Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NUR ÇİNTAY

David Bowie Berlin'de Bülent Ersoy nerede?

Berlin'deki David Bowie retrospektifi, Bülent Ersoy'u düşündürdü. Keşke benzer bir sergi onun etrafında şekillense ve bize sırf şahsının dönüşümünü değil, Türkiye'nin de bir dönemini gösterse

Magazin hayattır, candır, nefestir. Çok renklidir, çok hareketlidir, çok da imkanlıdır. Ama bazen hayyy! İnsanı eğlendireceğine, oyalayacağına, bunaltıyor. Nefes aldıracağına, boğuyor.
Her gün bir Buse Terim fotoğrafı. Her gün bir Sinem Kobal fotoğrafı. Her gün bir Burcu Esmersoy fotoğrafı. Her gün bir Engin Altan Düzyatan & Neslişah Alkoçlar fotoğrafı ve bağrı açık tişört giyen aynı model sakallı canlı kopyalarıyla sokakta burun buruna gelmemiz yetmezmiş gibi her gün illa bir de Arda Turan fotoğrafı.
Ama bizim sokağı boydan boya kaplayan yeni albüm billboard'larında Hakan Peker'in dediği gibi Mütemadiyen bu aynı insanlara maruz kalmamızın geçerli sebepleri var elbette: Nişantaşı'na gitmiş olabiliyorlar mesela! Bebek'ten dönebiliyorlar! Direksiyonda görülebiliyorlar! Alışveriş yapabiliyor, yemek yiyebiliyor, arkadaşlarıyla buluşabiliyorlar, düşünün!
Bir şey de bir şeye bağlanmaz mı kardeşim? Hayır. Azıcık sondaj? Ne gerek var.
Fakat Magazin Gazetecileri Derneği'nin hafta içinde verdiği ödüllere bakınca görüyoruz ki alan razı, veren razı ve tabii ki sorun yine bende. Halbuki neler neler yapılabilir magazinden hareketle ve nelerin nelerin magazini yapılabilir.
Bizim Bülent Ersoy mesela hâlâ gittiği mekanda arıza çıkarmakla meşgul. Benim ne projelerim, hayallerim var oysa ki onunla ilgili!

ÖNCE WEIWEI'YA VAY VAY!
Evvelki hafta Berlin'deydik. Çok iyi birkaç sergi gördük. Onlardan biri, afişleri bütün şehre yayılmış olan David Bowie retrospektifiydi. David Bowie, tamam efsane müzisyen ama hastası olduğumuz, müziğine çıldırdığımız biri değil. Gitmeyebilirdik de. Ama sergi Martin - Gropius - Bau'daydı ve asıl görmek istediğimiz Çinli sanatçı Ai Weiwei'ın 'Evidence' sergisi de oradaydı. Hazır sabah erken gidip fazla kuyruk acısı çekmeden içeri girmişken, ikisine de bilet aldık haliyle.
Ai Weiwei'ın keskin bir zekası ve doğduğu yıl babasının sürgüne gönderilmesiyle başlayıp 2011 Nisan'ında 81 gün hücre hapsinde tutulmasına uzanan siyasi bir hikayesi var. Bu ikisinden beslenen işlerine, hele ki beş dakikalık videosuna (Adı Dumbass; YouTube'dan izleyebilirsiniz) "Vay vay" olmamak mümkün değil.
Fotoğrafta da 'Stools' adlı yerleştirmesini görüyorsunuz; Çin'in kuzeyindeki köylerden toplanmış Ming (1300'lerin ikinci yarısından başlayarak demek bu) ve Qing (1600'lerin ortasından itibaren demek bu da) hanedanlıklarından kalma 6 binden fazla tabure... Tarih, hafıza, iyi tasarımın kalıcılığı, işlev, emek...
Weiwei'ın o 81 günlük hapis sürecini anlatan, gerçekle fantezinin iç içe geçtiği videoda o kadar "Vay vay" dedikten sonra daha ne kadar etkilenebiliriz ki diye girdiğimiz David Bowie sergisinde ise takdirimiz tavan yapıyor.

SERGİ DEĞİL, ŞAHANE BİR ŞOV
Bu nasıl bir sergilemektir, adamlar (Londra'daki Victoria & Albert Museum küratörlüğünde) ne yapmış böyle; şimdiye kadar gördüğümüz sürüyle sergi bir anda nasıl da sıradanlaşıyor. O binbir surat David Bowie'yi kendisi yapan ne varsa burada: El yazısıyla notlar, çizimler, fotoğraflar, belgeler... Birbirinden cafcaflı heykelsi sahne kostümleri... Eşi, dostu, ahbapları... Özel hayatı, kamuya mal olan hayatı... Kendini bulmasına ortam hazırlayan ne varsa... Sırf müziğini, stilini, değişimini, dönüşümünü değil, onunla beraber koca bir dönemi de yaşıyoruz. Batı pop kültürünün 50 yılını...
Ve asıl önemlisi bütün bunların varlığı değil, sergileniş şekli: Yüzlerce irili ufaklı obje, görüntü, ses, canlandırma... İnsanı tavlayacak bin çeşit atraksiyon, trilyon detay... Bir sergi diye düşünmeyin, ihtişamlı bir şov bu. Çıkışta diyorum ki, bu serginin bir benzeri Bülent Ersoy için yapılsa keşke... Sıradışı bir hayat hikayesi, deli bir görsellik ve sadece şahsının değil Türkiye'nin ömründen bir kesit... Amma vurucu olur. Keşke...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA