anlatımıyla:
- Almancı burada düğün, dernek yapardı... Çarşı, Almancı kaynardı... Almancılar ev alırlardı... Şimdi kimse ev almıyor... Düğününü, masraf olmasın diye Avrupa'da yapıyor... Çarşıda canlılık yok.
***
Çarşı "cansız."
Ama buna rağmen esnaf "aman, aman buna da şükür" diyor.
"Buna da şükür"ü anlıyoruz.
Fakat, cümlenin başındaki "aman, aman" hangi anlama geliyor?
Mehmet Özhaseki:
- Esnaf, eski krizlerde çok korktu... Şimdi "işler durgun ama kriz de yok" diye haline şükrediyor.
***
Bugün seçim olsa Kayseri'yi yine AKP alır.
Hem de "fark yaparak."
Nedeni sadece Kayserili Abdullah Gül'ü "sahiplenmekten ibaret değil."
Bir neden daha var.
Kayserili esnafın deyimiyle:
- Gidecek başka kapı görünmüyor ki?
***
Kayseri öyle de Malatya çok mu farklı?
Ticaret Odası Başkanı Mücahit Fındıklı "esnaf darda, tüccar sıkıntıda" diyor.
Hemen sözünü kesiyoruz:
- Zorda olan bu kesimler, şimdi seçim olsa kime oy verir?
- Yine AKP'ye.
***
İnsanlar hem "işler kesat" diye söylenecek.
Hem de "yine AKP" diyecek.
Bu bir çelişki değil mi?
Mücahit Fındıklı:
- Hayır, bunda bir çelişki göremiyorum.
Sadece Fındıklı değil, konuştuğumuz diğer Malatyalılar da "bunda bir çelişki göremiyorlar."
Neden acaba?
***
Nedenini Malatya Ticaret Odası Başkanı şöyle özetliyor:
- Benim yaptığım eleştiriyi, muhalefet yapmıyor... Sizin dolaştığınız kadar, muhalefet dolaşmıyor... Halk da diyor ki ne yapayım, ne edeyim, bari gidip yine AKP'ye oy vereyim.
Siyasetçiler bazen "durumumuz nedir" diye büyük paralar harcayıp, anket yaptırırlar.
"İşte anket."