Okullar kapandı, tatil dönemi başladı. Çocuklarla henüz tatile çıkmamış olanlar için vizyonda çok güzel bir film var. 2015 yapımı Oscar ödüllü Inside Out (Ters Yüz) filminin devam filmi Ters Yüz 2 geçtiğimiz cuma günü vizyona girdi. Animasyon türündeki filmin, geçen yazın en çok kazanan filmi Barbie'nin rekorunu kırabileceği ve bu yazın en çok kazanan filmi olacağı tahmin ediliyordu. Öyle de oldu. Pixar imzalı devam macerası, açılış haftasında beklentilerin üzerinde bir hasılat elde etti. Film hem ABD hem de global gişede dikkat çeken gişe performanslarına imza attı. Ters Yüz 2'nin ABD içinde 155 milyon dolar hasılat kazandığı belirtilirken bu miktarın Dune: Part Two (82,5 milyon dolar) ve Godzilla x Kong: The New Empire (80 milyon dolar) gibi güçlü rakiplerin neredeyse iki katı oranında olduğu dikkatlerden kaçmadı. Ters Yüz 2, böylece geçen yaza damga vuran Barbie'den beri ilk üç günde 100 milyon dolar hasılatı geçen ilk film olma başarısını da gösterdi. Pete Docter ve Ronnie del Carmen ikilisi tarafından yaratılan yaratılan Ters Yüz'ün ilk macerası 2015 yılında sinemalara konuk olmuş ve 175 milyon dolarlık bütçesiyle 857 milyon dolar hasılat elde etmişti. 11 yaşındaki Riley adlı bir kızın zihnindeki Neşe, Üzüntü, Öfke, Korku ve Tiksinti isimli duyguların hikâyesini anlatan film, 88. Akademi Ödülleri'nde En İyi Animasyon Film ödülünü kazanmıştı.
Duygularımızı tanıtması bakımından önem arz eden filmin devamı da merakla bekleniyordu. İlk macerada çocukluk duygularıyla mücadele eden Riley, dokuz yıl aradan sonra izleyiciyle buluşan devam filminde, ergenliğe girişi ve yaşadığı duygu durumlarıyla mücadele ediyor. Bu filmde yeni duygu durumları ile tanışıyoruz. Başta Kaygı olmak üzere Bıkkınlık, Gıpta ve Utanç duyguları filmin yeni kahramanları... Buz Hokeyi takımına seçilmek üzere seçmelere katılan Riley'in değişen duygu durumları, kendini bulma yolculuğuna dönüşüyor. Kaygı, gelecek için planlar yapıp, oluşabilecek muhtemel senaryolar üzerine Riley'ı göremeyeceği korkunç şeylerden koruyor. Ancak bu süreçte Kaygı, direksiyonu ele alıyor ve Neşe'nin önderliğine son veriyor. Kaygı yüzünden zaman zaman yanlış düşünce ve duygu durumlarına giren Riley, bu yeni benlik algısına alışmaya çalışıyor. Bir müddet bastırılmış duygu olarak yaşayan Neşe, Üzüntü, Öfke, Korku ve Tiksinti, Riley'in kontrolünü yeniden ele alarak onu normale döndürmeye çalışıyorlar. Bütün duyguların kendilerine karşı dürüst olması, her duygu durumunun insanı nasıl etkileyeceğini anlatması bakımından film, sadece çocuklara değil biz yetişkinlere güzel mesaj veriyor.
Yönetmenliğini Oğuz Özoğul'un yaptığı seslendirme kadrosuna ayrı bir parantez açmak ve hepsini ayrı ayrı tebrik etmek gerekiyor. Riley karakterini Duru Atlıhan'ın seslendirdiği filmin yeni karakteri Kaygı'yı Aslı İnandık seslendiriyor. İlk kez seslendirme yapan oyuncu, filmin en önemli karakterini başarıyla seslendirmiş. Üzüntü de ise ilk filmde de olduğu gibi Gupse Özay var. Enerjik, pozitif, hızlı konuşan, gülen ve güldürmeyi amaç edinmiş Özay da kendisinin tam tersi karaktere sahip Üzüntü'yü yaşamış adeta. Ayrıca, çalışmalarını yakından takip ettiğim Yaren Özaydın Gıpta'yı, Oğuz Özoğul Utanç'ı, İrem Alnıaçık Bıkkınlık'ı, Aysun Topar Neşe'yi, Suzan Acun Tiksinti'yi, Murat Şen Korku'yu, Ercan Demirel de Öfke'yi çok iyi yansıtmışlar...
KANLI BİR İNTİKAM HİKAYESİ
Senaristliğini ve yönetmenliğini Can Evrenol'un üstlendiği, Sayara: İntikam Meleği filmi, aksiyon ve gerilim meraklılarını sinema salonlarına davet ediyor. Bağımsız sinemanın güçlü isimlerinden Evrenol'un kendine has tarzıyla hayat geçirdiği film, dünya prömiyerini İstanbul Film Festivali'nde gerçekleştirmişti. Ardından Cannes Film Festivali'nde de gösterilen filmin oyuncu kadrosunda Duygu Kocabıyık, Emre Kızılırmak, Özgül Koşar yer alıyor. Filmin konusu şöyle: Göçmen Sayara (Duygu Kocabıyık), İstanbul'da lüks bir spor salonunda temizlikçi çalışmaktadır. Ablası Yonca, yasak ilişki yaşadığı spor salonunun sahibi Barış (Emre Kızılırmak) ve onun üç arkadaşı tarafından tecavüze uğrayıp öldürülür. Barış'ın babası milletvekilidir. Göstermelik bir mahkemede olayın intihar olduğuna kanaat getirilerek Barış ve arkadaşları delil yetersizliğinden tutuksuz yargılanmak üzere salıverilir. Ülkedeki sayısız benzer davadan biri gibi unutulup gideceği düşünülür. Ancak Sayara'nın bir sırrı vardır. Babası Türkmenistan'ın en güvenilir derin devlet figürlerinden biri ve dünya dövüş şampiyonlarından Şamil Bazarov'dur. Şamil, Sayara'yı dövüş konusunda bir ajan gibi eğitmiştir. Yaşananlar üzerine Sayara artık adaleti kendi yöntemleriyle sağlamaya ant içer.
DUYGU'YA DİKKAT
Çekimleri 18 gün süren film özellikle dövüş sahneleriyle öne çıkıyor. Hatta bazı sahneler gerçekten rahatsız edici, bakmaya cesaret edilemeyecek kadar sert... Filmi gerçek bir dövüşçü kız ile çekmeyi düşünen Evrenol'un imdadına Duygu Kocabıyık yetişmiş. Oynadığı karakterin dönüşümünü yansıtmak için saçını sahnede gerçekten kesen oyuncu 2 ay boyunca ciddi dövüş eğitimleri almış... Kan revan içinde kalan oyuncu fiziksel olarak oldukça yorucu ve yıpratıcı rolün altından başarıyla kalkmış. Kocabıyık'ın adını ileride daha fazla duyacağımıza eminim.