İki kadın aynı adamı severse
HÜKÜMET GİBİ KADIN: Meryem
Koyu yeşil tuvaletiyle her zamanki gibi şahane duran bir kadın...
Sevdiği adamınhayatındaki Nazlı ile savaşı, onun için hafif kalıyordu. Bu defa işi zor. İki taraf da dişli, güçler dengeli...
Kötü karakter değil ama ailesini bir arada tutmak için her şeyi yapabilir...
KORKUSUZ, PERVASIZ: Ceylan
Korkusuz, gözü kara... Pervasız, çekinmesi yok. Özgüven yüzde bin.. "Mavişş" diyor koskoca Hızır'a...
Meryem'in yanına oturup meydan okuyor Ceylan: "Alırım Hızır'ı elinden..." Resmen savaş ilanı bu...
Sanem Çelik, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde rekabeti başlattı;
Gözleri ne kadar boncuk mavi olsa da, kimin ne haddine herkesin 'Reis' dediği en ağırından bir abiye, koskoca bir yer altı babasına Maviş demek?
Ama dendi. Hem de başkalarının içinde.
Hem de bir kadın tarafından. Hem de eski sevgili tarafından. Eski ama belli ki sevgisi tozlanmamış, kaldığı yerden devam etme arzu, heves, niyet, dahası iddia, hırs ve kararı içinde, pek 'ex' olmamış sevgili...
ESKİ AŞKLAR KAÇA AYRILIR?
Salı akşamı atv'yi izleyenler, saat 22:30 sularında düğündeydi. Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın İlyas'ıyla Esra'sı evleniyordu.
Aile tam kadro oradaydı, tamdan fazlası vardı hatta: Alparslan'ın yurtdışından gelen annesi Handan da gelmişti düğüne. Yanındaysa davetsiz bir misafir vardı: Kız kardeşi Ceylan.
Oooofff! Of of of! Çok eyvah! Niye?
Çünkü Ceylan, Hızır'ın eski aşkıydı.
Eski aşklar ikiye ayrılır: 1. Bitmiş gitmişler.
2. Yarım kalmışlar.
İlk gruptan kimseye zarar gelmez ama ikinci grup kafaları kötü karıştırır. Hele ki taraflardan birinde ukde kalmış, seneler de bunu içinde iyice köpürtmesine sebep olmuşsa...
Ceylan, ikinci gruptan olması yetmezmiş gibi, belli ki karakter özellikleriyle de XL boyutlara taşıyor tehlikeyi: Korkusuz.
Gözü kara. Pervasız. Hatta arsız. Çekinmesi, sakınması sıfır. Özgüven yüzde bin.
"Maaaviş" diyor koskoca Hızır'a; cilveli, dalgacı ve zerre tereddütsüz. Hemen bir öpüşme, bir temas ki Çakırbeyli ailesinin ortasında, yürek ister.
Daha da olmazları olduruyor ivedilikle.
Koyu yeşil tuvaletiyle her zamanki gibi şahane duran ve tam da 'hükümet gibi kadın' tabirinin hakkını veren (Keşke Hızır o fazla cafcaflı kolyeyi takmasaydı) Meryem'in yanına oturup meydan okuyor:
"Alırım Hızır'ı elinden!" Resmen savaş ilanı bu. İki kadın için muharebe başladı artık. Gözler, diller, derken belli ki başka silahlar girecek devreye.
Barış gelmeyecek. Hızır paylaşılamayacak, huzur bulunmayacak.
Nazlı hafif kalıyordu. Güçler arasında eşitsizlik vardı. Bu defa rekabet zor. İki taraf da dişli, güçler dengeli...
BİR BİRL ERİ NE BENZİY ORLAR
Sanem Çelik çok iyi seçim.
İnandırıcı öncelikle. Sadece gözleri değil. Keskin hatları ve ince dudaklarıyla, Deniz Çakır'la ilginç bir benzerlik var aralarında. Meryem'le yani.
"Tutarlıymış Hızır" dedirtiyor, adamın belli bir tipi var!
Meryem'den önce/sonra Ceylan olur mu, olur!
Sadece fiziksel özellikler de değil mevzu, 'Vur kafasına, al lokmasını' kadınlar değil adamın tipi. Kafa tutan, iddialı, bazen dediği dedik, tuttuğunu koparan kadınlar...
Kara Melek ile Ferhunde Sanem Çelik'i Kara Melek'ten ayrı düşünebilir miyiz? Yasemin Saylan karakteriyle SABAH'ın 'Türk Dizilerinin Gelmiş Geçmiş En Kötü 10 Karakteri' listesine 4. sıradan girmişti. E Deniz Çakır'ın geçmişinden de Ferhunde bırakmıyor tabii yakasını. İlk fırsatta dizginleri ele alan ve türlü dolap çeviren bir kötücül muhteris sonuçta.
Meryem öyle değil, kötü karakter hiç değil. Ama ailesini bir arada tutmak gibi kutsal bir niyetten varabileceği noktayı da biliyoruz. Bakalım Ceylan'ın eşiği nerede?
Cesur, fütursuz, hatta hadsiz ama hedefe kilitlenmişken bakalım ne kadar ileri gidecek? Kalbini, vicdanını ne kadar karartacak?
Şimdi bu iki kadın karşı karşıya...
Meryem'in karşısına ancak Ceylan çıkarılabilirdi, Ceylan'la da ancak Meryem başa çıkabilir.
Birindeki zamk yaşanmışlık, öbüründeki mıknatıs yaşanmamışlık...
Hadi bakalım, hayırlısı...