SHOPPING FEST ÇILDIRMASI
7-29 Haziran arasındaki üç hafta, kafayı alışverişle bozmaya imkân tanıyan bir tarih dilimi. İstanbul Shopping Fest vesilesiyle her yanda olaylar olaylar: Kampanyalar, indirimler, defileler, partiler, sosyalleşmeler, Nişantaşı'ndan Bağdat Caddesi'ne ve elbette ki AVM'lerde türlü çeşit etkinlikler...
Paralı Arap turistlerin alışveriş kafası üstüne sosyolojik/ psikolojik araştırma/deney vs yapmak için de bulunmaz fırsat! Alelade günlerde bile çıldırmış durumdalar bu varlıklı ve şaşaalı Arap (Özbekleri de unutmayalım) turistler (Zorlu Center onlar sayesinde yaşıyor). Bir de Shoping Fest geldi mi, artık kim tutabilir onları!
DÜNYA KUPASI'NDA EVDE BREZİLYA KONSEPTİ
2014 Dünya Kupası 12 Haziran'da başlıyor; bu da futbol fanatiği, sevdalısı, meraklısı erkeklerin bir ay boyunca gece yarıları ekran karşısına, maç başına çökmeleri demek.
Unutun onları ve kendi hallerine bırakın. Ya da oyuna dahil olup evde Brezilya konsepti yaratın: Mutfakta 'Sıralı et' sistemine geçin mesela.
Bizde 80'lerde moda olan tipte et lokantalarını getirin aklınıza; döner, kaşarlı köfte, tandır vs şeklinde ilerleyen... Brezilya'daki 'churrascaria' adı verilen ve 'yiyebildiğin kadar ye' sloganlı barbekü restoranları onların daha da coşmuşu... Et servisi siz 'Yetti gayrı, bittim!' diyene kadar sürüyor. Yine evde egzotik kokteyller, iyi kahveler hazırlayın. Caipirinha yapmayı deneyin misal; orada sudan bile önce geliyor. Egzotik meyve diye kasmayın; marketler açai, pazarlar carimbola dolu da siz mi almıyorsunuz... Kiraz koyun, kâğıt şemsiye, renkli pipet dayayın, önemli olan niyet! Zaten onlarınki gibi kahve yapmanızın hiç imkânı yok.
Rio de Janeiro'nun simgelerinden 'Sugar Loaf'un anısına 'Kelle şekeri' yiyebilirsiniz sonra. Ya da fırsat bu fırsat, tam da bu bir aylık dönemi iyi kullanıp, 'favela poposu' yapabilirsiniz!
Brezilya'da favela yani gecekondu mahallelerini gezmiş olanlar bilir; iş, işsizlik, suç, yoksulluk, yoksunluk, mutluluk ve mutsuzluk üstüne kafa yormalık, gündelik hayat sosyolojisine dair birer cevherdir buralar. Ve o dillere destan Brezilya popoları, hep bu favelalardan çıkar. Çünkü merdivenlerle inilip çıkılan gecekondu mahallelerinden şehre gidip sonra da eve dönen kızlar, günde yüzlerce, belki binlerce basamak inip çıkar. Ve sonuç onlara, sert, sıkı, top popolar olarak döner!
İster Kamondo Merdivenleri gibi, İstanbul'un mühim, karakteristik merdivenleri... İster kendi binanızınkiler... Brezilya'da Dünya Kupası'nın sürdüğü bir ay boyunca yapın bunu: İnin. Çıkın. Tekrar tekrar. Defalarca. Aklınıza geldikçe. Sürekli. Ha bire. İş edinin bunu. Ve bir ayın sonunda farka inanamayın.
BOB DYLAN BİLETİ
"Hayat az çok bir yalandır, zaten biz de onun tam da öyle olmasını istiyoruz" der Bob Dylan. "Kimse özgür değil. Kuşlar bile gökyüzüne zincirli" de der hatta. Müzik tarihinin en mühim adamlarından ve 'ozan' diyorlar ya artık, onların en babalarından Bob Dylan, 20 Haziran'da, Maslak'ta yeni açılacak olan Black Box İstanbul'da. Bilete şimdiden sahip çıkmak lazım.
DENİZ KENARI, ADA, MODA SEFASI
Kahvaltıdan gece yarısı meşrubatına kadar dışarıda oturmak istediğimiz mevsim işte, nihayet.
Anadoluhisarı'ndaki Lacivert'in deli kahvaltısı, Moda'daki Koço'nun çıtır börekleri, Cankurtaran'daki Giritli'nin tüm mezeleri, Beylerbeyi'ndeki Villa Bosphorus'un Boğaz'a hâkimliği... Hep gittiğiniz yerler değil de belki Pendik Marina'daki Sancak'ın kaymaklı köftesi bu sefer...
Ya da bir vapur mesafede: Büyükada'daki Prinkipo'nun tadımlıkları, Burgazada'daki Kalpazankaya'nın kuyu tandırı...
Her dakika yeni yerler açılıyor şehirde ama bazı eskilerin de o güven hissine paha biçilmez...
'İSTANBUL MAYISTA BİR AKŞAMDI'
İlle de uzaklara gitmeniz gerekmez; deniz kenarında aylaklık etmek, bacaklarınızı da uzatıp Selim İleri'nin İstanbul Mayısta Bir Akşamdı'sını (Everest) okumak, sıkıntıları, gerginlikleri cümleten kışkışlar. Test edilmiştir.