Fenerbahçe, geçen sezon başında Christoph Daum'la 3 yıllık kontrat imzalamıştı. Buna göre Daum 3 yıl boyunca toplam 10 milyon Euro'nun üzerinde para alacaktı. Yardımcı ve tercümanının da alacaklarını topladığımızda 12- 13 milyon Euro'ya kadar uzanan bir miktarı Fenerbahçe, Daum ve ekibine ödeyeceğini yasalar çerçevesinde taahhüt etmişti.
Bu dünyanın her yerinde geçerli hukuki bir sözleşmedir. Ama sonra ne oldu? Daum'lu Fenerbahçe şampiyonluğu son maçta şanssız bir şekilde kaybetti. Tıpkı yıllar önce Denizlispor maçında kaybettikleri gibi. Fatura Daum'a kesildi ve kovulması için çeşitli planlar yapılmaya başlandı.
Kovmak kolay ama geriye kalan iki senenin ödemesini yapmak Fenerbahçe'ye zor geldi. Çünkü bu Fenerbahçe'nin kasasından fazladan 7-8 milyon Euro çıkması demekti. Tıpkı geçen sene Aragones'e ödenen para gibi. Fenerbahçe dünya markası olma yolunda hızla ilerlediğini söylüyor.
AŞİRET DEVLETİNİN KULÜBÜ MÜ?
Ama son yıllarda yaşananlar aşiret devletindeki takımlarda bile olmaz. Fenerbahçe yönetimine ilk sorumuz...
Hangi akla hizmet Daum'la 3 yıllık garantili sözleşme imzaladınız? Daum bir Mourinho ya da Lippi mi veya Capello'mu ki Fenerbahçe'nin haklarını böylesine riske edip kontratlarla taahhütler veriyorsunuz? Aynı hatayı Aragones ile yaptınız, bedelini Fenerbahçe başarısızlık ve para kaybı olarak ödedi. Aynı Fenerbahçe yönetimine ikinci sorumuz:
Daum'u kovmak istiyorsanız şampiyonluk kaybedilir kaybedilmez bunu ilan edersiniz ve kontrattaki rakamları ödersiniz. Sonra da Aykut Kocaman ile mi devam edersiniz başka bir hocayla mı bunun kararını özgür bir şekilde verirsiniz. Daum'u kovmak; ama bunu para vermeden yapmak istiyorsunuz. 2010 dünyasında böyle bir hukuk anlayışı olamaz. Peki sonra ne yapıyorsunuz?
Bir Alman vatandaşını ya da diğer bir deyimle yabancı bir işçiyi taciz etmeye başlıyorsunuz. Samandıra inşaat halindeyken Daum ve yardımcısı Koch'a mesai yaptırıyorsunuz.
O da sizinle dalga geçiyor. Kötü ve bozuk Türkçesiyle "Türkiye benim ikinci vatanım" diyor. Tıpkı Almanya'da haksızlığa uğramış Türk işçilerinin bozuk Almancalarıyla "Almanya bizim için acı vatan" dedikleri gibi.
YENİDEN KOKAİNE Mİ BAŞLADI?
Peki sonra ne yapıyorsunuz? 'Git muayene ol' diyorsunuz. Ama Daum Fenerbahçe yönetiminden ve entrikalardan korkuyor. Ne de olsa geçmişinde bir kokain hikayesi var. O da gidiyor kendi aile doktorunun çalıştığı hastanede muayene oluyor. Bu konunun açılımı şu: Bir Alman teknik adam, dünya markası Fenerbahçe'nin kendisine bir komplo yapabileceğinden şüphelenip Türkiye'nin çok önemli bir sağlık kuruluşunda check-up yaptırmıyor. Bütün bu yaşananlar Fenerbahçe için çok acı. Hem Türkiye'deki hem de yurtdışındaki imajına büyük zarar veriyor.
Ve şimdi dedikodu mudur, gerçek midir bilmiyorum ama tehlikenin en büyüğünü açıklıyorum.
Fısıltı gazetesinden birileri Daum'un tekrardan kokain illetine bulaştığını yaymaya başladı. Eğer bu bir dedikodu ve vurun abalıya taktiğiyse Daum'a büyük haksızlık yapılmıştır.
Yok eğer Daum'un bu işe tekrar başladığı gerçekse Fenerbahçe niye aylarca uyuşturucu illetine yeniden başlamış biri ile çalıştı sorularını getirecektir.
OLMADI SAYIN AZİZ YILDIRIM!
Olmadı sayın Aziz Yıldırım, ama hiç olmadı. Fenerbahçe camiası sana büyük saygı ve sevgi duyuyor. Ama son yaşananlar muhtemelen senin stratejin ve politikaların. Belki bu politikalarla Daum'u ürkütüp birkaç milyon Euro tasarruf edebilirsin ama bu tasarruf edilmiş birkaç milyon Euro'yu Fenerbahçe yüzlerce milyon Euro'luk bir imaj kaybı olarak ödeyebilir.