Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Yağlı karaciğer hastalarında glutensiz diyet tedavinin parçası olabilir

Son dönemde birçok kişide karşılaşılan karaciğer yağlanması sorununun temel çözüm yöntemlerinden biri glutensiz bir diyeti benimsemek...

Yağlı karaciğer gün geçtikçe sıklığı artan bir sağlık sorunu olarak gündemini koruyor. Bugün obezitesi ve Tip 2 diyabeti olan kişiler dışında herhangi bir sağlık sorunu olmayan birçok birey de karaciğerin herhangi bir sağlık sorununa bağlı değil hatalı beslenmeyle karaciğerin yağlanma sıklığının daha çok arttığı bildiriliyor. Endüstriyel früktoz şekerlerini içeren paketli tüm yiyecek ve içeceklerin karaciğerde hücresel ve dokusunun genelinde yağlanmayı tetiklediği bilimsel araştırmalarda da gösteriliyor. Karaciğer yağlandıkça karaciğerde detoks ve toksinlerin yok edilmesini sağlayan enzimlerin çalışma kapasiteleri düşerek karaciğer enzimleri yükselmekte, yağ molekülleri karaciğer dokusunu sararak fibrotik bir yapının oluşmasına olanak sağlamaktadır. Bu nedenle yağlı karaciğerden kurtulmak için bol taze sebze, yeterince taze meyve, tam tahıl, baklagiller ve kuruyemişlerden zengin beslenmek gerekmektedir.




Yağsız etler, tam yağlı süt ürünleri ve yumurtayı da yeterince yemek sağlıklı karaciğer için önemlidir. Son yapılan araştırmalarda tam tahılların glütensiz olanlarının tercih edilmesinin yağlı karaciğeri olan hastalarda yağlanmanın gerilemesi için yarar sağlayabileceğini belirtmektedir. Karaciğer yağlandıkça Metabolik Disfonksiyona Bağlı Yağlı Karaciğer Hastalarında; buğdaydaki amilaz tripsin inhibitörleri inflamasyonu arttırmakta, insülin direnci geliştirmekte ve karaciğerde fibrotik yapıyı tetikleyebilmektedir. 6 haftalık glutensiz diyetin karaciğer fonksiyon bozuklukları olan hastalarda karaciğerde oluşan fibrosizi geriletebileceği bildirilmektedir. Gluten içermeyen tam tahıllardan kepekli pirinç, siyah pirinç, mısır, glütensiz yulaf, karabuğday ve kinoayı yağlı karaciğeriniz varsa 6 hafta boyunca tercih edip karaciğerin yağlanmasını geriletebilirsiniz.




PREDİYABET VE TİP 2 DİYABETE DAİR YENİ GELİŞMELERDEN HABERDAR OLUN
Prediyabet, Tip 2 Diyabet ve Yağlı Karaciğeri olanlar için önemli bilgiler geliyor. Sadece yağ dokusundan zayıflayıp rafine karbonhidratları kestiğinizde prediyabetten kurtulursunuz. Toplam vücut ağırlığınızda yüzde 7 kadar bir azalma örneğin 70 kg iseniz sadece 3.5 kg yağdan kilo kaybı prediyabet ve karaciğer yağlanmasını geriletmektedir. Tip 2 diyabetseniz veya bozulmuş glikoz toleransınız varsa; size metformin etken maddeli bir antidiyabetik önerildiyse yemekten 30-60 dakika önce kullanmanız yemek sonrası kan glikoz kontrolünde önemli ölçüde daha olumlu etki gösterecektir. Tip 2 diyabetli kişiler kalsiyum takviyesi alırken dikkatli olmalıdır. Yüksek kalsiyum takviyeleri diyabetli hastalarda kardiyovasküler hastalık riskini artırmaktadır. Tip 2 diyabetlilerde +/- 5-10 kg kadar kilo dalgalanmaları diyabete bağlı metabolik dengeyi olumsuz değiştirmektedir. Karaciğerin hızlı yağlanmasına, kardiyovasküler hastalıkların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Diyabette kan şekeri yükselmesin diye kullanılan yapay tatlandırıcılardan özellikle aspartam ve asesülfam potasyumun diyabeti tetiklediği belirlenmiştir. Sağlıklı kişiler zayıflamak amaçlı, daha az kalori almak için yapay tatlandırıcı kullanmamalıdır.




MUTFAKTA SAĞLIK DEVRİMİ YAPMAK İÇİN BAZI TÜYOLAR
Mutfağınızda besinleri pişirirken ve saklarken kullanmanız gereken birkaç püf noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü mutfakta ne kadar sağlıklı seçimler yarasak genel sağlığımızı korumakta o kadar kolaylaşır. Sadece besinlerin saklanması, pişi- pişirilmesi değil mutfak araaç ve gereçlerinde de tercihler genel sağlı- rilmesi sağlığımızın korunmasında etkili olduğu için bu tüyolar size oldukça yarar ğımızın sağlayacak diyebilirim.
1. Alüminyum folyoyu yemek pişirmede kullanmayın. Alüminyum ısı ile temas ettiğinde yiyeceklere geçişi kolaylaşır. Sürekli kullanımı be- besinden fazla miktarda alüminyum almamızı sağlar. Alüminyum nörotoksik sinden bir element olup Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıklara neden olabilmektedir.
2. Yiyecekleri pişirirken paslanmaz çelikten yapılan tencere ve düdüklü tencere kullanın. Bakır, demir ve alüminyum tencerelerde bu metaller ısı ile yiyeceğe geçiş sağlar, toksiktir, kanserojenik olabilir. Ayrıca besinler bakır, demir ve alüminyum kaplarda pişirildiğinde birçok vitaminin kay- kaybolmasını hızlandırır. Besinsel değeri en iyi koruyan tencere paslanmaz bolmasını çelikten üretilmiş düdüklü ve çelik tencerelerdir.
3. Besinleri cam kaplarda saklamaya özen gösterin. Plastik kaplarda saklanan yiyeceklere kimyasal madde geçişinin arttığını unutma- unutmayın.
Salça, turşu, zeytin dahil her türlü besini uzun süre saklamak yın. için ağzı sıkı kapanan cam kaplar kullanmayı ihmal etmeyin.
4. Baklagilleri doğal bezden yapılan torbalar içinde sakla- saklanabilirsiniz.
Serin ve kuru yerde 1 yıla kadar sağlıklı bir nabilirsiniz. şekilde, küflenmeden, aflatoksin üremeden baklagilleriniz dayanıklılığını korur.
5. Zeytinyağını koyu renkli cam şişelerde, serin ve güneş ışığı görmeyen yerde muhafa- muhafaza edin.




SİYAH ÇAY DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİNİN NEDENİ OLMAYABİLİR
Ülkemizde çay üretmek için ilk girişim 1888 yılında Çin'den getirilen çay tohum ve fidanları Bursa'da denenmiş ama uygun nem ve yağış olmaması sebebiyle verim alınamamıştır. 1917 yılında Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çay yetiştirilebilir ekolojik koşullara sahip olduğu belirlenmiş ve 1924 yılında Rize başta olmak üzere bu bölgede çay ekimi başlamıştır. İyi ki; çay ülkemizin de milli içeceğidir. Her gün kahvaltıdan gece yatana kadar hemen her evde iyi ki demlenir. Siyah çay; çay yapraklarının koparılıp, soldurma, kıvırma ve kurutma işlemleri sırasındaki fermentasyon ve polifenol oksidaz enziminin katalize ettiği oksidasyon sayesinde o eşsiz kuru maddeye dönüşür. Siyah çayda antioskidan etkili kateşinler bulunur. Çay iyi bir antioksidan kaynağıdır ama çayınızı bal ile lezzetlendirdiğinizde çayın antioksidan kapasitesini en az 7 kat arttırırsınız. Siyah çaya rengini ve o nefis buruk tadını veren kateşin adı teaflavinlerdir. İyi demlenmiş çayda teaflavinler bolca bulunur. Düzenli olarak doğru miktarda siyah çay içtiğinizde;
Günlük sıvı ihtiyacımıza ve bazı minerallerin alınmasına katkı sağlar, kafein içeriğinden dolayı enerjinizin artmasını ve konsantrasyonunuzun artmasına destek olur,
LDL kolesterolü okside ederek kandaki seviyesinin azalmasını sağlar, kolorektal kanserine karşı koruyucu etki gösterir,
Mide kanserine neden olan helikobakter pyloriyi öldürür,
L-tanin içermesi nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendirir,
Böbrekte taş oluşumunu engelleyebilir,
Termojenezisi arttırabilir. Unutmayın siyah çay aynen yeşil çay gibi hastalıklardan korunmada benzer etki gösterir. Son olarak çayın demir eksikliği anemisi yaptığı açık değildir. Evet demir mineralinin emilimini çayda bulunan tanenler azaltmaktadır. Ancak toplam vücudun demir durumu üzerine etkisi sadece çay içimi ile açıklamak doğru değildir. Bunu en iyi gösteren araştırma British Journal of Nutrition'da yayınlanan the THUSA çalışmasıdır. Ağır anemisi olan kadınlarda bile çay tüketimi ile demir eksiliği arasında bir ilişki bulunmamıştır. Günde 6 büyük bardak çay sağlıklıdır.




KAS KRAMPLARINIZ VARSA, BU BİLGİLER İŞİNİZE ÇOK YARAR
Kas kramplarının sinirlerdeki işlevsel bozukluk, aşırı spor yapmaya bağlı kas yorgunluğu, ancak daha önemlisi kalsiyum, sodyum, potasyum, magnezyum minerallerinin vücut sıvılarında azalmasına bağlı geliştiğini söyleyebilirim.
Fakat düzenli olarak beslenmenizde kas dostu besinleri yediğinizde kas kramplarına yakalanmayacağınız kesin.
1. Kasların iyi çalışmasının ana ilacı sudur. Su içmemek kas krampları için ana nedendir. Özellikle yürüyüş yaparken her 5-10 dakikada bir en az 300-500 mL su içmey i ihmal etmemek gerekir.
2. Maden suyu kas krampları ve vücutta azalan elektrolitlerin yerine hızlı konması açısından en ideal sağlıklı içecektir. Günde 2 şişe sağlıklı yaşam için yeterlidir.
3. Süt; kalsiyum, fosfor ve iyi kalite protein sayesinde kasların onarımı için en ideal besindir. Özellikle kakaolu süt kasların yıpranmasını önleyen süper içecektir.
4. Tatlı patates; sağlıklı karbonhidrat , magnezyum ve potasyum deposudur. Kasların gevşemesinde destek olur.
5. Muz, avokado, domates, pancar, kuru kayısı, patates, yeşil mercimek potasyumdan zengindir.
6. Siyah çikolata, baklagiller, kuru yemişler ve koyu yeşil yapraklı sebzeler iyi magnezyum kaynağıdır.
7. Turşu suyu en iyi sodyum kaynağı ve laktik asit bakterileri içermesi sebebiyle sinir sistemini uyararak krampların durmasını destekler.
8. Yağlı balıklar kanın akışkanlığını arttıran omega 3 içerir ki; kasların anobolik etkisinde önemli rol oynar.
Yürüyüşten en az 30 dakika önce 1 fincan kahve için . Yürüyüş sonrası taze sıkılmış pancar suyu tüketin. Her gün sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyumdan yeterli beslendiğinizden emin olun. Haftada 3 kere balık yemeye özen gösterin. Salatalarınıza zeytinyağına ek olarak biraz turşu suyu ekleyin. Haftada 4 kere 20 g siyah çikolata tercih edin ve böylece kas kramplarına veda edin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA