Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte yiyeceğe olan talep de arttı. Gıdaya olan arzı karşılamak için de çeşitli fiziksel yöntemler ve kimyasal maddeler kullanılarak gıdalar bazı işlemlerden geçiriliyor. Gıdaların işlenmesi tat, görünüm ve kokunun yenebilecek kıvama gelmesinin yanında, o yiyeceğin raf ömrünü uzatabiliyor ve gıdanın besleyici değerinin korunmasını sağlayabiliyor.
Bu bağlamda gelişen gıda sanayisi işlenmiş gıda üretimini arttırdı. Buna bağlı olarak katkı maddelerinin kullanımı da önemli ölçüde arttı. Son yıllarda güncel yayınlar işlenmiş yiyeceklerin bir de katkı maddesi kullanılarak üretildiğinde günümüzde birçok sağlık sorunu açısından potansiyel risk haline geldiğini söylüyor. Bu maddelerinin yoğun kullanıldığı besinlerin sık tüketimi, alerji ve kanser gibi hastalıklarla ilişkilendiriliyor.
KATKI MADDESİ NEDİR?
Tek başına bir besin olarak tüketilemeyen ve tek başına besleyici değeri olmayan, besinin üretilmesi, işlenmesi, hazırlanması, ambalajlanması, taşınması, depolanması sırasında besinin tat, koku, görünüm, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek veya istenmeyen değişikliklere engel olmak amacıyla kullanılan maddelerden bahsediyoruz. Gıda katkı maddesi, besinin bozuk olduğunu maskelememeli ve tüketiciyi aldatmamalı. Kullanılan maddenin açık ismi ve miktarı besin etiketinde belirtilmeli.
Gıda katkı maddeleri düzenlemeleri uluslararası boyutta sağlanır. Bu amaçla Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Gıda Tarım Örgütü'nün (FAO) ortak çalışmaları ile Uluslararası Gıda Kodeks Komisyonu oluşturulmuştur. Bu komisyonun alt kuruluşu olan Gıda Katkı Maddeleri Komitesi her yıl katkı maddeleri ile ilgili yaptıkları toplantılarda, tüm ülkelere öneri niteliğinde standartlar hazırlar. Bu komite besinlere eklenecek katkı maddelerinin güvenli ve maksimum tüketim miktarını belirler ve onaylar.
'E' NUMARALARI NE ANLAMA GELİR?
Hazır gıdaların paketleri üzerinde, kullanım amaçlarına göre gıda katkı maddelerinin kategorileri, bunu izleyen özel adlar ve 'E' numaraları ile belirtilir. Bir katkının E kodu taşıması, bu katkı üzerinde tüm güvenlik çalışmalarının tamamlandığını ve Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından kodlanarak onaylandığını gösterir.
TÜRKİYE'DE DURUM NE?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, besine ilişkin hizmetlerin tümü devlet tarafından yürütülür. Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ile hangi katkı maddelerinin hangi besinlere ve ne miktarda katılabilecekleri belirlenmiştir. Firmaların üretim faaliyetlerinin bu kodekse uygun olup olmadığı, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ve Sağlık Bakanlığı'nın ilgili birimleri tarafından denetlenir.
HASTALIKLARI TETİKLEYEBİLİR
ALERJİK REAKSİYONLAR VE ASTIM: Bilimsel çalışmalar özellikle tatlandırıcılar ve emülsifiyerler olmak üzere katkı maddelerinin bağırsak mikrobiyatasını değiştirebildiğini gösteriyor. Bunun sonucunda bağırsaklarda inflamasyon ve metabolik sendrom ortaya çıkabiliyor. Gıda katkı maddeleri duyarlı kişilerde alerjik reaksiyonlar, deri döküntüleri ve astıma neden olabilir. Örneğin sülfitler astımlı kişilerde astım ataklarını tetikleyebilir. Asidik içeceklerdeki uçucu sülfür dioksit solunduğunda veya sülfit meyve ve sebzelerin tazeliğini korumak için kullanıldığında da astım atakları tetiklenebilir. Besin renklendiricileri duyarlı kişilerde ürtikere neden olabilir. Duyarlılığı olan kişilerin besin etiketlerini okuyarak, bunlardan sakınmaları en iyi önlemdir. Genellikle renklendiriciler (E100-E180), koruyucular (E200-E299) sorumlu olduğundan, bu maddelere karşı hassas olduğu düşünülen kişiler bu katkı maddelerinin tüketiminde dikkatli olmalı.
NİTRİTLER KANSERE YOL AÇABİLİR: Nitritler ve nitröz asitlerin potasyum ve sodyum tuzları, ısıyla işlenmiş ve kürlenmiş et ürünlerinde bakterilerin gelişimini önlemek için besinlere eklenir. Renk koruyucu olarak da bu katkı maddeleri sanayinde kullanılır. Bu nitratlar ısının etkisiyle nitrite daha sonra da nitröz aminleri oluşturur. Bu maddelerin genler üzerinde toksik etki oluşturucu ve tümör oluşumunda rol oynadığı bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuştur.
MONOSODYUM GLUTAMAT İÇERİĞİNE DİKKAT: Monosodyum glutamat (MSG), sodyum ve glutamik asitten oluşan bir gıda katkı maddesidir. Hazır yemeklerde, bazı Çin yemeklerinde, bazı soslarda ve çorbalarda lezzet arttırıcı olarak kullanılır. Bu maddenin yüksek miktarda tüketilmesi ile boyun veya baş ağrısı ve çarpıntı gibi semptomların yaşandığı bildirilmiştir. Ayrıca alerjik astım, baş ağrısı, ürtiker ve anjiyo ödem, rinit, ruhsal bozukluklar ve kasılmalar gibi rahatsızlıklar ile de ilişkili olabileceği biliniyor.
DOĞAL BESLENMEYE ODAKLANIN
Katkı maddelerinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak veya en aza indirmek için şu noktalara dikkat etmek gerekir:
* Gıda üreticileri bilinçlendirilerek üretimde kullanılması zorunlu olan katkı maddelerinin önerilenden fazla kullanması önlenmeli.
* Özellikle adölesan, hamile ve emzikli kadınlar ile çocuklar gıda katkı maddelerini içeren gıdaları sınırlamalı, doğal beslenmeye odaklanmalı.
* Dondurulmuş pizza, lahmacun, patates gibi hızlı hazır yemeklerden uzak durulmalı, ev yapımı doğal besinler tercih edilmeli.
* Tüketicinin sağlıklı gıdalarla beslenme, bilinçlendirilme ve korunma hakkı yerine getirilmeli.
* Tüketici, besinleri alırken gıdanın raf ömrüne ve içeriğine mutlaka dikkat etmeli. Adresi belli olmayan besin üreticileri denetim altına alınmalı ve denetim mekanizması iyileştirilmeli.
* Adresi ve üretim kalitesi belli olmayan besinler sadece fiyat kaygısından dolayı tüketilmemeli.