Malum, dün Merkez Bankası'nın faiz toplantısı vardı. Sokaktaki vatandaş bile nefesini tuttu, saat ikide çıkacak kararı bekledi.
Niye?
Çünkü, faizle ilgili karar ne olursa olsun döviz kurlarını aşağı ya da yukarı oynatacaktı. Hareketlilik birkaç gündür zaten sürüyordu.
Ama dün izlediyseniz neredeyse zirve yaptı.
Sabah saatlerine 10.97 TL'den başlayan dolar, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına dakikalar kala volatilitesini artırdı. Piyasada Merkez Bankası'nın faizi sabit bırakacağına yönelik bir spekülasyon yayıldı. O andan itibaren kur düşmeye başladı. Karar metninin açıklanmasına yarım saat kala dolar kuru 10.44 TL'ye kadar düştü. 5 dakika gecikmeyle Merkez Bankası'nın sitesine konulan PPK kararından sonra ilk tepki doların 10.90 TL'ye çıkması oldu. Daha sonrasında ise dolar kuru 11 TL'yi aştı. 'Faiz sabit kalabilir' diye yayılan spekülasyona inananlar eminim epeyce zarar yazdı. Ama bu spekülasyonu fırsata çevirenler yüzde 7 kâr yaptı. Hem de dakikalar içinde...
Faiz kararının doğruluğu, yanlışlığından bağımsız söylüyorum.
Piyasada bu kadar aşırı volatilite kimseye fayda sağlamaz.
Parası olan belirsizlik ortamında yatırım yapmakta imtina edebilir.
Sanayici fiyat tutturmakta zorlanıp, önünü göremez.
Yüksek kur ihracatçı için olumlu gibi görünse de istikrarın olmadığı bir dövizde düzenli ticaret yapılmaz.
Firmalar, kurdaki hareketlilik yüzünden sipariş almak istemez.
Fiyatlarda oluşan dengesizlik nedeniyle şirketler tedarik zincirini yönetmekte zorlanmaya başlar.
Zaten zorlaşan hammaddeye ulaşım daha da güçleşir.
Girdi maliyetlerindeki artış, yurtiçi ve dışı pazarlarda öngörülebilir fiyat oluşturma konusunda sıkıntılara neden olur.
Aşırı volatilite ortamında üretim yapmanın maliyeti artar.
Fiyat tutturmakta zorluk yaşayan sanayici iç piyasaya ürün veremeyecek duruma gelir.
Sürekli iniş-çıkış grafiğindeki kur tüm sektörlerin dengesini bozar.
Üstelik, bu ortam sadece özel sektörün değil devletin plan, programını da olumsuz etkiler.
Sonuç...
Herkes bu belirsizlik ortamında vaktinin çoğunu ayakta kalmak için harcar.
İhracatçı da sanayici de KOBİ de vatandaş da 'öngörülebilirlik' ister. Yani yarın ne kadar harcayıp, ne üreteceğini, nasıl bir fiyata satacağını, elindeki parasıyla neyi, ne kadara satın alabileceğini bilmelidir.
Dolayısıyla her kararın artısı eksisi iyi hesap edilmelidir.
Öyledir ya çoğu zaman...
Maalesef, bazen attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmez.