Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Normalleşme desteği herkesi kapsıyor mu?

Pandemide işletmelerin işçi çıkarmaması için geçen yıldan bu yana hükümet çeşitli destekler sağladı. İyi ki de verdi. Zira, bunlar olmasaydı, işsizlik rakamları alır başını giderdi.
Malum, bu desteklerden en önemlisi kısa çalışma ödeneğiydi. Nisanda biten destekten şu ana kadar 3.76 milyon çalışan yararlandı. Toplam destek tutarı 30 milyar TL'yi buldu. Destekten en çok yararlanan da Kovid- 19'un vurduğu imalat, hizmet, yeme-içme ve ulaşım sektörü oldu.
Şimdi kısa çalışma ödeneği yerine normalleşme desteği verilmeye başlanıyor.
Bu destek nedir derseniz...
İşçilerini normal çalışmaya döndüren işverenlere, 6 aya kadar prim desteği verilecek.
Şöyle örnek vereyim...
Diyelim ki, kısa çalışma ödeneğinden bir sigortalı 30 gün faydalandı.
İşveren bir sigortalı için prime esas kazanç üst sınırından bildirim yaptıysa;
-Prim olarak ödeyeceği teşviksiz tutar 10.061.78 TL iken, -Normalleşme desteğinden faydalandığı süre kadar aylık 8.720, 22 TL ödeme yapacak. (1.341,56 TL destek verilecek) İşveren prime esas kazanç alt sınırından (asgari ücret) bildirim yaptıysa;
-İşverenin ödeyeceği prim tutarı teşvik olmadığında 1.341,56 TL iken, -Normalleşme desteğiyle ödenecek prim sıfır olacak.
Destekten sadece özel sektör işverenleri yararlanacak.
Bundan yararlanana diğer sigorta primi indirimi, teşvik ve destekler yok. Üretimi devam eden, çalışanlarını haftada 45 saat işe getiren işverenler için bulunmaz fırsat...
Fakat...
Biliyorsunuz, son dönemde dünyada bir çip krizi yaşanıyor. Ford, Honda, General Motors, Volkswagen, Stellantis, Nio gibi otomotiv devleri üretimi ya azalttı ya da durdurdu.
Bizde de Renault, Tofaş, Ford, Hyundai gibi birçok fabrika belli süre üretime ara verdi.
Çip krizi elektronik sektörüne de sıçramış durumda...
Yakın zamanda bilgisayar ve cep telefonu üretimde de aksamalar bekleniyor.
Keza, artan Kovid-19 vakaları nedeniyle tüm illerde hafta sonu sokağa çıkma yasağı geldi.
Bu, ulaşımdan yemeiçmeye kadar hizmet sektörlerinin tamamını etkiliyor. Ramazan ayında da yeme-içme sektörü paket servise geçecek.
Hammadde sıkıntısı nedeniyle imalat sektöründe de üretim sıkıntısı var.
Bu durumda, söz konusu işletmelerin işçilerini geri getirip getirmeyecekleri meçhul... Hal böyle olunca, normalleşme desteğinden de yararlanamazlar.
Velhasıl, en azından üretime çeşitli sebeplerle devam edemeyen ve hâlâ iş kaybı yaşayanlar için başka bir destek mekanizmasının devreye alınması şart gibi...

***


İHRACATTA NEREDEN NEREYE...

Ben onlara ihracat ordusu diyorum.
Ne salgın dinliyorlar, ne Süveyş Kanalı'ndaki gemi kaynaklı tedarik sıkıntısını, ne konteyner krizini, ne küresel ekonomideki daralmayı...
Her ay rekor üzerine rekor geliyor.
Martta da tüm zamanların rekorunu kıran ihracatçılar, 218 ülke/bölgede Türk bayrağını dalgalandırdı.
Rakamlar gösteriyor ki, yıllık ihracat hedefi olan 184 milyar dolardan çok daha yükseğe çıkacağız.
Nereden nereye...
Hatırlayın, 2002'de yıllık ihracat 36.2 milyar dolardı. Şimdi aylık ihracatımız 19 milyar dolara ulaştı. İki ayda o dönemin yıllık ihracatını yapan bir ülke haline geldik.
Diyebilirsiniz ki, ithalattan haber ver.
Yılın ilk çeyreğine bakın.
İhracatın ithalatı karşılama oranı geçen seneye göre 5.3 puan artarak yüzde 81.9'a yükselmiş. Enerji hariç tutun oran yüzde 92.5...
Yatırım, hammadde ve tüketim mallarının tamamının ihracatında mart ayında güçlü çift haneli artışlar gerçekleşti.
Bu yıl büyümeye net ihracatın pozitif etki yapacağını söylemek yanlış olmaz. Ülkenin tüketim değil ihracat-üretim temelli büyümesi hepimizin arzusu...
Bu nedenle de Türkiye'yi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelli büyüme hedefine ulaştırmak için çabalayan herkese teşekkürler...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA