Ankara'daki "Gönül Panayırı" nda daha ziyade "ikinci el eşya" var. "Kullanılmış TV"den tutun da... "Kullanılmış elbise"ye kadar. İstanbul-Kuştepe'de kurulan "Gönül Panayırı"nda ise... Eşyaların çoğu "birinci el." "Hiç kullanılmamış." Çoğu "orijinal ambalajında." Ankara ile İstanbul arasında "bir başka fark" daha var. Sinan Aygün'ün söylemiyle: - Bakın, bakın... Gece kıyafetlerini gördünüz mü?.. Bakın, bakın... Pullu kıyafetleri gördünüz mü?.. Ankara'da böyle elbiseler yok. Gerçekten de Ankara'nın Gönül Panayırı'nda kıyafetler "daha resmi... Renkler daha koyu... Etek boyu, diz kapağının altında." İstanbul'da ise "daha rahat... Daha kısa... Daha cicili, bicili... Daha dekolte."
***
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e sorduk: - Hiç kullanılmamış eşyalar nereden? - Projeyi duyan herkes yardım etti... Cem Boyner, yüz koli giyecek verdi... Güral Proselen'in sahibi Nafi Güral, hemen yardım elini uzattı... Benetton deseniz öyle... Kimi kıyafet yağdırdı, kimi bulgur, kimi un, kimi şeker.
***
Sarıgül sordu. - Nasıl buldunuz? "Mükemmel" dedik: - Keşke bir, iki mahallede daha aynı panayırdan kurabilseniz. - Hiç merak etmeyin... Dört tane daha kuracağız.