Okul öncesi dönemdeki çocuklar, kız ve erkeklerin yalnızca isimleri, kıyafetleri, saçlarının uzun ya da kısa olması, oynadıkları oyunlar açısından farklı olduklarını düşünür. İlk kez aynı ismi hem bir kız hem de bir erkek çocukta duyduklarında çok şaşırırlar. Kız çocukları, pantolon giydikleri zaman erkek olabileceklerini düşünüp, kesinlikle pantolon giymek ve saçlarını kestirmek istemez. Uzun saçlı bir erkeği ise yadırgarlar. Erkek çocukları bebekleri eline bile almazken, kız çocukları tabanca ve tüfeklerin yalnızca erkekler tarafından kullanılabileceğini düşünür. Kızlara 'hanım hanımcık' olmaları yönünde verilen mesajlar kızgınlıklarını gizlemelerinin yollarını aratırken, erkekler çok canları yandığında bile 'erkek olduğu için' ağlamamaya çalışır. Anne ve babalar, çocuklarının cinsiyetlerine özgü davranışlarını gördükleri zaman genellikle istemdışı bir şekilde ödüllendirmeler yapar. Örneğin, dans eden, bebekleriyle oynayan, ev işlerine yardım eden kız çocukları, dikkat çektiklerini ve annelerinin güler yüzle bu duruma yaklaştıklarını görünce, aynı davranışı tekrarlar. Ancak bebeklerle oynayan ya da annesine ev işlerinde yardım eden erkek çocukları benzer bir yüreklendirmeyle çoğu zaman karşılaşmaz. Aynı durum, babası gibi davranmaya çalışan kız çocukları için de geçerlidir. Fiziksel güç gerektiren bir eşyayı kaldırmaya çalışan kız çocuklarına engel olunurken, erkek çocukları "Benim oğlum ne kadar kuvvetli..." gibi cümlelerle desteklenir. Tüm bunlar aslında kişilerin bilinçli bir şekilde yapmadıkları, dolaylı ödüllendirmelerdir.
MERAK, OYUNLARA YANSIR
Üç yaşına gelene kadar fotoğraflarda gördükleri kişileri, kadın ya da erkek olarak ayırt etmeyi başaramayan çocuklar, üç yaşından sonra oyun arkadaşı olarak kendi cinsiyetlerinden çocukları seçmeye başlar. Bu seçim, cinsiyetine ilişkin kimliğin oluşmaya başladığını ve davranışlarını etkilediğinin en önemli göstergelerinden biridir; ancak bu tam bir oluşumu ifade etmez. Cinsiyet farkını bu denli somut algılayan çocuk, diğer yandan, karşı cinsin bedensel farklılığını anlamaya çalışır. Bu merakı gidermek için doktorculuk, evcilik gibi oyunlar bu dönemde en ilgi çeken oyunlardır. Cinsel organlarına dokunma, başkalarına gösterme, çıplak olmayı sevme, başkalarını çıplak görmek isteme, kadınların göğüslerine dokunma sıklıkla gözlenir. Ayrıca evde çıplaklık sık gözlenen bir durumsa, çocuğun bu davranışları gösterme olasılığını artırır. Erkek çocuklar kız çocukların niçin penisi olmadığını anlamaya çalışır. Kız çocuklarının penisini kaybetmiş olduğunu düşünen erkek çocuklarının aksine, kız çocuklar büyüdüklerinde penisleri olacağını umut eder. Bazı erkek çocukları büyüdüklerinde kendilerinin de göğüslerinin büyüyeceğini düşünür. Penisini kaybedeceğinden korkan erkek çocuk, bir yandan babaya benzemeye çalışır, diğer yandan da anneye hayran olduğu için babası tarafından cezalandırılacağından korkar. Cinsel gelişim ön plana çıktığı ve pipisi en önemli durum haline geldiği için, en büyük ceza onu yitirmesi olarak benimsenir. Eğer babayla iyi ilişki kurulamamışsa, baba aşırı sert ve uzaksa bu korkular artar ve çocuk özdeşimini sağlıklı yapamaz. Ama babayla ilişkiler sağlıklı olursa, bu korkuyu yener ve 'baba gibi' olmaya çalışarak sağlıklı bir şekilde özdeşimini ve cinsel kimliğini tamamlar. Benzer şekilde kız çocuk da anneyle sağlıklı bir ilişki kurarsa gelişimi sağlıklı olur, penis beklentisi sona erer.