Türk ekonomisinin içinde bulunduğu ekonomik türbülans dışarıdan gelen müdahaleyle bugüne geldi. Şimdi ise bunlara 'iç' güçler eklendi.
Farkında değil misiniz?
Toplumsal bir afet yaşıyoruz.
Bireylerden başlayan çözülüş topluma sirayet ederek ahlaki çöküntüye dönüştü.
Köşe dönücülük zihniyeti aldı başını gitti.
Fırsatçılık artık meslek adı oldu. Herkes yağmatalan psikolojisi içine girdi.
Kimse de ülkeye hıyanet ettiğini düşünmüyor.
Neden mi bu kadar öfkeliyim!
Gelin anlatayım...
Dolar Londra'daki operasyonla gece yarısı 7.25 TL'ye çıkarılıyor. Saat 01:30'da telefonum çalıyor.
Arayan, o günden sonra akrabam olduğundan utandığım kişi... Telefonda "Bu saatte nereden dolar alabilirim?" diye soruyor.
Cuma gecesi Halkbank'ta Bloomberg'den kaynaklanan hatalı veri girişi nedeniyle 39 dakikalığına sistemde düşük gözüken döviz kuruna 1.763 kişi üşüşüyor.
Hesapların iptal edildiğini söylesen de alamayanlar "Tühhh" diye dizlerini dövüyor.
Döviz 'al-sat'çılarının sitelerine giriyorsun.
Cebine atacağı üç-beş kuruş için vatanı satmaya hazır yüzbinlerce insan var. Hepsi de bu memleketin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, okumuş insanlar...
Esnaf, tüccarlığı bırakıp dolar tacirliğine başlıyor. İthal ürünleri yüksek zam yapıp satmak için kasanın altına saklıyor, depoya atıyor.
Hammaddenin birçoğunu ülke içinden sağlayan tekstilci, iki yıllık stok ürünlerine bile yüzde 30-40-50 zam yapıyor.
Türkiye'de sanayici kimliğiyle bilinen bir holdingin bankasının genel müdür yardımcısı traderlığa soyunuyor. Kendi hesabından al-sat yaparken, BDDK'ya yakalanıp, istifa ediyor.
Kişisel servetleri milyar dolarları bulan işadamlarımız şirketlerini büyütmek yerine yurtdışında yat-kat satın alıyor.
Hükümetin sürekli destek olduğu kimi (!) müteahhitler, şirketleri zora düşse de ultra lüks hayatlarından vazgeçmiyor.
Vatandaşın en güvendiği ucuz ve yerli ürün satan market zincirleri döviz artışını bahane ederek fahiş zam yapıyor.
Mahalleye gelen sütçü dahi fiyatını bir gün içinde 5 TL'ye çıkarıp yüzde 50 artırıyor.
Yukarıdaki zatlara soruyorum. Önce hepimiz aynı gemide miyiz, değil miyiz? Ona bir cevap verin. Aynı gemideysek, ekonomik savaşı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak mı verecek?
Siyasetçisinden işadamına, esnafından vatandaşına topyekûn bir mücadeleye girişmemiz gerekiyor mu? Siz böyle gemiden tahta parçalarını tek tek sökerseniz dışarıda Türkiye'yi dize getirmek isteyenler ne yapsın?
Haa, unutmayın. Tahtalar söküldüğünde sadece gemi batmaz, siz de dibi boylarsınız.