Kütüphane düzenlemek ne zor işmiş! Yutmadığım toz kalmadı. Ancak sürprizli bir yanı da var. Aklımdan tamamen çıkmış kitap, gazete ve dergiler, "Aaa bu da mı vardı" mırıldanması eşliğinde adeta önüme düşüyor.
Üst raftan bir naylon torba indirdim. İçinde gazeteler var. Nedir bunlar, demeye kalmadı, Cumhuriyet gazetesinin 29 Mayıs 1953 sayısını gördüm.
O da ne? İlk sayfaya kocaman bir Fatih Sultan Mehmet çizimi koymuşlar. Üstelik de renkli! Başyazının başlığı "500'üncü Yılı Kutlarken". Sağ köşede ise bir cami fotoğrafı var. Gece çekilmiş. Mahyada "Fatih Nur İçinde Yat" yazıyor.
İkinci gazete Hürriyet... Fatih'in resmi ile sanduka fotoğrafı yayla gibi açılmış. Hemen altına, Hz. Muhammed'e atfedilen ancak yakıştırma olan sözü yerleştirmişler: "İstanbul'u fetheden Emir ne ulu Emir ve onu alan asker ne mübarek askerdir."
Nihad Sami Banarlı'nın fetihle ilgili şiirini de kocaman koyarak coşku vermeye devam etmiş gazete.
Dünya gazetesi, Fatih'in resminin yanında şöyle bir başlık koymuş: "İstanbul'u zaptettik." Bilmeyen olay 500 yıl önce değil de 28 Mayıs 1953'te meydana gelmiş sanır.
Ancak Atatürkçü Fatih Rıfkı Atay'ın başyazarlığını yaptığı Dünya'yı yabana atmayalım. Ana gazete kadar da "500'üncü Fetih Yılı İlavesi" vermişler. İlk sayfadaki Fatih'in sandukasına, top ve kılıç çizimleri eşlik ediyor.
"İğriye iğri, doğruya doğru" (Hıncal Abi'nin kulakları çınlasın; 65 yıl önce eğriye 'iğri' denirmiş) sloganıyla yayınlanan Vatan, ilk sayfasını poster gibi tasarlamış. Padişahın resmini koyup, altına "Fatih Sultan Mehmed Han... 1453-1953" yazmışlar. Başka haber veya resim yok. Al sayfayı kahvenin duvarına as, simit ve çay eşliğinde ecdadınla iftihar et.
Özel ilave veren bir başka gazete ise Yeni İstanbul... "Hürriyet ve Hakkın Yılmaz Müdafiiyiz" sloganıyla yayımlanan Yeni Sabah'ın ilavesinde tabip profesör, tutkulu İstanbul araştırmacısı Süheyl Ünver'in birkaç yazısı birden var. Değerli bir ilave olmuş.
500'üncü yıla en az yer veren gazete ise İstanbul Ekspres... İlk sayfanın üçte birini kafi görmüşler. Alt başlıkta okuduğum cümleye ise bir anlam veremedim. "Fatih, Birleşmiş Milletler ruh ve zihniyetinin de sembolüdür" demiş gazete. Niye ki? Biri kılıcıyla imparatorluk kuruyor, diğeri dünya devletlerini ortak hareket etmeye çağırıyor. Ne alakası var?
İlginç bir durum dikkatinizi çekti mi? Cumhuriyet ve Dünya gazeteleri, CHP'ye yakın olmalarına rağmen, iktidar partisinin organize ettiği fetih kutlamasını hararetle desteklemişler. Niye?
Niyesini ben size söyleyeyim: Çünkü 500'üncü yılın görkemli bir şekilde kutlanması için ilk harekete geçen, bütçeden para ayırtan 1939'da dönemin Cumhurbaşkanı İnönü'dür.
Zaten Osmanlı, fethi kutlamazdı. Kutlamaları başlatan İttihat Terakki'dir. Amaç da milliyetçi hamasetle halkı arkasına almaktı.
Ya işte böyle! Ben en iyisi şu kütüphaneyi biraz daha karıştırayım.