Sağlık problemi olmayan kişilerin, belirli aralıklarda oruç tutup aç kalmalarının hiçbir bedensel zararı olmadığı gibi aksine birçok faydası bulunuyor. Ramazan boyunca sahur ve iftar sofralarınızı dengeli ve sağlıklı bir şekilde kurduğunuzda oruç tutmanın sağlıklı ve vücudumuzu dinlendiren bir ibadet olduğu bilimsel çalışmalarla da kanıtlanmıştır. Bu haftaki yazımda sizlere bu bilimsel veriler ışığında orucun sağlığımız üzerindeki etkilerini anlatmak istiyorum.
Oruç metabolizmayı hızlandıran, organların çalışmasını dinginleştirerek vücudun dengesini bulduğu ve her şeyden önemlisi karaciğerin en hızlı yenilendiği önemli bir süreçtir. Sağlıklı besin seçerek bedenin bu özel ritmindeki olumlu değişiklikler, vücudumuza daha da yarar sağlayarak sağlıklı bir oruç dönemi yaşamayı destekler. Detoksifikasyon mekanizmaları harıl harıl çalışarak organ çevreleri, vücut sıvıları ve dokularda biriken zararlı toksinlerin yavaşça uzaklaştırılmasını sağlar. Bu sağlığa yararlı etkilerini sadece akşam öğünü ve sahurda yenen doğal besinlerden alınan az miktardaki besleyici besin öğelerini uzun süren açlıkta kullanma veya depolama çabasına sokarak sağlar. Yani kısa yeme periyodu ve uzun aç bırakılan metabolizmada olan karaciğer ve pankreasın tüm kan biyokimyasını dengeleyen bir fizyolojik adaptasyon sayesinde vücut normal dengesini sağlar.
YAĞ YAKIMINI HIZLANDIRIR
Oruç süresince ilk iki haftada biraz kilo alımının hızlandığını, vücut susuz kalarak hafif dehidratasyon oluştuğunu ancak orucun sonunda genel olarak dikkatli beslenen kişilerde kilo kaybı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü oruç sürecinde vücut gerekli enerjiyi sağlamak için önce glikoz depolarını harcamakta, sonra da yağları yakmaktadır. Nutrients dergisinde yayınlanan çok yeni bir çalışma, oruç tutan kişilerin insülin hormonunun düştüğünü böylece yağ yakımını hızlandırarak kilo vermeyi kolaylaştırdığını gösterdi. İnsülinin düşmesi yağ hücrelerinin enerji için kullanımını arttırır ve yağ depolarının yıkılmasını kolaylaştırır. Ayrıca mide boşalması ve kan akışı akşam saatlerine kıyasla gündüz saatlerinde daha fazla olduğundan besinler gündüz saatlerinde gastrointestinal yoldan daha hızlı emilir. Yapılan çalışmalarda oruç tutanlarda vücudun yüksek oranda yağ yaktığı ama vücut için zararlı olan katabolik (protein-kas yıkımı) etki göstermediğini ortaya konmuştur.
KALP HASTALIKLARINDAN KORUR
Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki HDL kolesterolü artarken, kötü kolesterol olan LDL ve trigliserit düzeyleri azaldığı için damarlar kendini tamir eder ve kalbi korur. Oruç sayesinde damarlar temizlenir ve kan dolaşımı artar. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir.
KAN ŞEKERİNİ DENGELER
Yapılan çalışmalarda oruç tutan kişilerde glisemik kontrolü sağlayarak açlık kan şekerinde ve HbA1c düzeylerinde önemli derecede azalma görülmüştür. Ancak uzun süren açlık sonucunda düşen kan şekerini iftarda yenilen besinlerle hızlı bir şekilde yükseltmemek için hızlı yemek yenmemeli, glisemik indeksi yüksek beyaz undan yapılmış ekmek, pide çeşitleri yerine tam buğdaydan yapılmış ekmekler tercih edilmeli. Bu risk her diyabet hastası için farklı olabildiğinden diyabet hastasının oruç tutma konusunda doktoruna danışması şart.
YÜKSEK TANSİYONU DÜŞÜRÜR
The New England Journal of Medicine adlı tıp dergisinde yayınlanan bir makalede, günün 6-8 saatinde yemek yemenin geri kalan 16-18 saatinde yemekten uzak durmanın yani orucun, birçok hastalığı engellemenin yanı sıra kan basıncını düşürdüğü ve ömrü uzattığı tespit edilmiştir. Oruç tutmanın obezite, diyabet ve kalp rahatsızlıklarının tedavisinde bir metot olarak önerilebileceği de vurgulanmıştır.
ZİHİNSEL FONKSİYONLARI HIZLANDIRIR
Çalışmalar, oruç tutan kişilerin MS, Alzheimer, Parkinson gibi sinir sistemi hastalıklarına yakalanma riskinin daha düşük olduğunu bizlere gösteriyor. Aynı zamanda oruç, yetersizliği halinde depresyon ve farklı beyin problemlerine yol açabilen nörotrofik faktör denilen beyin hormonu seviyelerinin artmasına da yardımcı oluyor.
3 ÖĞÜN DÜZENİNİ BOZMAYIN
Tüm besin gruplarından yeterli beslenmek için oruç dönemini iftar ile açmak daha sonra bir ara öğün yapmak ve mutlaka sahura kalkılarak günün tok geçmesini sağlayacak şekilde beslenmeyi planlamak gerekiyor.
HÜCRELERİN VERİMLİ ÇALIŞMASINI SAĞLAR
Oruç tutmanın faydalarından biri, vücudunuzun hücresel geri dönüşüm sistemi olan otofaji adı verilen bir süreci tetikleyebilmesidir. Hücreleriniz için bir tür kalite kontrol görevi gören otofaji, vücudun daha verimli çalışabilmeleri için eski hücre parçalarını parçalamasına ve yeniden kullanmasına olanak tanır. Yani bu süreci vücudun bir tür temizlik yapması olarak düşünebiliriz. Oruç süresince otofajinin arttığını, böylece Alzheimer, Parkinson veya kansere neden olan mutasyon geçirmiş hücrelerden kurtulmasına yardımcı olduğunu da söyleyebilirim.
SAĞLIK SORUNU OLANLAR MUTLAKA DOKTORA DANIŞMALI
Sağlıkla ilgili sorunu olan tansiyon yüksekliği, diyabeti, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, metabolik sendrom gibi kronik hastalığı olanlar, kanserli hastalar, sindirim sistemi rahatsızlığı olanlar, düzenli olarak ilaç kullananlar, ilgili hekimlerine danışmadan oruç tutmaları sakıncalı olabilir. Gebe ve emziren kadınlar ile büyüme-gelişme çağındaki çocuklar ise gün içerisinde daha fazla enerjiye gerek duyduğundan oruç tutmalarını önermiyorum.
HAFTANIN SORUSU
Ramazanda iftardan sahura kadar olan süreçte kahve içmek doğru mudur?
Günde üç veya dört fincan kahve içimi en ideal miktar olarak değerlendiriliyor. Peki, oruç tutarken de kahvenin yararı benzer mi diye sorarsanız buna yanıtım kesinlikle evet olur. İftardan sonra bir veya iki fincan kahve içimi karaciğerin temizlenmesinde büyük destek. Fakat oruç süresince kahve içerken dikkat edilmesi gereken bir nokta kahve içiminden sonra iki-üç bardak da su içmeyi ihmal etmemek olmalı. Kahve içiminin ayrıca kadınlarda uterus kanserinden koruduğunu bildiren yepyeni bilimsel araştırmalarda mevcut. Düzenli kahve içmek kalp ritim bozukluğunu önlemekte ve diyabet riskini de azaltmaktadır.
HAFTANIN BİLİMSEL NOTU
Ruhu dinlendiriyor
Orucun ruhu dinlendirdiği ve duygularımızı iyileştirici etkilediği bilinmektedir. Özellikle dini oruçların uygulamaya başlandıktan iki-yedi gün içinde duygu durum, uyanıklık ve huzur duygusunda iyileştirici etkilerinin ortaya çıktığı bildirilmektedir. Oruç eğer düşük kalorili planlanan öğünler ve düşük biyolojik stres ile bir araya gelirse vücutta uyarılabilir kronik streste baskı altına alınarak duyguların daha olumlu yönde etkilendiği belirtilmektedir. Ramazan öncesi obesisf kompulsif belirtileri olan kişilerin oruç tutma döneminde hastalığa bağlı semptomlarda azalma olduğunu gösteren çalışmaların bulunması, depresyon belirtilerinin hafiflemesi, fobik anksiyetede belirgin pozitif değişimlerin aşırı beslenme yerine oruç ile beraber kıtlıkla bedenin başa çıkması mekanizmasının devreye girmesiyle olabileceği öngörülmektedir.