Takip etmişsinizdir... TÜSİAD geçen hafta sahneye çıktı. YİK Başkanı Tuncay Özilhan'ın ve yeni başkan Simone Kaslowski'nin eski reflekslerle yapmaya kalkıştığı deneme Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a çarptı.
Patronlar Kulübü'nü 'demokrasi hazımsızlığı' ve 'istatistik cinliği' yapmakla eleştiren Erdoğan ne dedi?
"17 yıl önce ekonomik olarak neredeydiniz, bugün neredesiniz?"
Borsa İstanbul'da ufak bir araştırmayla, bugünün ateşli demokrasi havarilerinin ekonomik anlamda nereden nereye geldiği ortaya çıkıyor.
Misal, TÜSİAD'ın hakim sınıfında yer alan Koç Holding'e bakın... Holdingin aktif büyüklüğü 2002'den 2018'e kadar yüzde 18.300 artmış. Sabancı'da bu oran yüzde 25.000. Başkan Erdoğan'ın hedefindeki Tuncay Özilhan'ın şirketlerinde ne derseniz? Anadolu Holding'in 2002'de 89 milyon TL olan aktifi bugün 47.5 milyar TL'ye çıkmış durumda. Artış oranı yüzde 53.156. Özilhan'ın bira şirketi Anadolu Efes'in de ondan farkı yok. Onun da aktifleri 17 yılda yüzde 7.300 artmış durumda... Eczacıbaşı Holding'in aktifi yüzde 3.400, Boyner'in ise yüzde 3.000 yükselmiş.
***
Hani, Türkiye'de ekonomik gidişatı sık sık eleştirip, endişeleniyorlar ya...
Valla şirketlerinin satışlarına baktığınızda da gözleriniz yerinden fırlıyor. Hiç öyle eleştirdikleri gibi bir ekonomik tablo olmadığını görüyorsunuz.
Bakın,
Koç Holding'in satışları 2002'de 3 milyonmuş... 142 milyara çıkmış. Yüzde 454.163 artış yaşanmış. Doğan Holding'in satışları yüzde 31.575, Anadolu Efes'in yüzde 6.000, Boyner'in yüzde 3.630 artmış.
Bunlar sadece borsada görünenler... Hepsinin 1'e aldıkları malı 100'e satmalarını, ceplerine giren paradan sağladıkları rantı, yurtdışına çıkardıkları cukkaları uzun uzun anlatıp da kafanızı ütülemeyeyim.
***
Velhasıl, TÜSİAD'ın demokrasi hassasiyeti para aşkından kaynaklanıyor. Beyler, şimdi ufaktan sarsıldılar ya... Yine sivil toplum örgütü mü, ekonomik baskı grubu mu, siyasi parti mi olduklarına karar veremediler?
Başladılar saz çalmaya...
Bir de, demokrasiden dem vurmaya kalktıklarında,
1979'da Bülent Ecevit'i gazete ilanlarıyla düşürmeye çalışan,
12 Eylül cuntasının hemen ardından kepenk açan,
28 Şubat'taki post modern darbenin sermaye ayağında rol alan,
27 Nisan'da e-muhtırada sesi çıkmayan,
FETÖ ülkeye operasyon çekerken Uganda'dan gönderilen ananasları kemiren,
15 Temmuz'daki darbe girişimini kuru bir açıklamayla geçiştiren TÜSİAD aklıma geliyor... Bence,
bu kirli sicille demokrasi lafını bir daha hiç ağızlarına almasınlar.