Kum Zambağı ülkemizin ender gelişen, korunması gereken bitkilerinden... Nesli tükenmekte olduğu için şu an bir tanesini koparmanın cezası 387 bin lira... Ülke dışında çıkarılması da kesinlikle yasak... Dolayısıyla çok kıymetli. Bu sebepten, insanın çok sevdiği birine 'kum zambağım' diye hitap etmesi de ne kadar anlamlı değil mi? Bu nadide çiçeğin adını taşıyan bir sinema filmi var vizyonda... Mehmet Demir Yılmaz'ın yazıp yönettiği Kum Zambağı isimli filmin başrollerini Mert Turak ve Özge Borak paylaşıyor. Az önce bahsettiğim sevdiği kadına kum zambağım diyen Yunus'u Turak, onun derin bir aşk beslediği, gönülden bağlı olduğu Afife'yi ise Borak canlandırıyor. Film, eski kocasından gördüğü eziyetler sonrası kendisine yeni bir yuva arayan Afife'nin, Yunus'a giderek 'Hala benimle evlenmek istiyorsan sana varırım' demesiyle başlıyor. Daha önce istemeye gittiği ancak kendisine verilmeyen Afife'den umudunu kesmeyen Yunus ise bu teklifi havalara uçarak kabul ediyor. Ancak bu anlaşmalı evlilik gereği Afife, Yunus'a, benim seni sevmemi bekleme diyor. Yıllar evvel sevdiği adam yüzünden reddettiği Yunus'un yanında huzur bulmaya çalışan Afife, ne yazık ki çektiği onca sıkıntı, kötü muamele ve eziyete rağmen eski kocasından vazgeçemiyor.
Onu düşünmediği bir an yok. Eski koca Ekrem'i ise Orhan Kılıç canlandırıyor. Balıkçılıkla uğraşan Yunus, iş için gittiği dönemde, eski kocasıyla konuşmaya, onunla buluşmaya devam ediyor Afife. Yunus ise çok saf, kendine münhasır bir genç. Arkadaşları da onun bu saflığını bildikleri için, Yunus'u sürekli kandırıyorlar, karısına olan zaafından kendilerine eğlence çıkarıyorlar. Afife'ye koşulsuz bir sevgi sunan Yunus ile Ekrem'e aynı şekilde bağlı olan Afife'nin buluştuğu ortak nokta ise aşk. İkisi de karşılıksız aşk kurbanı... Rahmetli Müzeyyen Senar'ın şarkıda söylediği gibi, 'Aşık gibi sevmesen de kardeş gibi sev beni'... İşte Yunus'un da durumu aynı böyle. Sevgiye muhtaç iki insan, birbirlerine sığınmak zorunda kalıyorlar. Öte yandan Afife'nin, komşu kızına 'okumalısın, kendini ezdirmemelisin' şeklindeki öğütleri de genç kızlara örnek olacak cinsten. Her seni seviyorum diyene, her çiçek verene kanmayın diye mesaj veriyor Afife...
Oyunculuklara gelirsek, konservatuvardan sınıf arkadaşı olan ve daha önce Kabare adlı oyunda birlikte tiyatro yapan Turak ve Borak, birbirlerini uzun yıllar tanımanın verdiği avantajı kamera önüne taşımayı başarıyorlar. Filmi sırtlayan ikilinin uyumu, karakterlerini sahici ve samimi kılıyor. Özellikle Borak'ın evde komşu kızıyla dertleştiği duygusal sahne ile Turak'ın arkadaşlarının oyununa geldiğini anlayıp isyan ettiği sahnedeki güçlü oyunculukları alkışı hak ediyor. Kötü adamdaki Orhan Kılıç'ın da hakkını verelim. Kılıç da tavizsiz, sevgisiz, kendi çıkarını düşünen, edepsiz adamı yine çok iyi oynamış. Hikâyesiyle duygulandıran, yer yer güldüren film, aynı zamanda izleyenlere görsel bir zenginlik sunuyor. Görüntü yönetmeni Christophe Carcelle iyi iş çıkarmış. Vizyonda aşk filmi arayanlar için tavsiye edebilirim.
ÇILGIN HIRSIZ DÖRT'LEDİ
2010 yılında tanıştığımız Çılgın Hırsız serisi global olarak çok sevildi. Süper kötü adam olmayı bırakıp dünyanın en çok sevilen ajanı olan Gru'nun ebeveynliğe geçiş sürecinde yaşadıklarını ve onun sevimli hizmetkârları Minyonların maceralarını anlatan film serisi, 15 yılda elde ettiği 4.6 milyar dolarlık hasılat ile sinema tarihindeki en başarılı animasyon serisi unvanını kazandı. Illumination tarafından hayata geçirilen serinin yeni filmi Çılgın Hırsız 4 (Despicable Me 4), geçtiğimiz hafta izleyiciyle buluştu ve iyi bir açılış yaptı. Ancak, 7 yıl aranın ardından gelen yeni filmin senaryosu diğer filmlere oranla zayıf ve izleyiciye yeni bir şey vaat etmiyor.
Chris Renaud ve Patrick Delage'ın yönetmenliğini üstlendiği filmde Gru'nun bu filmdeki düşmanı lise arkadaşı Maxime Le Mal bir başka deyişle hamam böceği adam... Yıllar evvel lise mezuniyetinde kendi söyleyeceği şarkıyı söyledi diye Gru'ya düşmanlık besleyen Maxime'in intikam hikâyesi şeklinde de yorumlanabilecek filmin yeni kahramanı ise ailenin en küçüğü Gru Junior... Gru ve eşi Lucy Maxime'in gazabından kurtulmak için, kızları Margo, Edith, Agnes ve bebekleriyle birlikte başka bir şehre taşınmak zorunda kalıyorlar. Burada güya farklı kimliklere bürünerek ortama ayak uydurmaya çalışıyorlar. Ancak yeni taşındıkları yerde komşularının gizemli kızları Gru'nun ajan olduğunu biliyor ve kendi istediklerini yapmazsa onu kimliğini açıklamakla tehdit ediyor.
Bir yanda Maxime diğer yanda gizemli kız arasında mücadele veren Gru ise ailesini ve özellikle bebeğini korumaya çalışıyor. Bu noktada kendisine tabi ki her zamanki gibi minyonlar destek oluyor. Süper kahramanlara dönüştürülen 5 minyonun başından geçenler ise ayrıca komik ve heyecanlı. Onların maceralarından da ayrı bir film olur aslında... Neticede her ne kadar Gru'nun önceki serilerdeki gibi kızlarıyla olan iletişimine vurgu yapılmasa da (kızlar bu filmde olmasa da olurdu) film, ailenin her şeyi değiştirebilecek bir güç olduğunun altı bir kez daha çiziliyor. Filmde Gru'yu Oscar adayı Steve Carell, Lucy'i ise Oscar adayı Kristen Wııg seslendiriyor. Çılgın Hırsız 4, çok büyük beklentiler içinde olmadan keyifle izlenecek bir film... Ancak yine de bazı şiddet sahneleri sebebiyle çok küçük çocuklarla izletmemekte fayda var...
BU FİLMLER DE VİZYONDA
Vizonda öne çıkan filmler arasında ilk sırayı Beni Ay'a Uçur alıyor. Scarlett Johansson ve Channing Tatum'u bir araya getiren film, NASA'nın riskli Ay'a iniş görevinin ters gitmesi olasılığına karşı sahte bir Ay'a iniş videosu hazırlanması sırasında yaşananları konu ediniyor.
Film yıldızı olmaya çalışan Maxine'in Gece Sapığı olarak adlandırılan seri katilin yeni hedefi haline gelmesini anlatan film MaXXXine gerilim sevenleri, eski bir fırtına avcısı olan Kate'in arkadaşlarıyla fırtınadan kurtulma çabalarını anlatan Kasırgalar da felaket filmi sevenleri memnun edebilir.