Biliyorum, sürekli aynı konuyu anlatıp duruyorum. Ama ne yapayım? Onlar bilerek, isteyerek, art niyetle, ısrarla algı manipülasyonu ürettikçe, vatandaşı etkilemeye çalıştıkça, devletin en önemli kurumlarının verilerini itibarsızlaştırmaya devam ettikçe ben de buradan eleştirilerimi sürdüreceğim.
Malum, enflasyon rakamları açıklanır açıklanmaz yine saldırıya başladılar.
"Her şey ateş pahası enflasyon nasıl düşüyor?" diyeni mi ararsınız, "İğneden ipliğe zam geldi, TÜİK yalan söylüyor" diyeni mi... Ya da "Fiyatları hangi marketten topladın?" sorusu soranı mı... Veyahut, enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından "Bu rakamlara inanıyor musunuz?" diye manşet atan haber sitelerini mi?
Hadi diyelim, onlar meselenin teknik boyutunu bilmiyor da öyle konuşuyor.
Üniversitelerde öğrencilerine 'enflasyon' dersi veren profesörlere ne demeli?
Biri çıkıp, "hayat pahalılığı yaşanırken enflasyonun nasıl düştüğü izaha muhtaç" diyerek ekonomi yönetimi ya da TÜİK Başkanı'nın acilen açıklama yapmasını istiyor. Diğeri "Türkiye, fiyatlar artarken, enflasyonu düşürmenin bir yolunu bulmuş görünüyor" diye ortaya bir algı yumurtluyor. Başkası "Enflasyon düştü, fiyatlar artmaya devam ediyor" sözleriyle olayı saptırıyor.
Halbuki, hepsi biliyor, enflasyondaki düşüş doların gerilemesinden, alım gücü düşen vatandaşın talebinin olmamasından, sebze-meyve fiyatlarının düşmesinden vb. kaynaklanıyor. Üretici fiyatlarında da düşüş var. Bu da kurdaki düşüş ve iç talepteki azalıştan geliyor.
Ama yokkkk...
Enflasyon düşmesinin fiyatların düşmesi, insanların alım gücünün artması, gelirlerinin yükselmesi demek olmadığını anlatmazlar, anlatamazlar.
Enflasyonun düşmesinin fiyatların daha az artması anlamına geldiğini söylemezler, söyleyemezler.
Enflasyon düştükçe, fiyatlar daha az arttıkça, insanların alım güçlerinin daha az azalacağını belirtmezler, belirtmezler.
Çünkü, onların işi 'Algı Profesörlüğü'...
Yapıştır algıyı, yıprat kurumları...
Yazdıklarımın siyasetle filan ilgisi yok. Ülkesini, vatanını, devletini seven herkesin bu algıyı üretenlere posta koyması gerekir.
Yahu, diyelim ki, neredeyse Cumhuriyet'le yaşıt olan, uluslararası kurumlara akredite, dünyada kabul edilen standartlarla veri üreten Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verileri karaladınız, ne elde edeceksiniz?
Gerçekten merak ediyorum.
Bana kalırsa, sırf siyasi ideolojiler yüzünden bu kurumların itibarını zedeleyenler alçaktır hatta haindir.
Bu kurumların itibarının göz göre göre, yalan imalarla, kasıtlı sözlerle zedelenmemesi sadece siyasilerin görevi değildir. İş dünyasının, sivil toplum örgütlerinin bu kurumlara sahip çıkması gerekir.
Yarın onların ürettiği istatistik hepinize lazım olur.