Sergi sezonunu geçen hafta açtım. Üst üste iki görkemli sergiyle... Duyurayım ki, faydası olsun. Tepebaşı'ndaki Pera Müzesi, bizlere Çarlık Rusya'sından sahneler sunuyor. Rus Devlet Müzesi koleksiyonundan seçilmiş 19. yüzyıl Rus resimleri. Saray hayatı kadar, hatta ondan daha çok, yoksul halkın içine dalıyor: Köylüler, mujikler, emekçiler. Yoksulluğu yüzüne yansıyan küçük insanlar. Ki o koşullar, sonunda Sovyet devrimine giden yolu açmıştı. Özellikle büyük usta sayılan Ilya Repin'in görkemli tabloları: Volga kıyısında Burlaklar, Enginlik, Anton Rubinştayn portresi... Kaçırmayın (20 Mart 2011'e kadar). Sakıp Sabancı Müzesi ise Ağa Han Müzesi Hazineleri'ni sergiliyor (27 Şubat 2011'e kadar). Bu müze yakında Toronto'da açılacak ve ünlü İsmailiye lideri Sadrettin Ağa Han'ın hayatı boyunca oluşturduğu İslam eserleri koleksiyonu sergilenecek. Koleksiyondan seçmeler şimdilik dünyayı dolaşıyor. Bunda da hat ve tezhip örnekleri, eski Kuranlar ve diğer elyazması kitaplar, kumaş ve halılar, porselen ve cam işleri, minyatür ve oymalar, mimari parçalar gibi eserler var. Göz atılmaya değer.