İlk kahramanımız babalarımız... Malum yarın babalar günü... Sinema köşesini de sinemamızın önemli baba figürlerine ayırarak, onların nezdinde tüm babalara selam göndermek istedim. Sinemada aileye, özellikle de aile temeli üzerinden baba figürüne de sıklıkla yer verilir. Özellikle Yeşilçam'da sıklıkla kullanılan 'Size baba diyebilir miyim amca?' repliği bile baba figürünün ne denli önemli olduğunu anlatmaya yeter... Her ne kadar baba filmi denince Francis Ford Coppola'nın sinema tarihine geçmiş The Godfather - Baba filmi serisi gelse de konumuz mafya babaları değil fedakâr aile babaları...
Nitekim, Türk ve dünya sinemasında çok sayıda örneği mevcut. Böyle bir seçkide Yeşilçam'ın en baba oyuncularından Münir Özkul'u ve onun canlandırdığı baba karakterlerini unutmak elbette mümkün değil. Ergin Orbey'in yönettiği 1975 yapımı Bizim Aile adlı dram komedi filminde 4 çocuklu Yaşar Usta'yı canlandıran Özkul, fedakar ve sevgi dolu bir baba portresi çizer. Yaşar Usta'nın ailesini bir arada tutma çabası onu Türk sinema tarihinin en unutulmaz baba figürlerinden biri yapar. Onun, 'Bak beyim, sana iki çift lafım var' diyerek başladığı 'Sen mi büyüksün? Hayır, ben büyüğüm' diyerek devam ettiği sinema tarihine geçen yaklaşık 3 dakikalık tiradını unutmak mümkün mü?
Özkul'un 1970'li yıllarda canlandırdığı dürüst, namuslu, alçakgönüllü, vicdan sahibi, merhametli baba karakterleri arasında en çok sevilenlerinden biri hiç kuşkusuz Marangoz Yaşar Usta'dır... Usta sinemacı Ertem Eğilmez'in yönettiği, Şener Şen'in oynadığı Vecihi karakteriyle hafızalarımıza yer edinen Gülen Gözler'de 5 kızı ve eşi Nezaket'le yaşayan Yaşar Usta, para delisi, hilekâr müteahhit Yunus'un karşısında manevi değerlerin savunucusu olarak durur. Nezaket'e "Kendi evin ha!" diyerek sitem ettiği ve evi terk ettiği sahnede, hangimizin içi burkulmamıştır ki... Özkul'un başarılı performanslarıyla hatırlanan Aile Şerefi'ndeki Rıza'yı, Neşeli Günler'deki turşucu Kazım'ı da es geçmemek gerek...
Sinemamızın en ünlü komedyeni Kemal Sunal'ın da baba olarak perdeye yansıdığı filmler vardır. Bir baba olarak içimizi en çok acıta belki de Charlie Chaplin'in The Kid- Yumurcak filminden uyarlanan Garip adlı filmdir. Sokakta bulduğu kimsesiz bebeği sahiplenen Kemal'in Fatoş ismini verdiği kızıyla kurduğu ilişki yüzleri güldürse de, filmin sonundaki mahkeme sahnesinde gözyaşları sel olur. Küçük kızın 'Beni babamdan ayırırsanız ölürüm hakim amca, ne olur bizi ayırma' diye ağladığı o bölüm oldukça etkileyicidir.
Yönetmen Çağan Irmak'ın imzasını taşıyan Babam ve Oğlum Türk sinemasının en dokunaklı filmlerinden biri olarak kabul edilir. Filmde Çetin Tekindor, geleneksel değerlere sıkı sıkıya bağlı, otoriter ve sert mizaçlı bir babaya hayat verir. Evlatlıktan reddettiği oğlu ve küçük torunu ile yılar sonra buluşan Hüseyin, oğluna duyduğu öfke ve sevgi arasında kalır. Hastalık sebebiyle oğlunu kaybettiği için kendini sorumlu tutan Hüseyin'in, "Böyle kollarımı açaydım iki yana, tutaydım onu. Sarılaydım böyle evladıma, gitme diyeydim, benim yüzümden..." diyerek yaktığı ağıt sinema tarihinde gözümüzü yaşartan sahneler listesindeki yerini alır.
Usta oyuncu Sadri Alışık'ın sinema perdesinde son kez göründüğü Yengeç Sepeti filmi, uzun zamandır görüşmediği ve iyi olduklarını düşündüğü çocuklarının gerçek yüzleriyle karşılaşan babanın dramını anlatan etkili bir filmdir. Alışık, büyük ilgi ve alaka ile büyüttüğü çocuklarının çıkmazları karşısında, hayal kırıklığı yaşayan ve "Biz bu çocukları iyi yetiştiremedik mi acaba?" diye sorarak kendinde hata aramaktan da çekinmeyen ince düşünceli bir babayı oynar.
Türk sinemasında baba deyince Ali Şen, İhsan Yüce ve Hulusi Kentmen'i unutmak mümkün mü? Peki ya sinemanın pamuk dedesi, iyi yürekli aile reisi rolleriyle tanınan Nubar Terziyan ile babacan rollerin aranan adamı Kadir Savun... Onlarsız aile filmi olur mu? Türk sinemasının tatlı sert, pos bıyıklı, babacan babası Hulusi Kentmen bazen fakir bir babayı canlandırırken bazen de zengin köşk sahibi bir babayı canlandırdı. Sert görüntüsünün altındaki yumuşacık kalbiyle baba rollerinin en çok yakıştığı isimlerden biri oldu Kentmen... Başta Kemal Sunal filmleri olmak üzere çoğu filmde başrol karakterin sevdiği kızın babası ya Ali Şen'dir ya da İhsan Yüce... İkisi de paragöz uyanık baba karakterlerinde unutulmaz performanslar sergiler. Özellikle sarı bıyıklı, kız babası olarak anılan Yüce, aynı zamanda 60 filmin senaryosuna da imza attı. Sezercik filmlerinin iyi yürekli, tatlı babası Ayhan Işık'ı, Ayşecik ve Yumurcak filmlerin zengin babası Ekrem Bora'yı, Komser Şekspir filminde, kanser hastası kızının isteğini yerine getirmek için polis karakolunu tiyatro sahnesine çeviren, sert ama içten baba karakterini canlandıran Kadir İnanır'ı da unutmayalım...
UMUDUN PEŞİNDEKİ BABALAR
Dünya Sinemasında baba figürü denince akla gelen belli başlı örneklere baktığımızda Roberto Benigni'nin savaşı oyuna çeviren baba Guido Orefice karakterine hayat verdiği Hayat Güzeldir filmi öne çıkıyor. Oğluyla birlikte esir kampına düşen bir babanın hayatı pahasına oğlu için verdiği mücadele, bir ebeveynin, en zorlu anlarda evladı için neler yapabileceğini göstermesi bakımından önemli yer tutar.
Yine zorlu şartlarda oğluna iyi bir yaşam sunmaya çalışan fedakar baba figürünü Umudunu Kaybetme filminde de görürüz. Gerçek bir hikâyeden esinlenen filmde oğlu Jaden Smith ile kamera karşısına geçen Will Smith, karakteri Chris Gardner'in çaresizliğini öyle bir yansıtır ki, baba olup da duygulanmamak elde değil.
Luigi Bartolini'nin romanından Cesare Zavattini tarafından uyarlanan bir sinema klasiği Bisiklet Hırsızları, kendisine zar zor bisikletiyle yapabileceği bir iş bulan 2 çocuk babası Antonio'nun çalınan bisikletini oğluyla birlikte Roma sokaklarında bulmaya çalışmasını anlatır.
BABA ANİMASYONLAR
Animasyon filmlerinde de baba figürü önemli yer tutuyor. Baba çocuk ilişkisini ele alan animasyon filmleri arasında akla ilk gelen, müzikalle animasyonu birleştiren klasik bir Disney yapımı olan Aslan Kral filmidir. Minik Simba'nın babası Musafa'nın korunaklı gövdesinin altında huzur içinde yürüdüğü sahneler unutulmazdır. Oğlu Simba'ya kral olmanın ne anlama geldiğini anlatan, Mufasa'nın öğütleri, baba-çocuk ilişkisini derinlemesine işler...
Pixar'ın animasyon filmi Kayıp Balık Nemo'da kaybolan oğlunu bulmak için hiç bilmediği açık denizlerde zorlu bir macerayı göze alan palyaço balığı Marlin'in endişeli doğası, ebeveynlerin çocuklarını koruma içgüdüsünü yansıtır. Onun macerası, babaların çocukları için neler yapabileceğini anlatan dokunaklı bir hikâyedir.
İnsanları ve özellikle çocukları hiç sevmeyen, "kötü" olmaktan zevk alan Gru'nun, üç yetim kızla tanışmasının ardından, iyi kalpli, müşfik bir babaya dönüşmesinin öyküsünü anlatan Çılgın Hırsız da keyifle izlenen animasyon filmdir.