6 Şubat'ta yaşadığımız depremler bize büyük bir ders verdi. O derslerin belki de en önemlisi iletişimdi. Hatırlayın, 11 şehri yerle bir eden depremler sonrasında ilk etapta iletişim çok zorlaştı. Hatta birçok şehirde telefon ve internet bağlantıları tamamen kesildi. Aramakurtarma faaliyetleri açısından en kritik diyebileceğimiz ilk 72 saatte iletişim altyapısında ciddi arızalar meydana geldi.
Velhasıl, o günlerde kötü bir sınav verildi.
Hatırlayın, o günlerden sonra herkesin aklında aynı soru vardı? Olası bir İstanbul depreminde ne olacak? İletişim yeniden kesilecek mi?
Bu konuda özel sektör yaşananlardan ders çıkarıp şapkayı önüne koymuş durumda… Ama bu işin şakası olmadığını bilen kamu yönetimi de, ek tedbirleri devreye sokmak istiyor.
Neden mi böyle diyorum?
Biliyorsunuz, hafta başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Seçim Beyannamesi'ni açıkladı. Orada deprem konusuna özel bir bölüm ayrıldı. Seçim vaatleri içinde depremden etkilenen şehirlerin yeniden inşaası ilk sırada… Bunun dışında AK Parti'nin beyannamesinde başka maddeler de var.
Örneğin, Sürdürülebilir Afet Risk Yönetimi Kanunu çıkarılması, kurumlar arasındaki yetki sınırları açık bir şekilde ayrılıp, bütüncül bir yaklaşım ortaya konulması… Arama ve kurtarma ekiplerinin sayısı ve niteliğinin hızla artırılması… DSİ, OGM, KGM gibi araç ve makine parkına sahip kurumların personeline afet eğitimlerinin verilmesi… Fay hattında yapılaşmayı engelleyecek Doğal Afetler ve Fay Yasası'nın çıkarılması… Afet riski olan yerlerde imarın üst sınırının belediyelerin yetkisinden alınıp, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na verilmesi… Yapı denetimi gibi zemin etüdü denetiminin de zorunlu hale gelmesi… Yatay mimariden taviz verilmemesi… Şehirlerde temiz içme suyu kullanımı için şebeke suyuna bağlı su depoları ve tankları oluşturulması… Taşkın Kanunu çıkarılması… Potansiyel afet bölgelerinde elektrik iletim ve dağıtım şebekesinden bağımsız çalışabilecek şekilde mikro şebekelerin yaygınlaştırılması…
Bunların hepsi depremde acı şekilde tecrübe ettiğimiz meselelerle ilgili önemli adımlar… Ama beyannamede benim dikkatimi çeken bir başka konu daha var.
O da şu…
Hani dedim ya, GSM operatörlerinin yaşadığı hat kesintileri o günlerde epeyce tartışılmıştı.
İşte bu noktada AK Parti beyannamesinde önemli bir konuya yer vermiş…
Kesintisiz güvenli haberleşme sistemi oluşturulması kapsamında 81 ilde sayısal telsiz altyapısının kurulumunun tamamlanacağı söyleniyor.
Malum, cep telefonları ardından da internet kullanımı yaygınlaşınca telsizler bir köşeye atılmıştı. Halbuki, depremin ardından kamu güvenliği ve acil durum haberleşme sisteminin ne kadar elzem olduğu ortaya çıktı. Hatırladığım kadarıyla çalışmalar 1999 Marmara Depremi sonrasında kısmen başlamıştı. Belli ki, ivedilikle tamamlanacak.