Yaşasın! Amerikalıları, İngilizleri, Rusları, İtalyanları, İspanyolları, Fransızları, İsveçlileri, hepsini geçmişiz. Dünya Şampiyonu olmuşuz! Hangi alanda derseniz; tatil aşklarında! Üstelik mutlu son da bizde: Tatilde en çok evlenme teklifi alan da Türklermiş! Momondo diye bir online seyahat arama sitesi var; merkezi Kopenhag'da olup 31 ülkede hizmet veren. O yapmış araştırmayı. 14 ülkeden, yaşları 18 ile 65 arasında değişen 15 küsur bin kişiye sorarak gerçekleştirmişler Seyahat Araştırması 2015'i. Ve de ortaya çıkmış ki, tatil romantizminin Türklerin gönlünde yeri ayrı! "Tatilde hiç aşk yaşadınız mı ya da tatildeyken bir yabancıyla romantik deneyiminiz oldu mu?" sorusuna, yüzde 37'si "Evet" demiş katılımcıların. Yüzde 60'ın cevabıysa olumsuzmuş. Cinsiyete göre ayrıldığında, erkeklerin daha faal olduğu görülüyor. Bizim memleket erkeklerinin yüzde 42'si tatilde aşk yaşadığını itiraf ediyor. Kadınların oranıysa yüzde 33. Bizi birinci sıraya taşıyan bu sayılar işte. Bu oranlarla tatilde aşka meşke en sıcak bakan millet oluyoruz! Herkesi geride bırakarak: İkinci sırada, biz yüzde bin olacağını düşünürken yüzde 34'te kalan İtalyanlar geliyor. Üçüncü sıradaysa yüzde 33'le Norveçliler var. Sonra Hollandalılar, Portekizliler ve İngilizlerle yüzde 30'un altına iniyoruz. Tatil romantizmi yaşadığını söyleyen Alman, İsveçli ve Rusların oranı yüzde 28. Devamında yüzde 25'le Danimarka ile yüzde 24'le İspanya ve Fransa geliyor. Finlandiya yüzde 22'yle soğuk, ABD ise yüzde 20'yle hayattan elini ayağını çekmek üzere olduğunu düşündürüyor. Peki tatil romantizminin mutlu sona ulaşması mümkün mü? Çok sık rastlanmasa da mümkün tabii ve bu konuda da başı biz çekiyoruz! Türkler, tatilde evlenme teklifi alma konusunda da diğer ülkelerin önünde. "Seyahatteyken hiç evlenme teklifi aldınız mı?" sorusunu bizimkilerin yüzde 13'ü 'evet'liyor! İkincilik yüzde 9'luk oranla beş ülke arasında paylaşılıyor: ABD, Norveç, İtalya, İngiltere, Rusya. En ezik, en eli boş kalanlar, yüzde 5'lik oranla Danimarka, Finlandiya, Portekiz ve Fransa. Bir de şöyle ilginç yan var: Seyahatte evlenme teklifi alan Türk erkeklerinin ve kadınlarının oranı birbirine epey yakın... Kadınların yüzde 16'sı "Benimle evlenir misin?" sorusunun tatilde geldiğini söylüyor ama erkekler de fena değil hiç! Onların da yüzde 11'i tatilde evlenme teklifi almış! İki kat yaşındaki ve üç misli kilodaki maceracı hanım teyzelerden mi hepsi, bunu bilemiyoruz tabii.
NEREDEN NE HEDİYE ALINIR?
Gittiğiniz yabancı şehirlerden eşe dosta hediye taşıyanlardan mısınız? Bazen eli boş dönmek olmuyor, evet. Anne-babaya, eş-sevgiliye, bazen patron-müdüre, en çok da çoluk çocuğa ufak tefek bir şeyler getirmeden olmuyor, doğru. Ama hacmen de madden de ne kadar açılmasanız da, bir de ona, bir de öbürüne derken ciddi yekun tutuyor. Kime ne alınacak? Bulması ayrı sıkıntı, taşıması başka dert, komple külfet... Eskiden kolaydı. 90'lara kadar o kadar hiçbir şey yoktu ki bizde; şampuandan diş macununa, buzdolabı poşetinden mandala, şekerden sakıza her şeyin gideri vardı. Marka kılık kıyafete, angora kazaklara, lastik ayakkabılara, parfümdeodorant ve bilumum kozmetiğe hiç girmiyorum. Ama şimdi öyle mi ya? Binbir türlü marka ve trilyon çeşit ürün bizde de var. Burda olmayan ne bulup alacaksınız da şaşırtacak, sevindirecek, makbule geçecek? Zor iş. "Hangi ülkeden ne hediye alınır?" başlıklı bir bülten geldi. Online seyahat "asistanı" bavul. com, nereden ne hediye almamız icap edermiş, listelemiş. Komşudan başlayalım; Yunanistan'dan. Acropolis heykeli demişler, boş verin. Buzuki demişler, bilemiyorum, Türkiye'den uzağa giderken bağlama almazken, niye ki? Ouzo demişler, o olur. Yanına Ladotiri peyniri iliştirirseniz, daha da nefis olur. Letonya'dan 'Baltık altını' da denen amber/kehribar takılar diyorlar ama seven var, sevmeyen var. Çeşitli bitki ve baharatlar karıştırılarak hazırlanan 'Black Balsam' ile kimyonlu bir çeşit yerel peynir (Kimenu siers) ayrıca, onlar tamam. İtalya'dan makarna ve zeytinyağı deniyor; cam, porselen, deri, maske, kukla diye ilerleniyor. Eh, peki... İngiltere'den çift katlı kırmızı otobüslerle siyah taksilerin mini oyuncaklarını önermişler ki, unutun! Kırmızı telefon kulübelerinin maketlerini de. Kimseyi aslında sevindirmeyen fazla turistik ıvır kıvırlar bunlar; çuvalla taşısanız bile yaranamazsınız. Oralı ilginç bir kutu çaya hayır diyense az olur. Hollanda'dan çiçek tohumu, lale soğanı... Oranın geleneksel 'çöp'lerinden minik, kalkık burunlu takunyaları da saymışlar ama kime ne fayda? Hollanda dönüşü peynir getirmeyeni ise görmesin gözümüz! Hindistan'dan rengarenk kumaşlar, çanak çömlek, baharat... Çin'den yeşil çay ve porselen çay setleri... Küba'dan puro ve rom diye devam ediyor bülten. Boş verin. Aramakla, bulmakla, hesaplamakla, onca yol boyu taşımakla uğraşmayın. Hele bu uzak ve turistik bölgelerin azıcık dışına çıkıldığında nispeten netameli ülkelerden, mideyi bozmadan, zehirlenmeden, hastalanmadan, gittiğiniz gibi tek parça dönün, sevdiklerinize yeter!