Bir dizi film nedeniyle başlayan tecavüz tartışmalarına ne ad vermek gerekir bilmiyorum. Çünkü tecavüzün nesini tartıştığımız belli değil. Tecavüzü yermeye çalışırken bile onay veren konuşmalar nedeniyle binlerce kadının canını yakan konuyu magazin tartışmasına döndürmeyi başardık gibi görünüyor. Bir yandan tecavüzcülere ve tecavüzlere onay verdiği için bir sinema yönetmenini protesto ediyoruz, diğer yandan tecavüz üzerine kurulan bir dizi filmden kazanç, aşk ve magazin çıkarmayı başarabiliyoruz. Nasıl? Ahlak mı bozuldu yoksa bunlar ahlağı mı bozuyor? Gelecek nesillerimize tecavüzün normal sayıldığı bir inanç mekanizması mı bırakacağız?
KADINA BAKIŞ
Cinsiyete ilişkin yansımalar bir toplumun kadınlığı nasıl tanımladığı ile bağlantılıdır. Kadını cinsel obje, tüketici, ev işlerinden sorumlu kişi gibi tanımlamalar diziler, kadın programları, yazılı basın hatta reklamlarla pekiştiriliyor. Değişen yapı içinde eskiye oranla daha fazla dışarıda olan kadın, başarı simgesi ya da en azından sokakta olan erkek kadar normal yaşamın içinde gösterilmekten çok, tehlikede, mutsuz, kadınlığından vazgeçmiş olarak yansıtılıyor. Ne kadar ev hanımı, ne kadar sevecen anne ise o denli takdir ediliyor, bu kalıpların dışına çıktığında bir nevi cezalandırılıyor. Bu tema tekrarlandıkça kadının çaresizlik duygusu artıyor. Diğer kişilerin de "Evet, normların dışına çıktığına göre başına geleni hak etmiştir," duygusunu pekiştiriyor.
Bu gerçekleri göz önüne alıp tecavüz gibi olguların nasıl sunulduğu daha iyi anlaşılabilir. Kadın sokakta olmamalıdır, birileri yanında olmadan gezmemelidir, kıyafeti dikkat çekmemelidir, fazla mutlu ya da neşeli görünmemelidir. Çünkü o zaman saldırıya yol açmış olur. Bütün bunlar toplumsal bakış açısını gösterir. Ancak haberi sunarken, bu konuyu işleyen film yaparken bu bakış açısını onaylama ve güçlendirme mümkün olduğu gibi, değiştirme ve düzeltme de mümkündür. Yoksa yaşamın içinde olan sorunların filmlerde, dizilerde gösterilemeleri engellenemez. Önemli olan nasıl sunulduğu ve yorumlandığıdır. Her ne olursa olsun tecavüzün bir saldırı olduğu, kişide travma yaratacağı, yapanın cezalandırılması gerektiği gerçeğini vurgulamak toplumsal algıya etki eder.
TRAVMANIN ONARILMASI GEREK
Dizileri ve toplumsal sonuçlarını değerlendirmek için bazı kavramlara bakmak gerekir. Bir toplumdaki insanların birbirleriyle etkileşimlerinin ürünü kültürdür. Yani aslında kültür, bir topluluğun normlarının ifadesidir. Bir toplumun kültürü yıllar boyunca değişim gösterir. Bu değişime neden olan birçok etken var. Kitle iletişim araçları da bu etkenlerden biri. İnsanların dünya görüşlerini, tutum ve davranışlarını etkileyerek yeni tutum ve davranışlar oluştururlar. Çevrilen her filmin, her dizinin tam olarak gerçekçi olması, ders vermesi beklenemez. Ancak kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan ve sık sık tekrarlanan her türlü yayının bazı kurallara uyumu önemli. En önemli şeylerin başında ne kadar vurgulandığı ve nasıl vurgulandığı gelir. Özellikle televizyon dışında bilgi kaynağı olmayan (okuma ve araştırmanın az olduğu) toplumlarda etkilenmeler artar. Film konuları günlük toplumsal yaşamdaki bazı önemli olayları tartışma fırsatı da yaratabilir. Bütün gelişimsel süreçte hem dünyada hem de ülkemizde toplum dinamikleriyle iç içe giden filmler ve diziler kalıcı olmuştur. Tartışmanın doğru açıdan yapılarak desteklenmesi her türlü olumsuzluğu aktaran filmin, dizinin, haberin olumlu sonuçlara ulaşılmasını sağlama şansı var. Örneğin tecavüzün çok sık olduğu ve kadınların ciddi bir sorunu haline geldiği Amerika'da Sanık filmiyle tecavüzün suç olduğu, tecavüze uğrayan kişinin yaptığı hiçbir şeyin bu suçu hafifletmeyeceği vurgulandı. Daha sonra ise cinsel suçlar, özel birim gibi sadece cinsel suçları tüm akıcılığı içinde irdeleyen, olumsuzlukları, yasaları, yapılması ve yapılmaması gerekenleri son derece gerçekçi vererek izlenme oranları yüksek, ödüller alan bir dizi haline getirmek mümkün oldu. Bu, bir yandan izlenir bir dizi yaparken aslında doğru bilgilendirme yapılabileceğinin bir kanıtı. Tecavüzün olumsuzluğunu vurgulamak için uzun uzun ayrıntılı olarak tecavüz sahnesinin gösterilmesi gerekmez. Hatta bu şekilde tecavüzün ağırlığından uzaklaşılıp, olayı sıradanlaştırma riski artar. Tecavüzü hoşlanılacak, istenilecek, öyle olmasa bile sonrasında "Ne yapayım, bari bunu yapanla evleneyim, hatta ona âşık olayım," şekline getirmek, değiştirilmeye çalışılan yanlış tutumların aslında doğru olduğu yargısına götürür. Kadının tecavüze uğraması, ruhsal ve fiziksel bir travma olduğu için korkunçtur. Yoksa kendi isteği dışında meydana gelen bir cinsel ilişki nedeniyle kirlenmesinden, namusunu kaybetmesinden değildir. Temizlenmesi değil, travmasının onarılması gerekir. Temizlenmesi gereken ise tecavüz edenlerin yasal olarak cezalandırılmalarıyla gerçekleştirilebilecek toplumsal vicdandır.