Eminim, kaç gündür ibretle izliyorsunuz.
Ankara Barosu ve yörüngesi İzmir Barosu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Cuma hutbesini dillerine dolayıp, izansız daha doğrusu hadsiz bir açıklamayla dini değerlere saldırıya geçti.
Arkasından malum koro durur mu!
Dün baktım hemen mühendis-mimar örgütü TMMOB topa giriverdi.
Bugün yarın tabiplerin birliği TTB de kafasını uzatır. Haa, işin bir de DİSK'i KESK'i var. Onlar da Müslüman mahallesinde salyangoz satmak için 1 Mayıs'ı bekliyordur!
Peki adına örgüt, birlik, sendika denilen, perde gerisinde terör seviciliği yapan bu koronun ilk vukuatı mı?
Tabii ki, hayır...
Bunlar siyasetin, terör seviciliğinin, ayrıştırmanın dibini yaparlar. Açıklamalarına 'insan hakları, demokrasi' kılıfı uydururlar.
Yersen!
Şöyle bir geçmişe gidin...
Gezi olayları oldu, hemen sahne aldılar.
Suriye'ye harekât başlattık, açıklamayla karşı çıktılar.
Kürtaj yasaklandı, açıklama yaptılar.
Teröre yataklık eden belediyelere kayyum atandı, destek açıklaması hazırladılar.
Cuma Hutbesi okundu, dini değerlere saldırdılar.
Sözüm ona meslek örgütleridir ama kendi üyelerinin bir tane sorunuyla ilgilendiklerini göremezsiniz.
Hepsine devlet eliyle statü verilmiştir, kanunla zorunlu aidat toplama hakları vardır. Üyelerini haraç toplayacakları zaman hatırlarlar.
Doktorsan, TTB yıllık tarifesini dayar. Mühendissen, TMMOB her ay kazansan da kazanmasan da sakalını alır.
Mimarsan, TMMOB, iş yaptığın anda bandrol ücreti bindirir. Avukatsan, TBB aidat için kapıya dayanır. Örgütten istifa etmeye kalksan öyle kolay kurtulamazsın.
Aidatı ödemedin mi?
Anında faiz işletir. Yine ödemediysen icraya verir. Kapına haciz memurunu dayar.
Binlerce doktor, avukat, mühendis, mimarın aidatıyla 'Ali kıran baş kesen'cilik yapan bu örgütler toplanan parayla sokak gösterileri organize eder, çay-çorba etkinliklerinde ülkeye nasıl hainlik yapacaklarını planlar, Cumhuriyeti koruma bahanesiyle her olayda aktif pozisyon alırlar.
Ve ne yazık ki, hepsinin başında da bir türlü değiştirilemeyen Türk ibaresi vardır!
Tam bir garabet anlayacağınız...
Son olarak şunu söylemeden geçmeyeceğim.
Yıllardır konuşulan ama yapılamayan vesayetçi devlet anlayışının son kalesi olan bu örgütlerin zorunlu aidat toplamasının önüne geçilmelidir.
Şimdi değilse ne zaman!