"Kahvaltı yapmayın!" diyenlere karşıyım. Daha net bir ifadeyle, bizim Anadolu mutfağının en zengin öğünü olan Türk kahvaltısına laf etmek asla bilimsel değil, yanlış bir öneridir! Düşünsenize... Menemeni, haşlanmış yumurtası, omleti, peynir çeşitleri, balı, kaymağı, zeytini, çeşit çeşit sıcacık ekmeği, yanına bolca taze sebze. Bu doğal besinler sağlığımızı neden olumsuz etkilesin değil mi? Neden kahvaltı yapmayalım ki? İşte asıl konu da bu; kahvaltı yapmayınca daha mı sağlıklı olacağız? Böyle bir bilimsel araştırma elbette yok. Tabii ki "Türk kahvaltısı yapmayın" diyecek bir bilimsel veri de bulamazsınız. Çünkü bizim kahvaltımız Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika'daki kahvaltı alışkanlıklarına asla benzemez. Çünkü içeriği bir ana öğün kadar besleyici, besin seçimleri doğal ve vitamin, mineralden zengin... Sağlık deposu...
NEDEN KAHVALTI YAPMALIYIZ?
Vücudumuz gece boyunca; çocukluk ve ergenlikte büyüme ve hormon üretimi, yetişkinlik süresince de tüm hücrelerimizin tamiri, yenilenmesi amacıyla bolca miktarda enerji harcamaya yönelik çalışır. Bu nedenle kahvaltı yaparak, uzun süren gece açlığı sonrası vücudun ihtiyacı olan kalori desteğini sağlamış oluruz. Ayrıca gece boyu, enerjiyi vücudumuz depolanmış karbonhidratlardan sağlamakta, bu nedenle güne kahvaltıyla başladığınızda boşalan karbonhidrat depolarının yerine konmasını destekler. Böylece gün boyu kan şekeri dengesinin korunmasını sağlarız Kahvaltı; kalori ve besin öğeleri içeriği açısından dengeli olduğunda günün en önemli öğünüdür diyebilirim.
GEVREK ŞİRKETLERİNİN ÇIKARLARI
Bu konu maalesef algı oluşturmak için bilimsel bilgilerden uzak öneriler yaymayı seven sağlık profesyonellerin öne sürdüğü doğru olmayan bir argüman. Çünkü zaten biz toplum olarak yüzyıllardır gevrek yiyen bir kahvaltı içeriğine sahip bir alışkanlığa alışık değiliz. Yani gevrek şirketlerinin bizim Türk kahvaltımızın içeriğine sekte vurması imkansız. Kahvaltı yapmak bir endüstriyel yönlendirme değil vücudun fizyolojik ihtiyacı açısından yapılan bilinçli bir yeme aktivitesidir. Kahvaltı, çocuklarda öğrenmenin pekişmesi, bellek için gerekli enerjinin depolanıp odaklanmanın sağlanması açısından avantajları olan bir öğün.
Özellikle Türk kahvaltısı; protein, karbonhidrat, kalsiyum, diyet lifi, vitamin ve mineral açısından inanılmaz dengeli bir besin çeşitliliğine sahip bir öğün. Dünyada sağlık açısından kıyaslayacağımız bir alternatifi bile yok. Yumurta, peynir, zeytin, ekmek, domates, salatalığın bir arada yenilerek doygunluk hissini artırıp güne başlatan kahvaltı, günlük kalori alımının azaltılmasına destek olur. İçerdiği protein ve diyet lifleri sayesinde beslenme kalitesinin artmasına yardımcı olduğu, bir sonraki öğünler arasında insülin hassasiyetini geliştirerek diyabet riskini azaltabildiği, obeziteden koruduğu bilimsel araştırmalarda gösterilmiştir.
KAHVALTI VE KİLO VERMEK
Öğün sayısı açıkçası, dünyada standardı olan bir beslenme kuralı değildir. Kahvaltıyı, beslenme çeşitliliği ve gün içinde yenecek besin gruplarından yeterli alım sağlamada bir öğüne yüklenmemek adına yapabileceğimiz, enerji veren sihirli öğün olarak düşünmek gerekiyor. Güne kahvaltı ile başlamadan, aynı kaloriyi diğer öğünlere yaydığınızda da zayıflayabilirsiniz. Ancak zayıflamanın kaloriyi azaltma ile olduğu düşünüldüğünde öğün sayısını azaltarak yeme kontrolünde güçlük yaşamak yerine, eşit öğün miktarlarıyla yeme davranışı geliştirerek zayıflamaya çalışmak daha etkin bir doygunluk sağlar. Bu da zayıflamayı beraberinde getirir ve hedef kiloya kadar gelmede güçlü bir destek olarak motivasyonun devamlılığına yardımcı olur.
Öte yandan kahvaltıyı yapmayan birçok obez ya da sağlıklı kişide, öğünlerde açlığı bastırmak o kadar da kolay olmamaktadır. Birçok kişi kahvaltı yapmadığında eli ayağı boşalmakta, uykuya meyli artmakta, miskinleşmekte, enerjisi azalmakta ve en önemlisi öğle ve akşam yemeklerine yüklenme yaparak kalori alımı kontrolünde güçlük yaşamaktadır.
Daha da önemlisi güne kahvaltıyla başlayarak zayıflamak sağlık açısından da yarar sağlamaktadır. Yapılan birçok araştırma; kahvaltı yapmanın vücudun tamir yeteneğini bozan ve hastalıklara neden olan inflamasyon belirteçlerini düzenlediğini, kolesterol düzeyinde düşme ve kan şekeri kontrolü sağladığını, insülin ihtiyacını azalttığını, daha uzun tokluk hissettirdiğini göstermektedir.
GÜNDE KAÇ ÖĞÜN YEMELİYİZ?
Kahvaltı yapmanın metabolik sağlık açısından önemli olduğu biliniyor. Eğer iyi ve dengeli bir kahvaltı ile güne başlanırsa günde toplam üç öğün düzeni aslında mide, beyin ve bağırsak sağlığı açısından yeterli gibi görünüyor. Kahvaltı, uyandıktan sonra maksimum saat 10.00'a kadar yapılabilecek bir zaman diliminde olmalı. Öğle veya bir ara öğün içeriğinde bir öğün ve geç olmayan bir akşam yemeği, optimal vücut biyolojisi açısından ihtiyacımız olan mükemmel bir öğün planı olur diyebilirim.
İyi ve dengeli bir kahvaltıdan kastım; protein ve diyet lifi yüksek, karbonhidrat içeriği orta düzeyde olan bir öğündür. Kahvaltıyı atlamak değil de daha önemlisi, gece geç saatte yüksek yağlı ve yüksek karbonhidratlı besin tüketimini sonlandırmak genel sağlığımız açısından daha iyidir diyebilirim.
NİÇİN ERKEN YAPMALI?
Kaliteli ve besleyici değeri yüksek doğal besinlerden oluşan, erken bir kahvaltı ve erken akşam yemeğiyle vücut daha kolay zayıflama moduna girer. Düzenli ve her hafta en az yarım, en fazla bir buçuk kilo arasında zayıflamak isterseniz, erken kahvaltı ve erken akşam yemeği düzeni daha hızlı yağ yakmanızı sağlayacaktır.
KAHVALTIDA BOL ÇEŞİT YARARLI MI?
Kahvaltı öğününün de bir içeriği, bir miktarı olmalı. Gelişi güzel kahvaltı sağlığımızı korumaz. Mesela beyaz ekmeği bol, reçel, şekerli çay, kızartılmış hamurlar, kızarmış patates, kaymak ve poğaça ile dolu bir kahvaltı ne zayıflatır ne de "Güne kahvaltı ile başlayın" fikrini pekiştirerek vücudumuza yarar sağlar. Bu kahvaltı içeriği obezite, karaciğer yağlanması, inflamasyonun artması ve hastalık yapmaktan öteye gidemez.
Yumurta, tam yağlı peynir ve süt, tam buğday ekmeği, bal, tahin-pekmez, zeytin, ceviz, bol yeşillik, domates, salatalık, tam buğday ekmeklerinden tost gibi sağlıklı seçimler yapmalıyız. Bunun da kadınlarda 500, erkeklerde 700 kaloriyi geçmeyecek kadar bir enerji içeriğine sahip olması şeklinde bir denetim, genel vücut sağlığımız açısından yarar sağlar diyebilirim.
BESİN ÖĞELERİ DAĞILIMI ÖNEMLİ
Kahvaltıda yüksek yağ ve yüksek şeker tüketiminin ateroskleroz gelişimini hızlandırabileceğini gösteren araştırmalar bulunmaktadır. Vücudumuz uyanık olduğunda, güne başlarken karaciğerde glikojen depolamayı, kolesterol sentezlemeyi ve safra asitleri üretmeyi hızlandırmaktadır. Pankreas, insülin üretmeye, yağ depolamaya ve adinopektin üretmeye, kaslarda yağ asitleri sentezini arttırmaya yönelik çalışmaktadır. Kahvaltıda yüksek yağlı ve şekerli bir öğün içeriğini yemek ve bunu düzenli olarak yapmak damarlarda kolesterol birikmesini, karbonhidratların yağ deposu olarak organlarda depolanmasını kolaylaştırmaktadır.
KAHVALTI YAPMAMANIN SONUÇLARI RİSKLİ!
2017 yılında yayınladığı raporu güncelleyen Amerikan Kalp Birliği Bilimsel Komitesi Raporu, özellikle kahvaltı öğünü üzerine mevcut bilimsel veriler doğrultusunda şu önemli sonuçlar üzerinde durulması gerektiği vurguluyor.
Düzenli kahvaltı yapmamak, kardiyovasküler hastalık risk faktörleri olan LDL ve HDL kolesterol ve trigliseritlerde bozulmaya neden olur.
Kardiyovasküler hastalık riskini yüzde 20-30 artırır.
Kan basıncı konrolünde sorun yaratabilir.
Glikoz metabolizmasını bozarak HbA1C ve açlık kan şekerini yükselterek gün boyu hiperglisemide kalınmasına neden olabilir.
Diyabet gelişimini yüzde 20 artırır.
Kilo alımına neden olur.