Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

Olduğu Gibi

Fotoğraf sanatçısı Ani Çelik Arevyan’ın Olduğu Gibi sergisi, doğru eşleşmenin nelere kadir olduğunu gösteriyor. Contemporary İstanbul, sanat zehirlenmesi muayenesi yapıyor

Instagram ve envaiçeşit filtreyle artık hepimiz birer fotoğraf canavarıyız. Kırışıklarımızı ütüleyip gözlerimizi büyütüp, fakirhanemizde bezmişken kendimizi dönüştürdüğümüz o bambaşka birini Maldivler fonuna yerleştirebiliyoruz. Oyun gibi, kabul. Eğlenceli, tamam. Zamanın ruhuna, hayallerine, kaygılarına, önceliklerine cuk oturuyor, kesin. Ama o sahte gökkuşakları ve muhtelif ışık numaralarıyla kendinden fotoğraf sanatçısı çıkarttığını sanan şuursuz da bol... Ki o kısmı epey hastalıklı. Onlar kendilerini kandıradursun, sizi hakiki fotoğraf sanatçısı nasıl olurmuş, sahiden sanat sınıfına giren fotoğraf insana neler hissettirirmiş diye görmek ve hatırlamak için Galata Rum Okulu'na alalım. Ama ay sonuna kadar (30 Eylül) Ani Çelik Arevyan'ın 'Olduğu Gibi' sergisi toplanıp bitmeden, muhakkak alalım. Ani Çelik Arevyan, İstanbul'dan New York'a, Paris'ten Bahreyn'e pek çok sergide eserleri yer almış, Kodak birinciliğiyle Türkiye'yi Fransa'da temsil etmiş bir fotoğraf sanatçımız. Biblioteque National de France ve İstanbul Modern Sanat Müzesi gibi muteber kamusal koleksiyonlarda bulunuyor işleri. Bu sergi için muazzam bir sondaj yapmış arşivinde. Arkeolojik araştırma diyor zaten kendisi de. 95 binin üstünde fotoğraf arasında müthiş benzerlikler, uyum ve uyumsuzluklar bularak çiftler oluşturmuş. Tek başınayken başka bir his uyandıran fotoğraf, 'eşini' bulunca bambaşka bir duygu geçiriyor karşısındakine: "Yaşadığım yıllar boyunca, bulunduğum mekânların hafızasını toplayan bir külliyata benzeyen, her gün fark etmeden kaydettiğimiz anların ve imgelerin, başka mekânlar ve başka zamanlarda bulduğum karşılıklarını bir araya getirdiğim, yeni hikâyeler ürettiğim bir seri." 'Olduğu Gibi'deki fotoğraflar kurgulanmamış, önceden düşünülmüş bir mizanseni de takip etmiyor: "Bu seride stüdyomda görüntüleri sahnelemek yerine, yaşamın sahnelediği görüntüleri fotoğrafladım." Etkileyici bir sarıp sarmalama ve farklı duyularınıza hitap etme özelliği var serginin "Bu hikâyeleri oluşturmak bedenimdeki sinir uçları arasında yeni bağlantılar kurmak, bir canlılık akışının benzerini üretmek gibiydi. İkili imajlar spekülatif birer film sahnesi gibi göz önüne serildikçe, zihinde parıldayan görüntü yığınlarına benzeyen ucu açık bir film şeridi ortaya çıktı" diyor Ani Çelik Arevyan. Kimse gücenmesin; gözün farkı da ortaya çıktı diye ekleyeyim.

STENDHAL SENDROMU
Rehinenin, kendisini rehin alana karşı duyduğu empati ve sempati mi? Hayır, o Stockholm sendromu. Stendhal sendromu daha havalı, daha rafine bir psikosomatik bozukluk, elit dert... Hiperkültüremi ya da Floransa sendromu da deniyor. Hatta sanat zehirlenmesi de... Bir sanat eseri karşısında kalp atışlarının hızlanması, baş dönmesi, baygınlık, halüsinasyon görme diye tarif ediliyor Stendhal sendromu. Bundan mustarip seri katili anlatan bir film var hatta baba Dario Argento'nun çektiği, kızı Asia Argento'nun başrolde yer aldığı. Aman aman bir film değil ama Floransa'nın ihtişamlı Uffizi Müzesi'ni ekranda görmek bile sendromları bire bir yaşatabilir! Peki şimdi ne oldu da gündeme geldi bu tuhaf bozukluk? Contemporary İstanbul sayesinde. Bu hafta 13'üncüsü gerçekleşen çağdaş sanat fuarının ana sponsoru Akbank Sanat'ın davetiyesinde kırmızı tulumlu, lame sandaletli, belli ki albenili bir kadın, yerde baygın yatıyor. "Stendhal Sendromu, ihtişamlı sanat eserleri karşısında duygu yoğunluğundan bayılmaktır" diye de not düşülmüş. Contemporary İstanbul, pazar akşamına kadar İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda. Bizde kimse Stendhal sendromundan mustarip mi değil, yoksa eserler yeteri kadar güçlü mü değil, kendiniz karar verin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA