'Eğer bir insanı gerçekten unutmak istiyorsan onunla yaşadıklarını değil, onun sana yaşattıklarını hatırla.' diyor Anton Çehov. Gerçekten unutmak ve hatırlamakla alakalı o kadar çok sınavımız var ki... Yani unutmak mı iyidir, hatırlamak mı? Ya da bazı şeyleri unutmamalı sürekli hatırlamalı mıyız? Peki, unutmaya çalışıp da unutamadığımız şeyleri ne yapacağız? 'Bazı şeyleri unutmak gerekir, unutmak hayatta kalmak demektir. Ama unutmak, ölmüş gibi yapmaktır aslında' diyen Necip Fazıl'a da hak vermemek elde değil. Sonuçta insan bir noktada işine geldiği şeyleri hatırlar, kendisinde derin yara bırakan olayları hatırlamak istemez. Unutmak hatırlamakla yüzleşmektir aslında. Çünkü unutmak, hatırlamaktan daha fazla cesaret ister. Bu girdaptan çıkmak zor. En iyisi gelin size, unutmanın hayata kalmakla eş olduğu bir filmden bahsedeyim. Filmin adı Gözlerini Kırp.
Dünyaca ünlü rock star Lenny Kravitz ve oyuncu Lisa Bonet'in kızı Zoe Kravitz'in ilk yönetmenlik denemesi. Adını modellikten sonra oyuncu olarak duyuran, Mad Max: Fury Road, The Batman ve Fantastic Beats yapımlarındaki performanslarıyla tanınan oyuncu, psikolojik gerilim türündeki filmde başarılı bir yönetmenlik sunuyor. Tansiyon yaratmakta, atmosfer oluşturmakta seyirciyi sıkmayan bir tempo yakaladığını söylemek mümkün. Tırnak sanatı, dövmeler, masumiyetin ve saflığın simgesi beyaz çarşaflar, uçuşan beyaz kıyafetler, gurme tabakları gibi detaylarda da iyi iş çıkarmış Kravizt. Zengin bir iş insanının davetine katılan genç bir kadının yaşadıklarını konu edinen filmin senaryosunda da imzası var. 1988 doğumlu Kravizt'in ilerleyen dönemde yönetmen olarak adından sıklıkla bahsettireceğini kestirmek güç değil.
Amerikalı şarkıcı Whitney Houston'u canlandırmasıyla tanınan BAFTA ödüllü Naomi Ackie ile aksiyon filmlerinin aranan ismi Channing Tatum'un başrolünde yer aldığı filmin oyuncu kadrosunda da tanıdık isimler var. Onlardan biri Haley Joel Osment. 1994 yapımı Forrest Gump'taki rolüyle tanınan oyuncu, henüz 11 yaşındayken Bruce Willis ile başrolü oynadığı ve 'Ölü insanlar görüyorum' repliğiyle hafızamıza kazınan Altıncı His filmiyle ödüller kazanıp tanınırlığını artırmıştı. Akademi ve Altın Küre ödüllü Geena Davis, Altın Küre ödüllü Christian Slater, Simon Rex, Adria Arjona, Kyle MacLachlan ve Alia Shawkat'ın yer aldığı gerilim filmin konusuna gelelim...
Teknoloji milyarderi Slater King (Channing Tatum), bağış toplama gecesinde kokteyl garsonu Frida'yla (Naomi Ackie) tanıştığında birbirlerinden çok etkilenirler. King, onu özel adasında rüya gibi bir tatile davet eder. Girerken telefonların toplandığı internetin olmadığı cennet gibi bir yerde çılgın gecelerle güneşli günler birbirine karışır ve herkes harika vakit geçirir. Kimse bu gezinin bitmesini istemez ama tuhaf şeyler olmaya başlayınca Frida kendi gerçekliğini sorgulamaya başlar. Ateşli bir tatil olarak başlayan kaçamak, çok geçmeden gerçekliği değiştiren bir kabusa dönüşür.
BAŞARI EN İYİ İNTİKAMDIR
Bir grup kadın ve erkeğin çılgın partileri sırasında yaşananlar zamanla tuhaf olaylara sebebiyet verir. Ters giden olayların olduğunu önce Frida'nın arkadaşı Jess farkeder, ancak kimse hayatlarında ilk defa girdikleri bu ortamdan uzaklaşmak istemez. Tat ve koku, bu iki unsur filmin temel öğesi. Yedikleri yemeklerden bir sonraki gün hiç bir şey hatırlamayacak derecede yavaş yavaş zehirlendiklerini anladıklarında işin rengi değişir. Ortadan önce Jess kaybolur ama kimse Jess'i hatırlamaz. Neyse ki film boyunca sürekli elden ele dolaşan bir çakmak vardır ve o çakmak kaybolmasın diye en sonunda Jess üstüne kendi ismini kazımıştır. Üstünde Jess yazan çakmağın varlığı böyle birinin olduğunu kanıtlar. Önce arkadaşını bulmaya sonra da adada neler döndüğünü öğrenmeye çalışan Frida'nın işi hiç de kolay olmayacaktır. Geriye dönüşlerle Frida ile Slater King'in daha önceden bir geçmişleri olduğunu görüyoruz. Ancak Frida, uyuşturucu madde etkisiyle başlarda buna bir anlam veremezken, bir parfüm kokusunun panzehir etkisi yarattığını öğrenince yavaş yavaş geçmişi hatırlamaya başlar. Ancak hatırladığını da kimseye çaktırmamak zorundadır.
Her zaman gülümseyerek iyi vakit geçiriyormuş izlenimi vermeye çalışır. Bir gece önce yaşananları hatırladığını anlarlarsa, hayatı tehlikeye girebilir. Unutmak ve hatırlamak üzerinden mesajlar veren film final sahnesiyle de, başlardaki 'Başarı en iyi intikamdır' repliğinin hakkını teslim ediyor.
VİZYONDA BU FİLMLER DE VAR
Küçük Denizkızı Ponyo, Yürüyen Şato, Komşum Totoro gibi filmleriyle tanınan Japon animasyon üstadı Hayao Miyazaki'nin en değerli yapıtlarından, anime tutkunlarının favorilerinden Ruhların Kaçışı yeniden gösterimde. 2003'teki 75. Akademi Ödülleri'nde En İyi Animasyon dalında Oscar'a; 52. Berlin Film Festivali'nde ise Altın Ayı ödülüne layık görülen film tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak kabul ediliyor. İzleyiciyi gerçek hayattan koparıp bir hayal dünyasına götüren film ailesini kaybeden küçük Chihiro'nun babasını kurtarmak için atıldığı korku dolu maceraya ortak ediyor seyirciyi. Film, Japon sinema tarihinin en başarılı filmi olarak da kırılması güç bir rekoru elinde tutuyor.
Haftanın korku filmlerinden The Hunted: Bir Cehennemden Diğerine, tekneleri alabora olduktan sonra zengin Avrupalılar tarafından kurtarılan bir grup göçmenin zorlu hikâyesini konu ediniyor. Louis Lagayette'un yönettiği filmde Lily Banda, Alec Newman, Kostis Kallivretakis ile Vassilis Koukalani rol alıyor.
Sinema tarihinin efsane filmlerinden The Crow beyazperdeye döndü. 1994 yapımı, Brandon Lee'nin başrolünü üstlendiği kült klasiğin yeniden çevrimi olan film, James O'Barr'ın yarattığı çizgi roman serisine dayanıyor. Nişanlısıyla birlikte vahşice öldürülen bir adamın, bir yıl sonra bir karga tarafından hayata döndürülmesini ve hem kendisinin hem de nişanlısının ölümlerinin intikamını almak üzere harekete geçmesini konu alan filmin yeni versiyonunda başrolü O (It) filminin yıldızı Bill Skarsgard üstleniyor.