Sarının tonlarındaki yapraklar Instagram'da çok 'like' alıyor ama önüne geçilemez bir kötü haber: Sonbaharın bitmesine sadece bir ay kaldı! Ondan sonrası kış: Aralık, Ocak, Şubat... Kuzey yarıküredeki ülkelerin bazılarına, bizde de Doğu'da olduğu gibi, kar düşmeye başladı bile...
Kışın gelmesini iple çeken kayak tutkunlarının istikameti belli. Peki ya kayakla işi olmayanlar ne yapsın? Bilmeyen...
Sevmeyen... İşte onlar için Avrupa'dan kış mevsiminin hakkını veren birkaç şehir önerisi...
AMSTERDAM, HOLLANDA
Niye gitmeli: Mayıs ile Eylül ayları arasında Amsterdam'a gidenler kentin nasıl turist kaynadığını, fiyatların tavan yaptığını bilir. Kışın öyle değil elbette. Kentin dünyaca ünlü müzelerini rahatça gezebilir, zengin etnik mutfağını (bilhassa Endonezya) doyasıya tadabilirsiniz. Tabii bir de Nine Little Streets'te alışveriş keyfi var.
PRAG, ÇEK CUMHURİYETİ
Niye gitmeli: Görkemli kalesini ve sarayını, tarihi köprülerini, dar sokaklarını, envaiçeşit müzesini rahatça gezmek istiyorsanız Prag'a kış aylarında gitmeniz lazım. Dikkat: Hele bir de kar yağarsa, telefonunuzun hafızası yetmeyebilir! Balayı için en çok tercih edilen Avrupa kentlerinden biri olan Prag'ta borç çorbası içecek ve zengin soğuk et çeşitlerinden tadacaksınız.
SALZBURG, AVUSTURYA
Niye gitmeli: Bilhassa Barok dönemden kalma yapılarıyla klasikçisinden popçusuna birçok besteciye esin kaynağı olmuş bir kent Salzburg. Hohensalzburg şatosunu, Mirabell ve Hellbrun saraylarını, kilise ve manastırlarını gezebilir, şinitzel ve strudel yiyebilir, dünya tatlısı kafelerinde kahve yudumlayabilirsiniz.
ZÜRİH, İSVİÇRE
Niye gitmeli: Turizm dendiğinde son dönemde ön sıralarda yer almıyor, doğru.
Halbuki iki bin yıllık geçmişiyle bir inci Zürich. Sadece coğrafi konumu bile görmeye değer: Alp Dağları'nın eteklerinde, Zürih Gölü'nün yanı başında, ortasından Limmat akıyor... İster ışıltılı Bahnhofstrasse'de, ister hesaplı Neiderdorf veya Langstrasse'de alışveriş yapın, acıktığınızda mutlaka sıcak İsviçre peynirine ekmek banmalısınız.
BUDAPEŞTE, MACARİSTAN
Niye gitmeli: Budapeşte'yi gezerken Osmanlı'dan Rönesans'a muazzam bir tarihi birikime şahit olacaksınız. Aslında Avrupa kıtasına hayat veren Tuna Nehri'nin iki yakasına kurulmuş kentin geçmişi Taş Devri'ne kadar uzanıyor. Görkemli sarayları, şato, köprü ve konser salonlarının yanı sıra termal banyolarıyla da ünlü Budapeşte... Meraklısı mayosunu da alsın yanına!
ŞEHİRDE KIŞ TATİLİNİN AVANTAJLARI
Otel ve lokanta fiyatları inmiştir.
Turist kalabalığı bunaltmaz.
Müzelere girerken sıra beklemezsiniz.
Kar şahane görüntüler oluşturur.
Şöminenin, türlü kahvenin tadını çıkarırsınız.
Geleneksel Noel pazarlarında hem eğlenir, hem de alışveriş yaparsınız.
Kış festivallerinin keyfi başkadır.
İskandinavya'da Kuzey Işıkları aklınızı alır.
Buzdan yapılmış otellerde kalıp köpeklerin çektiği kızaklara binebilirsiniz.
BAVULA NE KOYMALI?
Kalın bir kaban, tercihen puf puf anorak...
Bere, başlık, kukuleta...
Kulak ponponu
Atkı (lar)
Eldiven
Termal set, en azından tayt
Yün kazak, gömlek, hırka
Su geçirmeyen ve sıcak tutan bot
Hem ısıtan hem hafif polar malzeme
Kalın ve üst üste giyilebilen bol sayıda çorap
Yurtdışında reçeteniz yoksa eczane deneyimi başlı başına dert; o yüzden de ne olur ne olmaz diye gripten sistite, bol miktarda ilaç...