Farkında mısınız? Batı'nın ikiyüzlü politikaları siyasi arenadan ekonomiye sıçradı, sıçrıyor. ABD'nin başlattığı İngiltere'nin de peşinden geldiği uçağa cep telefonundan büyük elektronik cihaz sokulmaması kararından bahsediyorum. İsrail'in de bu kervana katılacağını duyunca işin rengi iyice değişti.
ABD ve İngiltere karara terör kılıfı uydurmaya çalışsa da gerçek niyetlerini havayolu şirketlerine gönderdikleri yazıda ele vermiş durumdalar.
Belli ki, bu yasağın arkasında Batılı havacılık şirketlerini korumak var.
Nasıl mı?
Bakın, mesela İstanbul'dan Türk Hava Yolları'nın uçağına bindiniz. Direkt San Francisco'ya uçuyorsunuz. Kabine cep telefonundan başka bir cihazla giremiyorsunuz.
Diyelim ki, San Francisco uçuşunuzu başka bir havayolu ile yapmak istediniz. ABD'nin şirketleri Delta ve United Airlines İstanbul'a uçmadığı için Avrupalı havayolu şirketlerine yöneldiniz. Lufthansa ya da British Airways'i tercih ettiniz. İstanbul'dan binip Londra Heathrow veya Frankfurt Havalimanları'na iniyorsunuz, sonra aktarmalı olarak San Francisco'ya gidiyorsunuz. O zaman tabletinizi de kameranızı da uçak kabinine alabilirsiniz.
"Bu nasıl iş" demeyin.
Aynen durum bu.
ABD kendi şirketlerinin uçmadığı yere yasak koyarak Avrupalı şirketleri korurken, dünya havacılık sektöründe bir numarayı zorlamaya en yakın adaylar THY, Emirates, Qatar Airways'ı baltaladı. Bu şirketler dünya havacılık şirketleri arasında ilk 10'da yer alıyor. ABD'li şirketler ise 50'nci sıralara geriliyor.
Bunun adı düpedüz çifte standarttır.
Peki şaşırdık mı?
Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanlarına yapılanları canlı yayınlarda izlediniz. Yıllardır herkese ifade özgürlüğü, demokrasi ve insan hakları konusunda ders vermeye kalkan Batı'nın çifte standart konusundaki yüzsüzlüğüne şahit oldunuz.
O geceyi gördükten sonra ben artık aldıkları hiçbir karara şaşırmıyorum.